Değişimi gerçekleştirebilenler ayakta kalacak
Kurumsal yönetim, günümüz iş dünyasında bir zorunluluk. Özellikle halka arzların bu denli yoğun yaşandığı bir dönemde bu alanda farkındalığın artması ve yönetim standartlarının yükseltilmesi işletmelerin, dolayısıyla ekonominin ve toplumsal refahın gelişimi açısından büyük bir fırsat sunuyor.
Halka açık şirketlerin sayısındaki artış kurumsal yönetim ilkeleri olan şeffaflık, hesap verebilirlik, adillik ve sorumluluğun daha fazla ön plana çıkmasını sağlıyor ve bu alanda bir dönüşümün yaşanmasına katkıda bulunuyor. Geçtiğimiz günlerde Türkiye Kurumsal Yönetim Derneği (TKYD) tarafından 15’incisi düzenlenen Uluslararası Kurumsal Yönetim Zirvesi’nin teması “2’nci Yüzyılda Başarının Anahtarı: Kurumsal Yönetim” olarak belirlenmişti.
Eski yönetim alışkanlıklarının terk edilmesinin zorunluluğuna işaret eden TKYD Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Tamer Saka, "Gelişmiş bir ekonomi olmak istiyorsak, kurumsal yönetim kaslarımızı güçlendirmeliyiz" diyor. Cumhuriyetin ikinci yüzyılının kurumsal yönetimle şekilleneceğini belirten Saka, riskler ve belirsizliklerle dolu bu dönemde özel sektörün güçlendirilmesi ve risklere karşı daha dirençli hale getirilmesinin Türkiye'nin dünya ekonomisindeki payını artıracağını vurguluyor.
Halka açılma hızlandırıyor
Kurumsallaşma artık bir gereklilik ve hem kamu hem de özel sektör için sürdürülebilir büyümenin anahtarı. Piyasada büyümenin sürdürülebilir olması açısından kurumsal yönetimin yerleştirilmesinin güvenin teminatı olduğunu vurgulayan SPK Başkanı İbrahim Ömer Gönül, özellikle yönetim kurullarının daha iyi performans gösterebilecekleri iki temel alanı vurgulayarak, bu kurulların şirketler için kritik bir öneme sahip olduğunu belirtiyor.
1. Uygun yönetim kurulu oluşturulması: Gönül, etkin ve verimli bir yönetim kurulu yapısının oluşturulmasının önemini vurgulayarak bu yapının geleneksel yönetim alanlarının yanı sıra teknoloji, dönüşüm ve diğer modern alanları da kapsaması gerektiğine dikkat çekiyor.
2. Yönetim kurullarının performansı: Yönetim kurullarının performansının yatırım yapılan şirketlerin tanınması ve güven inşası için hayati önem taşıdığını belirten Gönül, güven tesisi kuralları ve değerlerin şirketlerin nasıl hareket etmeleri gerektiğini gösterdiğini ifade ediyor. Gönül, Türkiye'deki şirketlerin büyük bir kısmının kurumsal yönetimi ciddiye aldıklarını ve her yıl bu alanda daha iyiye gittiklerini gözlemlediklerini aktarıyor.
Kurumsal yönetimin güçlenmesi için devam eden çabalara vurgu yaparak, bu konunun sürdürülebilir büyüme ve piyasa güveni için kritik olduğunu belirtiyor. Bunun için de tüm paydaşların ihtiyaçlarının samimi bir şekilde ele alınması gerekiyor. Ancak bu sayede daha sağlam bir kurumsal yönetim yapısı oluşturulabilecek.
Kalite ve sürdürülebilirlik
Geçtiğimiz hafta yönetim alanında bir diğer önemli etkinlik de Türkiye Kalite Derneği (KalDer) tarafından gerçekleştirilen 32. Kalite Kongresi’ydi. Türkiye'nin gelecek yüzyılda toplumsal ve bireysel yeteneklerin gelişiminde yüksek kalite bilincinin önemini vurgulayan KalDer Yönetim Kurulu Başkanı Yılmaz Bayraktar, “Gelecek 100 yılda ülkemizin birikmiş ve donanımlı insan sermayesinin toplumsal ve bireysel yetenek ve yetkinliklerinin gelişimi için her alanda yüksek kalite bilinci oluşturmamıza olanak sağlayan teknolojik gelişmelerin ve bilimin izinden gitmemiz gerekiyor” ifadesinde bulunuyor.
1998’de başlatılan Ulusal Kalite Hareketi'nin özel sektör ve kamu tarafından sahiplenilmesiyle kalite anlayışının geniş kesimlere ulaştığını hatırlatan Bayraktar, "KalDer olarak 30 yılı aşkın süredir öncelikli olarak savunduğumuz iki gerçek var: Kalite ve sürdürülebilirlik.
Bu doğrultuda Türkiye’de yönetim kalitesi, kurumsal dönüşüm ve sürdürülebilirlik için çağdaş yönetim felsefesi ve stratejik yönetim aracı olan EFQM Modeli'nin yaygınlaşmasını sağlıyoruz" diyerek 2024 yılında düzenlenecek olan EFQM Forumu'nun Türkiye'de gerçekleştirilmesi için yapılan girişimlerin başarıyla sonuçlandığını da duyurdu. Yeni yüzyıl için toplumsal gelişmenin inşasında eğitimin baş faktör olarak yer alması gerektiğini söyleyen TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan da toplumsal cinsiyet eşitliği ve ekonomik kalkınmanın her bireye yayılmasının önemini vurguluyor.
“Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında gelişmiş, saygın, adil ve çevreci bir Türkiye hepimizin ortak umudu” diyerek zaman zaman hızımızı yavaşlatan toplumsal ve ekonomik alanlarda çözülmesi gereken bazı sorunlarımıza çözümler geliştirmemiz için farklı kesimleri bir araya getiren diyalog mekanizma ihtiyacımız olduğunu hatırlatıyor.