Değişen seçmen, değişen Amerika

Prof. Dr. Burak KÜNTAY
Prof. Dr. Burak KÜNTAY DÜNYA’NIN POLİTİKASI burak.kuntay@dunya.com

Yıllar evvel üniversitenin ilk yıllarında Amerikan Devlet Sistemi üzerine çalışan çok değerli profesör bir hocam vardı. Hatırla­dığım kadarıyla kendisiyle ilk derslerimden bi­ri, ABD Seçim Kampanyaları dersiydi.

O ders­te bize Amerikan seçimlerine dair çok önemli bir şey söylemişti. Demokrat ve Cumhuriyetçi Parti politikalarının arasında ve oy veren seç­mende büyük uçurumlar olmadığı için Ame­rikan seçmeni siyasi yelpazenin ortasında ko­nuşlanmıştır.

Bu yüzden iki parti içinde seçim kazanmanın sırrı, hem kendi partilerinin seç­menini toparlayacak hem ortada duran salın­cak seçmeni kazanacak, hem de diğer partinin merkeze yakın kitlelerinden oy devşirmekten geçmektedir. Dolayısı ile aday belirlenirken te­mel hedef belliydi, merkeze yakın, diğer taraf­tan ve bağımsız seçmenden oy alabilecek aday makbuldü. Bu bahsettiğim tarif 25 sene evveldi.

Hocamla hâlâ görüşürüz. Kendisi ile geçen gün yaptığım sohbette bu konuyu açtık. Joe Bi­den bırakır bırakmaz bir değerlendirme soh­betiydi. Hocama "Hâlâ tarifin aynı mı?" diye sorduğumda, güldü. "Siyasette en değişken şey seçmen davranışıdır, mesele nasıl, nereye ve neden değiştiğini okuyabilmektir" dedi.

Ağzı olan konuşuyor

25 sene önce hocamın bize öğrettikleri çok doğruydu. O günün şartlarını yansıtıyordu. Oy­saki bugün şartlar, demografi ve seçmen davra­nışı tamamen değişti. Bu seçimde de bunu çok net göreceğiz. Eskiden bağımsız ya da diğer parti adayları hedeflenirken; artık hedef farklı. Amerikan seçmeni eskiden hiç olmadığı kadar köşelere kaçmış durumda. "Asla Demokrat'a veya Cumhuriyetçi'ye oy vermem" diyen hep vardı ama sayıları bu kadar fazla değildi.

Ame­rika’da seçimlere katılım oranları bizim gibi değil, çok düşük. Bizde seçimlere katılım yüzde 80-90’lar civarında seyrederken, bu sayı Ame­rika’da yüzde 50’ler, 60’lar civarında. Bu ne de­mek? Çok açık, Türkiye’de ufak farklar için seç­menini sandığa götürmek önemli ama seçim neticesini değiştirmek istiyorsan diğer parti seçmeninden oy alacaksın. Amerika’da seçmen polarize olmaya başladıkça, partiler ya da aday­lar arası oy geçişleri çok olası değil.

O yüzden de partilerin artık seçim stratejisi bağımsız seç­men ve diğer parti oylarından ziyade oy kullan­mayan ama kendi parti ya da adaylarına sempa­ti besleyen seçmeni sahaya çekmeye yönelik. Hiç oy kullanma potansiyeli olmayan seçmeni sandığa çeken aday, seçimleri alıyor artık.

En güzel örnekler, Obama seçimleri ile baş­ladı. O zaman da "Bizim büyük otoriteler siyahi başkanı Amerika seçmez, CIA vurur" diyorlar­dı. Adam gümbür gümbür seçildi, kimse de vur­madı.

Gerçi bu sefer de "Ortadoğu’yu bölmek için Müslüman getirdiler" dediler. Her şeye ce­vap var. Neyse, bu uzmanlar ve stratejistler ko­nusunu bir gün ele alacağım. Konuya dönersek Barack Obama; Demokrat Parti'ye oy verme­ye meyilli ama vermeyen siyahi ve azınlık seç­meni sahaya indirdi. Hem oy olarak hem de fi­nansal olarak destek sağladı. Bunu iki defa yap­tı, hem John McCain gibi bir efsaneyi, hem de Mitt Romney gibi bir figürü devirdi. Ardından Trump seçimleri güzel bir örnek oldu.

Donald Trump oy vermeye aşina bir seçmeni sahaya çekti ve kendisine oy vermeye meyilli olma­yan Cumhuriyetçi seçmenden yaşanacak kay­bı kompanse etti. Hillary Clinton’un kendi seç­menini kaybetmesinden sonra seçimi kazan­dı. Biden 2020'deki seçimlerde farklı değildi. 2016'da kaybedilen neresi varsa o eyaletlerde daha fazla Demokrat meyilli seçmeni sandığa çekerek Trump’ı devirdi. Gelelim bu seçimle­re...

Trump’ı başkan ilan edenler, "Bir kadını Amerika Başkanı yapmazlar" diyenler, "Trump bir daha seçilemez" diyenler, "Kamala Harris zaten planlanıyordu" diyenler vs vs vs. Bu böy­le uzar gider. Zaten iki ihtimal var. Mesele ne­yin neden olduğunu anlamak ve anlatmak, sis­temi öğrenmek ve öğretmek. Dış politika anali­zinin altını doldurmak. Yoksa tıkandığın yerde yapıştır "Amerikan derin devleti böyle istiyor," yapıştır "Müesses nizam bunu istiyor" diye.

Kamala doğru oynarsa seçimi alır

Neyse dönelim yine bizim mevzuya. Kamala doğru oynarsa, seçimi gümbür gümbür alır. İs­terse de gümbür gümbür kaybeder. Hataları ve doğruları ile ne kadar "Biden’a oy vermem" di­yen seçmeni tekrar sandığa çekecek. "Trump başkan olmasın" diyenleri mobilize edecek. Ne kadar genç seçmeni sahaya indirecek. Asıl sorular bunlar. Hem Kamala hem Demokrat­lar kartları doğru oynadı ve oynuyor. Ama hâlâ esas kritik nokta başkan yardımcısı konusu. Kı­sacası bu üç hafta kritik. Yeniden keyifli bir şe­kilde ABD siyaset analizi yapmaya başladık.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Bozkurt 09 Temmuz 2024
Düello 02 Temmuz 2024
Putin’in ziyaretleri 25 Haziran 2024
I Biden 11 Haziran 2024
Trump’tan yine bir ilk 04 Haziran 2024