“Dediğimi yapmayana yaptırım uygularım”
Tehditleri ile meşhur ve bizim de beş yıl öncesinde alışkın olduğumuz Trump geri döndü. Ben diktatörüm baştan söyleyeyim diyerek hızlı geri dönüş yapan 47.başkan, ilk tehditini Rusya Devlet Başkanı Putin’e yönelik yaptı. “Savaşı sona erdirmek üzere anlaşmaya varın, aksi halde Rusya’ya ciddi yaptırımlar ve gümrük vergileri getiriririm” diyerek senin silahın varsa benim de ticari potansiyelim var diyerek bizi şaşırtmadı.
Ticaret savaşları terimini terminolojiye sokan Trump, daha ilk gününden gümrük vergileri ile duvarlar öreceğinin sinyallerini vermiş oldu. Göreve gelmesiyle hızlı bir şekilde hedeflerini yerine getirmeye başlayan Trump’ın en çok dikkat çeken icraatı, ülkenin güneyinde olağanüstü hal ilan etmesi oldu. Sayısı milyonları aşan suçlu yabancıyı ABD’den çıkartma konusunda kararlı olan Trump, tüm güney sınırlarının kapatılması emrini verdi. Bir önemli hamlesi de Paris İklim Anlaşması’ndan ayrılma kararı idi.
2017 yılında Paris anlaşmasından benzer bir kararname ile çekilmiş, Biden 2021 yılında iklim krizine karşı alınan önlemleri kapsayan bu anlaşmaya yeniden girmişti. Ve Trump “Yeşil Anlaşmayı bitireceğiz” diyerek bir kez daha Paris Anlaşması’ndan ayrıldı. Bu karar dünyanın sürdürülebilirliği konusunda son derece önem arzeden yeşil dönüşüm konusuna önemli bir darbe niteliğinde. Biden’ın elektrikli araç hedeflerini de, mevcut sözleşmeleri iptal ederek yok eden Trump, «istediğimiz arabaya bineceğiz, dünyanın en büyük araç üreticisi olacağız» dedi.
Biden ne yaptıysa tersini yaparak göreve başladı
Trump, Biden’in aldığı her kararın aksini uygulamaya hayli kararlı görünüyor. Önemli kararlarından biri de Dünya Sağlık Örgütü’nden (DSÖ) ayrılmak oldu. “DSÖ bizi kazıkladı, herkes ABD’yi kazıklıyor” diyen Trump, daha önce de DSÖ’yü COVID-19 salgını esnasında yetersiz kalmakla suçlamıştı. Daha önce en büyük finansal destekçisi olduğu DSÖ’yü 12 ay sonunda desteklemeyi bırakacak olmasının, dünya sağlık standartları için zararlı olması bekleniyor.
Trump, ın ilk icraatları bunlarla da kalmadı. Texas ve Guatamala arasında bulunan Meksika Körfezi’nin adını “Amerika Körfezi” olarak değiştirirken, Alaska eyaletinde bulunan Denali Dağı’nın adını ise McKinley Dağı olarak değiştirdi. ABD’nin güney sınırından geçen yasa dışı göçmenlerin çok fazla suç işlediğini iddia eden Trump, tüm sınır boyunca olağanüstü hal ilan ederken, göçe karşı alınan önlemler kapsamında ülkeye yasa dışı giren bireylerin ABD›de doğan çocuklarının ABD vatandaşı olmasını sağlayan yasayı da kaldırdı.
Görevi alırken yaptığı konuşmada ‘Kazacağız, bebeğim, kazacağız’ diyen Trump, özellikle Alaska’da petrol başta olmak üzere yapılacak kazı çalışmalarına ilişkin ‘Ulusal Enerji Krizi’ kararnamesini de imzaladı. Bu kararnamenin ABD’nin tam enerji bağımsızlığını kazanmasından son derece önemli olduğunu belirten Trump, enerji şirketlerini kast ederek “bu krizi atlatmak için gereken herşeyi yapabileceksiniz” dedi. İlerleyen günlerde çevrecilerle sık sık karşı karşıya geleceğini görebilmek pek de güç değil.
“ABD’ye ihracata yeni bir sayfa açmak gerekecek”
“Özgürlüklerimiz ve ulusumuzun görkemli kaderi artık reddedilemez ve Amerika hükümetinin bütünlüğünü, yetkinliğini ve sadakatini hemen geri kazanacağız. Amerika’yı yeniden büyük yapmak için Tanrı tarafından kurtarıldım.’’
Bu sözler Trump’a ait. İlginç söylemleri, sivri çıkışları, yaptırım ve vergi tehditleri ile pek çok ülkenin tepkisini çekmesine rağmen, ticarete dair kararları ile kendi ulusu için doğru adımlar attığını kabul etmek gerekiyor. Ancak özellikle korumacı yaklaşımı ile AB ülkelerine ve ülkemize karşı izleyeceği politikalar, Çin’e karşı uygulayacağı tavır, Hindistan ile işbirliğini geliştirme arzusu, Rusya-Ukrayna savaşı sonrası Ukrayna’yı nasıl destekleyeceği, Rusya’ya karşı alacağı önlemler, Ortadoğu politikaları gibi stratejik hareketler dünyadaki ticaret eksenlerini de hiç şüphesiz değiştirecek.
Bu dönemde Türkiye’nin ABD ile olan ilişkilerini ve ticaret hacmini arttırabilmesi son derece mümkün olabileceği gibi, siyasi beklentilerine bağlı olarak ters düşebilmek de mümkün. Bizim için gelişen ve her geçen gün ihracatımızın arttığı bir pazar özelliği taşıdığını belirtmeliyim. Çin’e ve Hindistan’a karşı uygulayacağı yüksek vergiler de ülkemiz için bir avantaja dönüşebilir. İhracatçıların ABD pazarını tekrar ajandalarına almaları gereken bir dönemin başladığını söylesem çok da abartmış olmam.