Değişim nasıl yönetilmez?
SERDAR YURDAKUL - Kurumsal Gelişim Danışmanı IKEDA Yönetim Danışmanlığı
Anayasa tartışmaları bana bu yazı için ilham verdi. Yeni anayasa bir değişim projesi. Yaklaşık 80 milyon etkileneni olan bir proje. Bu kadar yüksek sayıda kişiyi ilgilendirince tek tek herkesin fikrini soramazsınız ama topluluk içinden her kesimin görüşünü yansıtan temsilcilerle bir proje ekibi kurup, değişim projesinde her kesimin sesini dinlemiş olursunuz. Evet, bu bir değişim yönetme tekniğidir. Diğer yöntem ise değişimin yukarıdan aşağıya lider tarafından dayatılmasıdır.
Peki, siz değişimi nasıl yönetiyorsunuz? Örgütünüzde değişim ihtiyacını planlarken herkese söz hakkı veriyor musunuz? Örneğin, şirketin kültürünü veya yapısını neden değiştirmek istediğinizi çalışanlarınıza anlattınız mı? Veya bu ihtiyacın nereden kaynaklandığını, yoksa değişim kararınızı bir talimat yayınlayıp “ yarından itibaren böyle çalışılacaktır” şeklinde otokratik bir yöntemle mi alıyorsunuz. Peki ya diğer paydaşlar? Yapacağınız değişimin müşteri ve tedarikçilerinizi nasıl etkileyeceğini hesaba kattınız mı? Süreçlerde ve sisteminizde yapacağınız değişiklik onları etkileyecek mi? Bir değişim projesinin neden yapılmak anayasa örneğinde olduğu gibi paydaşların %80’i anlamamışsa o değişim uzun soluklu olmaz veya ileride başka sorunlara yol açar. Bu sorunlardan biri değişime dirençtir. Değişim vizyonu karışık ve topluluğun ortak aklı kullanılarak hazırlanmazsa, bazı paydaş gruplarında ister istemez yapılmak istenen değişime karşı direnç oluşacaktır, çünkü belirsizlik insanı korkutur, güvensizlik yaratır. Bu değişimin doğasında vardır. İnsanla ilgili, psikolojinin alanına giren bir konudur. Biz buna değişim psikolojisi diyoruz. Şimdi insanlar niye direniyor? Direnenleri oyunbozan, şirket düşmanı, terörist vs. diye damgalarsak konuyu hiç anlamamışız demektir.
Şirketinizde yapısal değişimle sonuçlanacak ve insanların iş yapış şekillerinden etkileyecek bir projeyi, yapılmak istenen değişimi “çalışanlarınız anlamadan” başlatırsanız gizli ya da açık dirençle karşılaşır ve projenizden istenilen verimi alamazsınız. Örneğin, bir karar alıp CEO pozisyonunu kaldırıyorum şirketi YKB ile yöneteceğim derseniz bunun gerekçesini yönetim kurulu üyeleriniz ve paydaşlarınızın anlamaları gerekir. Değişim değişiklik olsun diye yapılmaz. Değişim gerçek bir ihtiyacın karşılanması veya bir sorunun çözümü için yapılır. Yapacağınız değişim şirketinizin sorunlarına çözüm sağlayacak mı?
Bu yazımda değişim yönetimi sürecinin tamamına değinmeyi amaçlamadım. Zaten yerim dar! Tanık olduğumuz anayasa değişimi sürecindeki gözlemlerim ile şirketlerimizde yapılan değişim projeleri için ders çıkarmak ve özellikle projelerin başlangıç aşamasında dikkat edilmesi gereken temel hususlara değinmek istedim. Gelişmiş ülkelerde belediyeler ve kamu kuruluşları, özellikle son 20 senedir toplumu ilgilendiren projelerde değişim yönetimi ve sistem yaklaşımı prensiplerine çok önem vermekte ve bu konuda uzman akademisyen ve danışmanlardan destek almaktadırlar. Bunun en güzel örneklerine İngiltere, Almanya, Amerika ve İskandinav ülkelerinde rastlanmaktadır. Örgüt ve toplum yöneticilerinin artık değişim projelerini hayatı geçirirken bütün medeni dünyada olduğu gibi demokratik ortak akıl oluşturma ve karar verme tekniklerini öğrenmeleri ve kullanmaları gerekiyor. Google Hocaya “change management nedir” diye sorduğunuzda 904 milyon satır cevap geliyor. Sizde değişim projelerinizi oluştururken ortak aklı kullanmaz ve farklı görüşlere yer vermezseniz projelerinizden istediğiniz sonuçları alamazsınız. Ayrıca arkanızı döndüğünüzde çalışanlarınız birbirlerini ısırmaya başlarlar!