Değişen dengeler ve sürdürülebilirlik adımları
Yoğun sanayileşme ve getirdiği kirlilik, enerji krizi, Ukrayna-Rusya savaşı, Çin–Tayvan gerginliği, dış ticaret savaşları, çip krizi, arz ve lojistik sıkıntıları ile korumacılık adımları son dönemde en çok konuştuğumuz konular arasında yer aldı.
İklim değişikliği, sürdürülebilirlik ve suyun sürdürülebilirliği geniş bir toplumsal tartışmanın parçası olmaya devam ediyor.
Tüketici davranışları sürdürülebilirlik anlayışıyla değişiyor
Dünyada tüketicilerin %64’ü sürdürülebilirlik konusunda endişeli, bunu yüzde 54 ile aşırı hava koşulları, %41’le iklim değişikliği, %20 ile su ve doğal kaynak arzının azalması izliyor.
Sürdürülebilirlik konusundaki endişeler gelişmekte olan pazarlarda daha belirginken, hızlı büyüyen pazarlardaki tüketiciler, gelişmiş pazarlara kıyasla sürdürülebilirlik konusunda daha fazla endişe duyuyor. Büyüyen pazarlarda tüketicilerin %79’u, gelişmiş pazarlarda %55’i endişeli durumda. Tüketiciler, sürdürülebilir ürünlere %12'ye kadar daha fazla harcama yapmaya istekli ve %48’ i sürdürülebilirliği kullanım şekliyle ilişkilendiriyor. Z ve Y kuşağının, bir markanın sürdürülebilirliğe önem verdiğine inandıklarında, onunla etkileşime geçme olasılıkları eski nesillere göre %27 daha fazla.
Otomotiv ekosisteminde dönüşüm, tüketici alışkanlıklarındaki değişim Yeni dönemde otomobiller adeta birer akıllı telefona dönüşürken, tüketicilerin beklentilerine göre şekillenen e-mobilite çözümleri artıyor. Dünyada bağlantılı ve elektrikli araçların gelişimi, kablosuz iletişim yatırım ve imkanlarının da artmasıyla toplam pazarın 2030 yılında 198,3 milyar dolara ulaşacağı tahmin ediliyor.
Finansal bir devrim ve gelecekte otomobiller
Araç üstünde ödeme yöntemleri, farklı sigortalama imkanları, araçta müşterileriyle farklı bir etkileşim sağlarken, sektörde hizmet verme modelinde değişiklikler oluyor. Dijitalleşme, otomotiv, ulaşım ve mobilitede yeni trendler söz konusu ve bunların hepsi akıllı araçlarla hayatımıza girecek.Araç içinde etkileşim (finans uygulaması), yeni mobil platformlar, araç şarj ünitesinde araç tanıma, mobil ödeme, bağlantılı araçlarda yeni dünya, sadakat programları hayatımıza farklı kanallardan girecek.
Gelir havuzları değişiyor, mobilite çeşitleniyor
Kentsel alanlardaki otonom araçlarla ilişkilendirilen küresel gelirlerin, 2030’da yıllık 1,6 trilyon dolara ulaşması öngörülüyor. ABD, otonom araçları tamamen benimserse, halka yararı 2030’da yıllık 800 milyar doları aşacak. e-motosikletler hızlı artarken, 2030 yılına kadar 65 milyon adete ulaşacak motosiklet üretiminin 15 milyonu elektrikli model olacak. 2025’te Avrupa’da satılan her iki bisikletten birinin elektrikli olması beklenirken, ülkemizde de elektrikli bisiklet kullanım oranının her yıl % 20 artması öngörülüyor.
Artan mobilite isteği, farklı hizmet modelleri
Finansal kurumların geleneksel finansman kapsamında sunduğu ürünlerin büyük bir çoğunluğu, tüketicilerin beklentilerine paralel, otomotiv sektöründe dijital sürdürülebilir finansman ürünlerine dönüşüyor.e-mobilite ile büyüme hızı artacak olan sürdürülebilir tüketici finansmanı ürünlerinin, bireysel tüketicilerin yanında KOBİ, ticari ve kurumsal işletmeler tarafından da daha yoğun bir şekilde kullanımı en önemli hedefler arasında olacak.
Partner işbirlikleri
Müşterinin beklentisi doğrultusunda e–mobilite finansmanı, finans sektörü ve partner işbirliğini artırırken, farklı satış alternatifleri, yeni dağıtım kaynakları ve kanalları ile yeni bir gelecek oluşacak. Farklı ürünlerin, genel arz sıkıntılarının, e-mobilite’de kullanılmış araçların yeniden finansmanının, Net Zero ve sürdürülebilirlik yaklaşımının önde olacağı bir dönem bekliyoruz.