Değer artış kazancının tespitinde görüş değişikliği ve vergi affı fırsatı
Sedat BÜYÜK - Anıl ATILGANER
Ülkemizdeki şirketlerin büyük bir kısmı aile şirketi olarak limited şirket statüsünde kurulmaktadır. Limited şirket ortaklarının sorumluluğunun genişliği, işlerin büyümesi ya da yabancı sermaye girişi gibi durumlar söz konusu olduğunda şirketler nevi değişikliği yaparak anonim şirkete dönüştürülmektedir.
Gelir Vergisi Kanunu mükerrer madde 80/1 uyarınca, gerçek kişiler tarafından iki yıldan fazla süre ile elde tutulan hisse senetlerinin satılmasından doğan gelirler, değer artış kazancı sayılmamakta ve gelir vergisine konu edilmemektedir. Kanun lafzında geçen hisse senedi ifadesinden ise iki yıl elde tutma şartının anonim şirket hisse senetleri için geçerli olabileceği, limited şirket paylarının elden çıkarılmasından doğan kazançların herhangi bir istisna olmaksızın vergiye tabi olacağı anlaşılmaktadır. Uygulamada limited şirket ortakları öncelikle nevi değişikliği yaparak şirketi anonim şirkete dönüştürmekte, ardından da şirket paylarını senede bağlayarak hisse devrine konu etmektedir.
Vergi idaresinin geçmişte çeşitli özelgelerde vermiş olduğu yerleşik görüşe göre, nevi değişikliğinin Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 19’uncu ve 20’inci maddeleri kapsamında yapılmış olması halinde, hisse senedi satışının değer artış kazancının kapsamı dışında değerlendirilmesinin tespitinde iki yıllık sürenin hesabında başlangıç tarihi olarak ortakların nevi değiştiren limited şirketin sermayesine iştirak ettikleri tarihin dikkate alınması gerektiği belirtilmekteydi.
Gelir İdaresi Başkanlığı’nın özelge sisteminde paylaşılan 14.02.2018 tarihli özelgede ise, geçmişte verilen yerleşik görüşün aksi yönünde bir görüş verildi. Bu özelgede "limited şirket nev’inden anonim şirkete dönüşen şirketin hisselerinin satışının değer artış kazancının kapsamı dışında değerlendirilmesinin tespitinde iki yıllık elde tutma süresinin hesabında iktisap tarihi olarak anonim şirket hisse senetlerinin bastırıldığı tarihin dikkate alınması gerektiği" belirtilmiştir.
Bir örnekle açıklayacak olursak; 2015’te kurulan bir limited şirketin 2016’da anonim şirkete dönüştürülmesi, 2017’de hisse senedi basılması ve 2018’de ise hisse senetlerinin devri yoluyla gelir elde edilmesi halinde 14.02.2018 tarihli özelgede yer alan görüşe göre iki yıllık sürenin başlangıç tarihi 2017 olarak alınmalı ve değer artış kazancı olarak gelir vergisine tabi tutulmalıdır. Vergi idaresinin eski özelgelerinde yer alan görüşe göre ise 2015 yılı esas alınıyor ve iki yıllık süre şartı sağlandığından gelir vergisi uygulanmıyordu.
Hisse satışı, değer artış kazancı kapsamı dışında tutulduğunda vergi ödenmezken, değer artış kazancı sayıldığı durumda tutarın büyüklüğüne göre %35’e varan bir vergi yükünün doğması, yatırım kararlarını olumsuz etkileyebilmektedir.
Konu hukuki açıdan ele alındığında ise, vergi idaresinin 14.02.2018 tarihli özelgesinde yer alan hisse senetlerinin iktisap tarihinin belirlenmesinde hisse senedinin basım tarihinin dikkate alınması gerektiği şeklindeki yorumun Gelir Vergisi Kanunu’nun mükerrer madde 80/1’in lafzı açısından daha doğru olduğunu belirtmek gerekir.
Vergi idaresinin geçmişte vermiş olduğu özelgelerde yer alan görüşlere göre hareket eden ve gelir vergisi ödemeyen mükellefler için bir risk var mıdır sorusunun cevabını hukuk ilkeleri çerçevesinde ele almak gerekir. Vergide belirlilik ilkesi gereğince, vergi mükelleflerinin vergi idaresinin yapmış olduğu bilgilendirme ve yönlendirmeler sonucu gerçekleştirdikleri işlemlerden dolayı herhangi bir eleştiriye maruz kalmamaları esas olmalıdır. Buna rağmen, hukuk ilkelerine bağlı olarak yaptığımız bu yorum mevcut mevzuat ve vergi idaresinin yetkileri çerçevesinde ele alındığında bir temenniden öteye geçememektedir.
Bununla birlikte, vergi affı olarak da bilinen ve bugün itibarı ile yürürlükte olan 7143 sayılı Kanun, yukarıda açıkladığımız şekilde limited şirketini anonim şirkete dönüştürerek hisse devri yapan gerçek kişilerin elde ettiği kazançları da kapsamaktadır. Son beş yıl içerisinde gelir vergisi ödenmeden gerçekleştirilmiş işlemler açısından vergi affından faydalanmak, geçmişe yönelik olarak ortaya çıkabilecek vergi risklerini önlemek bakımından önemli bir fırsat olarak görülebilir. Vergi affından faydalanmak için son başvuru tarihi ise 31 Ağustos 2018.