Değişim rüzgârları
Geçen hafta yazmıştım, 2010 hareketli olacak diye. Hani klasik bir deyim vardır belki bin kez okumuşsunuzdur köşe yazılarında “Daha yazının mürekkebi kurumadan” derler ya aynı o şekilde birçok bilgi gelmeye başladı sağdan soldan.
Bu bilgilere, tahminlere ya da kehanetlere geçmeden önce gerçeklerle başlayalım yazıya. Bugünkü yazım aslında başladığımız haftanın bir ajandası gibi olacak. Öncelikle tahminim sizin bu yazıyı okuduğunuz dakikalarda (bu da yanlış hatırlamıyorsam 37 numaralı köşe yazarı klişesi olsa gerek) Bursa’daki Oyak Renault Fabrikası önemli bir gün yaşıyor olacak. Öğlene kadar sürecek törende Renault’nun yeni modelinin, Türkiye’de üretilerek tüm dünyaya ihraç edilecek modelinin tanıtımı yapılacak.
Bu model daha önce Megane Sedan olarak tanıdığımız aracın yerini alacak. Ancak bu kez en azından pazarlama stratejisi açısından önemli bir fark var o da yeni modelin tıpkı Clio Symbol’de yaşandığı gibi tek başına ailenin genel isminden ayrılarak satışa sunulacak olması. Bu yeni strateji gereği bugün tanıtılan modele Renault yetkilileri “Fluence” adını verdiler. Bu konuya ilişkin detayları yarın yine bu sayfalarda okuyabilirsiniz (klişe no:43).
Salı, çarşamba ve perşembe günleri ise yine farklı markaların iftar davetleri ile şenlenecek. Öncelikle Salı akşamı büyük bir ihtimalle Hyundai’nin yeni üreteceği model açıklanacak. Henüz resmi açıklama yapılmasa da ki bu açıklamanın salı günü olmasını bekleyior. Hyundai’nin i20 modeli İzmit’te üretilmeye başlanacak.
Çarşamba günü ise Nissan Qasqai modelini yine bir iftarla tanıtacak. Perşembe akşamı ise FordOtosan’daki son gelişmeleri öğreneceğiz. Yine henüz bir netlik olmasa da aslında netlik var ancak resmi bir açıklama yapılmadı henüz, şirketin önümüzdeki dönemde gerçekleşecek yönetim değişikliğine yönelik bilgileri alma ihtimalimiz olacak.
Türkiye’nin en önemli otomotiv şirketlerinden bir tanesinin yönetiminin daha yeniden Türk isme devrolması bekleniyor. Bu kapsamda halihazırda şirketin başındaki isim olan Michael Flewitt’in yerini FordOtosan Genel Müdür Başyardımcısı Nuri Otay’a bırakacak.
Bunun dışında önümüzdeki yıla ilişkin muhtemel gelişmelerden bir tanesi ise Türkiye pazarının üst sıralarındaki büyük firmalardan bir tanesinde yaşanabilecek bir değişiklik söylentisi.
Dikkat edildiğinde son dönemde hemen hemen tüm firmalarda önemli değişiklikler yaşandığı gözlemleniyor. Ancak hemen belirtip ayrı bir parantez açmalıyım. Biraz önce bahsettiğim FordOtosan’daki muhtemel değişimin bu konuyla alakası yok. Zira, bu firma özelinde Türk ve yabancı genel müdürler arasında geleneksel bir rotasyon yıllardır yapılıyor.
Asıl değinmek istediğim bu değişimlerin blok muafiyeti-kriz-stok yönetimi-ÖTV dönemi gibi satışları doğrudan etkileyen periyodlardaki yönetimlerle ilgili olduğu.
Öncelikle blok muafiyetinin ardından kol kırılır yen içinde kalır dönemi geride kaldı. Eskiden bir markanın verdiği destekler, yaptığı stratejiler o markaya özel kalabiliyordu. Ancak bugün hemen hemen tüm markalarda ikili-üçlü bayilik sistemi uygulanıyor. Örneğin bir şirket ki genelde bunların hepsi aile şirketidir, dolayısıyla bir ailenin eskiden sadece Renault, Tofaş, Nissan, Volkswagen yetkili satıcısıyken, bugün aynı şirketten bir kardeş Renault, bir diğeri Tofaş, bir diğeri ise Hyundai bayiliği yapabiliyor.
Bu çoklu sistem de markaların pazarlama stratejileri üzerindeki gizlilik perdesini kaldırdı. Böyle bir gelişme ise paralelinde markaların bayi toplantılarında “daha yüksek kar marjı talebi”ne yoğunlaşan tartışma gündemini “Onlar şunu yapıyor satıyor, biz niye böyleyiz”leri içeren farklı bir platforma taşıdı. Duyduğuma göre bu platform üzerine yoğunlaşan, tartışmalar, özellikle çok satanlar için önemli sorunlar yaratmaya başlamış. Bayi sistemindeki rahatsızlığın satışları doğrudan etkileyecek olması da yönetim ekibinin değişmesi açısından en önemli nedenlerden bir tanesi. Diğer konular nedeniyle yaşanan değişiklikleri ise yerimizin darlığı nedeniyle (klişe no. 28) önümüzdeki hafta aktarmaya çalışacağım.