Değerli Konut Vergisi Anayasa’ya aykırı mı? (I)
Geçtiğimiz hafta Sayın Hocam Prof. Dr. Dilek Yılmazcan tarafından Maltepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde “Hukuki ve Mali Yönden Taşınmaz Hukuku” başlıklı önemli bir hibrid toplantı düzenlendi.
Program duyurusunun 3 Ekim 2023 tarihinde başladığı toplantının taşınmaz hukuku ile ilgili ilk oturumunda Sayın Prof. Dr. Halil Kalabalık, Prof. Dr. Etem Saba Özmen ve Doç. Dr. Gülşah Vardar Hamamcıoğlu, vergiyle ilgili ikinci oturumunda ise Sayın Prof. Dr. Mehmet Koç, Dr. A. Bumin Doğrusöz, Mustafa Balcı ve ben birer bildiri sunarak, değerlendirmelerde bulunduk. Toplantıda benim bildirimin konusu, değerli konut vergisinin (DKV) Anayasa’ya aykırı olup olmadığıydı.
Anayasa Mahkemesi (AYM) DKV ile ilgili iki kararında da (t.18.05.2023, E.2020/11 ve E.2020/42) iptal talebini reddetti. AYM taleple bağlıdır, ama gerekçeyle değil. AYM’den farklı olarak, ben DKV’nin Anayasa’ya aykırı olduğu düşüncesindeyim:
Hukuki anlamda çifte vergilendirmenin varlığı
DKV, emlak vergisinden (/ bina vergisi) farklı bir vergi değil; özelliği, -istisnalar hariç- vergi değeri belli bir miktarın (2023 yılı bakımından 9.967.0000 TL’nin) üzerinde olan mesken nitelikli taşınmazları konu alması. Tüm DKV mükellefleri -aynı vergi dönemi bakımından- aynı zamanda EV mükellefi. Her ikisi de bir takvim yılını esas alan dönemsel vergiler. Dolayısıyla, burada hukuki anlamda bir çifte vergilendirme söz konusu. Uluslararası hukukta da çifte vergilendirme nitelendirmesinde belirleyici olan, vergi konusu, vergi mükellefi ve vergilendirme dönemidir.
Verginin mali güçle orantılı olması ilkesine aykırılık
Verginin mali güçle orantılı olması ilkesi (vmgooi), vergi yükünün mali güce göre dağılımına hizmet eden bir ilke. Bunun anlamı, örneğin ihtiyaç duyulan vergi geliri toplamı 100 milyar TL ise, bu yük vergi mükellefleri arasında -mali güçlerine göre- eşit şekilde dağıtılmalı. Bu bağlamda, vmgooi “vergi konusu” ve “vergi matrahı”- nın ne şekilde belirlenmesi gerektiği konusunda etki gösterir.
2.1. Vergi konusu bakımından:
Başta Alman Anayasa Mahkemesi olmak üzere pek çok yabancı yüksek mahkeme tarafından uzun yıllardır kabul edildiği üzere, vmgooi yasa koyucunun vergi konusunu seçme konusunda takdir yetkisini sınırlandırarak, “vergi yükünün mali güce göre eşit dağılımına uygun bir vergi konusu”nun seçilmesini zorunlu kılar.
Geniş kapsamlı bir değerlendirmede, başka pekçok servet unsuru varken (motorlu deniz taşıtları, kıymetli taşlar gibi), hâlihazırda EV’ye tabi değerli konut üzerinden ikinci defa DKV alınması vmgooi’ne aykırıdır. Çünkü, vergi yükü mali güce göre eşit şekilde dağıtılmamaktadır.
Dar kapsamlı bir değerlendirmede de bu sonuç değişmez. Çünkü; (i) değeri -2023 için- 9.967.0000 TL’nin üstünde olsa dahi mesken niteliğinde olmayan bina, arsa ve araziler sadece EV konusu iken değerli konutun hem EV hem de DKV konusu olması, (ii) değeri -2023 için- 9.967.000 TL’nin altında olmakla birlikte toplamda bu miktarı aşan -ve aynı kişiye ait olan- birden fazla konutun DKV dışında bırakılması (kendisini konutta gösteren 9.967.000 TL üzerindeki mali gücün vergilendirilmemesi anlamına geldiğinden), vergi yükünün mali güce göre eşit dağıtılmamasına yol açmaktadır.
2.2. Vergi matrahı bakımından:
Diğer yandan, DKV matrah bakımından da vmgooi’ye aykırıdır. Çünkü, değerli konutun -kirada olmadığı için gelir vergisi çerçevesinde de dikkate alınamayanrestorasyon veya izolasyon gibi varlığını sürdürüp işlevini yerine getirmesi ile ilgili giderleri ile varsa kredi yükü dikkate alınmamaktadır. Bu da, vergiye tabi mali gücün “gerçeğe uygun şekilde saptanmaması” ve “olmayan mali güç üçerinden vergi alınması” anlamına gelir.