Değişim, önce liderin kendisinden başlamalıdır

Serbest Kürsü
Serbest Kürsü

Serdar Yurdakul - Örgütsel Gelişim Danışmanı IKEDA Danışmanlık

Şimdi şirketlere ziyarete gidiyorum patron ağlıyor. Dolar arttı, euro arttı battık ya işçi çıkaracağız ya da maaşları keseceğiz. Kapıda her zaman gördüğüm arabadan daha lüks bir araba var. Patron hem kendine hem de eşinin altına daha lüks bir araba almış, kriz gerçekten çok fena vurmuş şirketi. Bu basit hikaye ve benzerlerine gençlik yılarımdan beri defalarca şahit oldum. Bu şekilde davranan liderler şirket, ülke vs. bazı ekonomik sıkıntıları aşmaya çalışırken kendi özel yaşamlarında hanlara, hamamlara, saraylara yatırım yapmaları, kıt kaynakların en verimli bir şekilde kullanılması gerekirken düşüncesizce prestij peşinden koşmaları, maalesef hem finansal açıdan sermayelerini zayıflatmakta, hem de sıkıntının herkes tarafından paylaşılması gereken dönemlerde çalışanlarına kötü örnek olmakta ve güven bozulmasına yol açmaktadırlar.

Risk yönetimi liderlerin sorumluluğudur

Yönetimin birçok fonksiyonu vardır. Risk yönetimi de bunlardan biridir. Risk yönetiminden şirketin liderleri (CEO, YKB, Yönetim Kurulu) sorumludur. Bu sorumluluk delege edilemez. Örneğin şirketinizi sürekli banka kredileri ile işletmek bir risktir. Aynı şekilde kısa vadeli fonları geri dönüşü zaman alacak girişimlerde kullanmak veya şirketin kaynaklarını gelir getirmeyen spekülatif alanlara yatırmak da ciddi risktir. Önemli olan kısa vadede hızla büyümek değil, şirketinizin uzun vadede sürdürülebilir bir yaşam çizgisi olmasıdır.

İyi yüzemiyorsanız fazla açılmayın demiştim!

Bugünlerde sürdürülebilirlik kavramı çok moda. Büyük Amerikan danışmanlık şirketleri benzer yönetim kavramlarının ambalajını değiştirip farklı isimlerle pazarlıyorlar. Şirketler için bu işin aslı risk yönetimi. Evet, çevresel sorunlardan kaynaklanan ilave riskler ortaya çıkıyor ama biz daha orada değiliz. Risk yönetimi hayata öngörülü bir bakış gerektirir. Öngörü bizim kültürel zafiyetlerimizden. Öngörü olmayınca risk yönetimini de sevmiyoruz. Risk yönetimi bizim ülkemiz ve işletmelerimiz için niye önemli? Biz dünyanın riski en yüksek bölgesinde yaşıyoruz. Buna jeopolitik risk deniyor. Bu şu demek; yaşadığımız coğrafya yüksek risk taşıyor. Yaşama adım attığımız andan itibaren yaşantımızı planlarken, daha sonra şirketlerimizi kurduğumuzda bu durumu daima dikkate almamız lazım. Buna benim çocukluğumdan beri yaşadığımız ülkenin yönetim riskini - ülkenin yönetim kalitesi düşüklüğü - ilave ederseniz diğer risk kalemleri - kur riski, faiz riski vs.- otomatik olarak ortaya çıkıyor zaten. İşte son dönemde yaşadıklarımız bu yazdıklarımı doğruluyor. Biz birey veya patron olarak bir Alman, bir Kanadalı, bir İspanyol gibi yaşayamayız. Onların bu bahsettiğim riskleri bize göre daha düşük. Bundan sonraki dönemlerde de yönetim kalitesi ve liderlikte mucizevi bir gelişme olsa bile jeopolitik riskimiz her zaman yüksek olacaktır. Çevremiz binlerce yıldır savaşan insanlarla dolu. Dolayısıyla işletmelerimiz kendilerini her zaman bu risklere karşı, bir anlamda finansçı tabiriyle hedge etmek zorundadırlar. Bu nasıl yapılacak? Gerek örgüt, gerekse finansal yönetimde, işletme sermayesi, kârlılık, aktif getirisi, sermaye getirisi gibi ölçüm ve değerlendirme parametrelerine bakarken, okullarda finans veya mikroekonomi derslerinde okutulan standartlara veya yukarıda örneklerini verdiğim ülkeler standartlarına göre değil, kendi ülkemizin risk primini ilave etmek suretiyle değerlendirmeliyiz.
Biz bir net ithalatçı ülke, yani yabancının parasıyla yaşayan ülke konumumuzu sürdürdüğümüz sürece siyasetçilerin abartılı hedeflerine inanıp sahilden çok açılırsak, ya boğuluruz ya da köpek balıkları kapar. Korkarım ki yakın gelecekte fazla açılanları aynı şekilde çeşitli riskler bekliyor olacak. Ondan sonra dinleyin mazeretleri; bankalar kartları vadesini düşürdüler de, faiz arttı da, kurlar yükseldi de, uçak düştü de, hendek kazdılar da, anayasa fırlatıldı da. Çin, Ortadoğu, Fed politikaları, Trump, artan bölgesel gerilimlerden bahsetmiyorum bile. (Bkz. Riskli Sularda açılırsanız Boğulursunuz 16 Ocak 2016 Dünya Gazetesi)

Son Söz: Şirketinizi borçları çevirebildiğimiz sürece sorun yok mantığıyla yönetemezsiniz. Bizim gibi siyasi yönetim riski yüksek ülkelerde bağlam çok hızlı değişebiliyor. Rüzgar birden yön değiştirir güvendiğiniz dağlara kar yağar. Nitekim yine öyle oldu.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar