Deflasyon rüzgârları

Serbest Kürsü
Serbest Kürsü

Bora Tamer YILMAZ

Karamsar, rüzgârdan şikâyet eder, iyimser değişmesini bekler. Gerçekçi ise yelkenleri­ni rüzgâra göre ayarlar (1). Sal­gının ardından Rusya – Ukray­na savaşının patlak vermesiyle küresel fiyat seviyelerinde şid­detli enflasyonist rüzgarlar es­ti.

Tarım ve endüstriyel emtia­ları hızla zirve seviyelere yük­seldi. Dönemin meteorolojik şartlarının lojistik zorluklarla birleşmesi, piyasada ciddi bir arz eksikliğine yol açtı, bu da tüketim talebini karşılamada yetersiz kaldı.

“Yüksek fiyat kürü(2)”nün devreye girmesiyle kazanç fır­satı gören çiftçiler Dünya gene­linde ekim alanlarını genişletti­ler. Hava koşullarının normal­leşmesiyle, Batı Avrupa hariç ekilen mahsullerde inanılmaz derecede yüksek bir rekolteye ulaşıldı. Mısır fiyatları tarihi bir eşik kabul edilen buşel başı­na 4 ABD Doları seviyesinin al­tına çekildi (3). Fiyatlar bu den­li düşük seviyelerden işlem gör­mesine rağmen spekülatörler kısa pozisyonları sürdürmek­te ısrarcılar. Vadeli işlemlerde spekülatörler kısa pozisyonla­rı rekor seviyelerde tutuyorlar.

Net-kısa pozisyona dönülüyor

Bloomberg Emtia Endek­si’nin 13 yıllık geçmişinde net-uzun pozisyonların top­lam açık pozisyonlara oranı or­talama %8,6 seviyesindeyken bugün itibariyle %1 net-kısaya dönmüş durumda. Hedge fon yöneticileri temmuz ayının so­nunda 2016 yılından beri ilk de­fa – salgın dönemi dahil(!) – em­tia piyasasında net-kısa pozis­yona döndüler.

Mısır, nişastadan biyo-yakı­ta kadar geniş kullanım yelpa­zesi ve yem üretimindeki rolü nedeniyle tarım emtialarında fiyat hareketlerinin belirleyici­si olarak kabul görür. Temel be­sin maddelerini sağlayan buğ­day, soya fasulyesi gibi tahıl ve hububat mahsulleri, mısırın peşinden aşağı trendde seyre­diyorlar.

Trende aykırı kalan ürünler ise kahve, kakao ve taze sebze-meyveler. Salgın sonra­sında sağlıklı beslenme arayışı taze sebze-meyve talebini canlı tutarken Batı Afrika’da yaşanan kuraklık ve yaşlı ağaçlar kakao piyasasını etkiledi. Vietnam’da­ki problemler ise robusta çekir­dekler üzerinden kahve piyasa­sında fiyatlandı. İstisnalar şu anda tarım emtialarındaki aşağı yönlü ana trendi bozmuyor. Asıl konu ise endüstriyel ve enerji emtialarının tarım tren­dine ne zaman eşlik edecekleri.

Petrolde 40-65 dolar telaffuz ediliyor

ABD'de yoğun stoklar nede­niyle doğal gaz kontratları ge­ri çekildi. Sene başında aynı durumu Avrupa gaz piyasası­nı şekillendiren Hollanda TTF kontratlarında gözlemlemiş­tik. Ancak Rusya’dan gaz teda­rikinin yeniden tehdit altında girmesi ilaveten Rusya’nın Uk­rayna’daki gaz depolarını hedef alan saldırıları yakın dönemde TTF fiyatlarına jeo-politik risk primi ekledi.

Avrupa’da gaz pi­yasası küresel LNG dinamikle­rine ve Norveç tedarikine bağlı durumda. Norveç’te bazı üre­tim kısıtları şimdilik TTF’in MWh başına 40 euroya yaklaş­masıyla sonuçlandı. TTF, Avru­pa sanayisinin maliyet yapısını zorlayıcı nitelikte.

Tarım emtia grubundaki gibi, Avrupa doğal gazı genel ener­ji trendinin istisnası. Zira Or­ta Doğu’daki gerilime rağmen, ham petrol fiyatları jeo-poli­tik riski kısmen hesaba katıyor. Petrolde varil başına sırayla 65 ve 40 ABD Doları seviyeler te­laffuz ediliyor. OPEC+ piyasa­ya ciddi ölçüde petrol sürüyor, yılın dördüncü çeyreğinde ila­ve 543bin varil arzı gündemde.

Buna karşın Çin ekonomisinde­ki yavaşlama, petrol ithalatının ivmesini yitirmesi yılın kalan döneminde petrol fiyatlarının talepten ziyade arz elastikiyeti­ne maruz kalacağının sinyalle­rini veriyor. Çin ekonomisinde­ki hız kaybı Alman sanayisinin salgın öncesi temposuna dön­mesini engelliyor.

Küresel riskler altını yukarı çekebiliyor

Hafta başında açıklanan an­ketler, Avrupa ekonomisinin bu yıl pek büyüyemeyeceğini gös­terdi ($)(4) . Endüstriyel taraf­ta küresel büyüme problemleri, bakır fiyatlarında hızla kendini gösterdi. Mayıs sonunda Lond­ra Metal Borsası’nda (LME) ton başına 11 bin ABD Dola­rı seviyesine yükselen bakır Ağustos ortası itibariye %20’ye yakın değer kaybı ile 9 bin do­ların altına kaydı ve 8 bin dolar telaffuz ediliyor.

Arz elastikiyetine maruz kal­mayan emtia ise değerli ma­denler. Altın, arzı sınırlı bir element. Arzı artmadığı için küresel riskler altının fiyatını yukarı çekebiliyor. Tarım em­tialarında beliren “yüksek fiyat kürü” arz elastikiyeti üzerin­den kıymetli madenler hariç reel ekonominin diğer emtia gruplarına da sirayet edeceğe benziyor.

Deflasyonist konjonktürün arifesinde merkez bankalarının yelkenlerini rüzgâra göre ayar­lamaktan başka seçeneği kal­mıyor. Avrupa Merkez Bankası (ECB), 25 baz puanlık indirim­le döngüye biraz “iyimser” baş­ladı. Piyasa, Fed’in iyimser ya da karamsar değil “gerçekçi” dav­ranmasını istiyor. Geçen hafta başında gördüğümüz yoğun sa­tışların bir kısmı Fed’i kendi­ne getirmek içindi. Fed’in faiz indirim yelkenlerini piyasada esen rüzgâra göre şişirip ECB’yi de yanına çekmesi gerekiyor.

1- William Arthur Ward, 1921 – 1994.

2- Yüksek fiyatların, arzı art­tırarak piyasayı dengelemesi.

3- Mısır kontratları, Şika­go Vadeli İşlemler Borsası’nda (CBOT) ilk kez 1974 yılında bu­şel başına 4 ABD Doları’ndan fi­yatlanmıştır.

4- Bloomberg anketinde 2024 yılı büyüme beklentisi %0,1’e düşürülürken 2025 yılı beklen­tisi %1,1 oranında.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar