Değişime yabancı kalmayın!

Uğur CİVELEK
Uğur CİVELEK ARKA PLAN [email protected]

Geride bıraktığımız hafta genelinde yaşananlar sabır sınırlarını iyice zorlamaya başladı. Finansal piyasalar, çok yönlü olumsuzlukları görmezden gelerek olduğundan farklı görünmeyi başaramıyor; yapay zorlamaların ömrü iki gün bile süremiyor. Ne beklentiler, ne de gelişmelerin umulan yörüngeye oturması sağlanamıyor. Orta Vadeli Plan veya ABD Merkez Bankası tutanakları örneklerinde olduğu gibi, yeni masallar durumu düzeltmek yerine güvensizliği arttırıyor. Döviz kurlarına yansıması önlenemeyen eğilimler, sistemik kırılganlığı hiç istenmeyen seviyelere çıkartıyor. Evdeki hesaplar çarşıya uymuyor, pis kokular ortalığı sardıkça sorunlar bardağının taşmaya başladığı kanaati güçleniyor. 

Belli ki ülkemizi yönlendirenler, büyük kumarların oynandığı masaya oturmuş veya oturtulmuş; elinin iyi olduğunu iddia ediyor, fakat diğer oyuncular buna itibar etmiyor ve kesinlikle blöf yaptığını düşünüyor. Karşılıklı rest çekme hazırlıkları ise gerginliği tırmandırıyor. Ülkemiz bir anda yalnızlaşmaya başlıyor; içine düştüğümüz bu açmazdan nasıl çıkabileceğimiz konusu, aklı başında olan herkesi kara kara düşündürüyor. Halk oyu ile ilk turda seçilen yeni Cumhurbaşkanımız Birleşmiş Milletler’de konuşuyor, ama salon büyük ölçüde boşalıyor! Meclis’ten çıkan tezkere ve sonrasındaki pazarlıklar kimseyi memnun edemiyor; komşularımız tarafından uyarılıyoruz ve içeride sokaklarımız karışıyor. Canlar yanarken, ekonomi değil güvensizlik büyüyor. İran’la tır taşımacılığı konusunda yaşadığımız son restleşme ise bir şeylerin artık eskisi gibi olamayacağını haykırıyor. Hareket yeteneğimiz daralırken, yalnızlık ve sorunlar bataklığı bizi bekliyor. Galiba ne yaptığımız, neyi neden istediğimiz konusunda pusulayı şaşırdık; geçmişteki yanlışların esiri olduk! Bunlar olup biterken, Türk Lirasının oynaklığı ve değer kaybı yeni olumsuzluklara yelken açmaya devam ediyor. Etkili ve yetkili kesimler bunun bir karabasan olduğunu ve gerçek olmadığını iddia ediyor, fakat kimseyi inandıramıyor. 

Bir yandan jeopolitik gelişmeler ve kimseyi memnun edemeyen dış politikamız, diğer yandan giderek olumsuzlaşan dış koşullar çok ciddi sıkıntı yaratıyor; ihracat ve dış finansman olanaklarımız seri bir şekilde daralıyor. Durum böyle olunca, yeni hükümetin üretim ekonomisine geçiş söylemini ciddiye almak pek mümkün olamıyor; ayakları yere basmayan Orta Vadeli Plan, amaçlananın tersine hizmet eder hale gelecek gibi görünüyor! Para ve maliye politikası uygulamaları açısından Türkiye ekonomisi, dümeni kilitlendiği için rotasından çıkan ve akıntıyla sürüklenen cephane yüklü bir gemiyi anımsatıyor! Dışardakiler uzak durmaya çalışırken, içeridekilerin can derdine düşmesi önlenemiyor. Bu koşullara rağmen, hesapsız ve tepkisel bir şekilde çok cepheli bir mücadele içine girmek güvensizliği beslemeye devam ediyor. 

Aklın iyiye kullanımını temsil eden temel ilkeleri bozuk para gibi tüketmenin, farklı ve özel sebeplerle bu durumu sessiz kalarak onaylamanın, gerçekleri dost bilmek yerine derinlik sarhoşluğuna kapılmanın bedeli çok ağır olacak gibi görünüyor. Bu aşamadan sonra boşa koysan dolmuyor, doluya koysan almıyor; geçmişin yanlışları düzelmiyor. Ağırlaşmış sorunlar yükü ile hedefl erden uzaklaşılması önlenemiyor ve kalıcı çözümlerin üretilebilmesi pek mümkün olamıyor. Gerek finansal piyasalar ve gerekse ekonomideki olumsuzluklar konularında birilerini suçlamak, sonucu değiştiremiyor. Tünelin ucunda görünen ışığın, karşıdan gelen tren olduğunu artık herkes görebiliyor! İstikrardan veya kumpaslardan bahsedenler artık etkili olamıyor. İyi niyetin yeterli olmadığını bir kez daha yaşayarak öğrenmek zorunda kalmayı hazmetmek ise yaşanacak tepkisellik nedeniyle aklın yolunu bulmayı engelleyebilir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar