Daybreakers: piyasa vampirizmi, kan emperyalizmi

Gündüz FINDIKÇIOĞLU
Gündüz FINDIKÇIOĞLU GLOKAL BAKIŞ [email protected]

Siyasal iktisat ve iktisat kuramıyla ilgilenen bir entelektüel filmleri nasıl seyreder? Birkaç ay önce The Hurt Locker'ı anlatmıştım. Şimdi sırada Daybreakers var. Sonra sıra bir klasik sayılması gereken Pan'ın Labirenti'ne gelecek. Normalde "basit" (gibi görünen) filmleri çok yorgun olduğumda seyrederim. 2009 yapımı Daybreakers filmine de -Vampir İmparatorluğu adıyla çevrilmiş- eğlenmek amacıyla başladım. Ethan Hawke ve Willem Dafoe başrollerde. Yönetmen Avustralyalı Spierig kardeşlerden Michael Spierig. Vampir, kurt adam filmlerini çocukluğumdan beri komedi niyetine seyrediyorum. Ancak bu film başka ve son derece aşikar bir ekonomi politik çalışması gibi görünüyor. İktisada giriş dersinde anlatılabilir. Hatta aslında iktisat böyle anlatılır.

Doğal olarak iktisat jargonuyla anlatayım. İnsanlar bir salgın sonucunda ağırlıklı olarak vampirlere dönüşmüş durumdalar. Tek mallı bir dünyadan bahsediyoruz: kan. Dünya nüfusunun sadece yüzde 5'i insan, geri kalanları vampir ve vampirler sadece kanla beslenebiliyorlar. Bu tek malı bileşik mal (composite commodity), ya da zorunlu ihtiyaç malı/temel mal (basic commodity) olarak Sraffacı bir çizgide de düşünebiliriz, tek mallı bir toplulaştırılmış neoklasik modelde de ele alabiliriz. Vampirler birbirlerinin kanıyla beslenirlerse ölüyorlar: yani insan kanına ihtiyaçları var. Fakat insan nüfusu azalıyor ve insanlardan kan sağılarak çiftliklerde üretilen kan vampir popülasyonuna yetmiyor. Miktar tayınlaması -narh sistemi- ve giderek azalan kotalar söz konusu. Acilen kan arzını artırmaları veya ikame mal olarak yapay kan üretmeleri gerekiyor. Talep arzın çok üzerinde. Üstelik kan bulamayan fakir vampirler -sosyal vampirizm gereği veya düzeni iyi kötü sürdürmek için dağıtılan- tayınlar sürekli azaltıldığı için dönüşüyorlar. Kan bulamayan vampir bir süre sonra vampir yiyen bir canavar haline geliyor. Lümpenleşen ve saldırganlaşan "düşmüş" vampirler vampir polisi tarafından güneşe çıkarılmak suretiyle tasfiye ediliyor. Bilindiği gibi bu tip hikayelerde vampir güneş ışığına dayanamaz, ölür.

Bu tek mallı basit ekonomi politik evreni elbette ki ayrıca bir piyasa evreni. Piyasa ilişkilerinin bütün bölüşüm boyutu, yani net sınıfsal boyutu, bu tek temel malı olan yapıda aşikar ve şeffaf biçimde görülüyor. Nedeni şu: söz konusu tek malın talebiyle arzı arasındaki mesafenin açılması, yani aşırı talep fonksiyonunun limitte sonsuza gitmesi, fakir vampirlerden başlayarak vampir ırkının dönüşmeye ve/veya ölmeye başlaması demek. Bilindiği gibi Walras'ın -tam rekabetçi piyasa ekonomisini karakterize etme niyetindeki- genel denge modelinde aşırı talep fonksiyonu denge fiyatlarında sıfırdır veya limitte sıfıra gitmesi beklenir [tâtonnement; denge fiyatı olmayan deneme-yanılma fiyatlarında işlem geçmez ve dinamik bir simültane ihale sistemi sonunda denge bulunur, fiyatlar genel denge fiyat konfigürasyonuna yakınsar (convergence); aşırı talep sıfır olur, arz ve talep eşitlenir]. Piyasa vampirizminde tam tersi oluyor. Ayrıca, özel sektöre bırakılmış olan kan üretimi ve arzının düzenli sağlanabilmesinin önünde bir engel daha belirebiliyor. Tek malı arz eden şirketin hissedarları sermayelerini geri çekebiliyorlar. Sermayedarların davranışı sisteme ek bir dengesizlik ivmesi katıyor, ama tâtonnement-dışı bir stabilite sağlamıyor. Sermaye malı da zaten sayıları azalmış insanlar. Aslında burada ikili metafor var. Bu nokta bir nevi iktisat dilindeki beşeri sermaye/nitelikli işgücü ayrımının ontolojik olarak aynı gerçekliği imlemesi gibi görülebilir: bizzat kendileri sermaye malı olarak görülebilecek olan insanlar aynı zamanda verimli emek. Üretim böylece sekteye uğrayınca eldeki stoklar hızla azalıyor ve vampir imparatorluğunun bekası zamana karşı yarışa dönüşüyor. İnsan kanına ikame mal olarak yapay kan kısa sürede seri üretilebilirse vampirler yaşayacak. Bu durumda saf insan kanı tam anlamıyla "lüks mala" -veya belki de Sraffa jargonunda temel-olmayan mala (non-basic commodity)- dönüşecek; ama onun da talebi elbette sıfırlanmayacak. Vampirler karşısında insanlar asla rahata eremeyecekler. Birkaç iktisat dilinde anlatılmaya uygun bir hikaye.

Peki, piyasa vampirizmi yerine tam bir sosyal vampirizm yapılamaz mı? Film bir ara böyle bir öneriyi dillendiriyor. Buna göre insanları bir süre rahat bırakmak ve çoğalmalarını sağlamak lazım çünkü piyasa vampirizmi basit yeniden üretimi bile gerçekleştiremez duruma düşmek üzere. Fakat iki tahdit buna izin vermiyor ve bu öneri hemen ret ediliyor. Birincisi, zaman tahdidi: yeni bir düzenlemeye imkan yok çünkü stoklar sıfırlanmak üzere. İkincisi, ekonomi politik ve güç-ideoloji-hegemonya sarmalıyla ilgili: vampir imparatorluğunun egemenleri ve onların beyin takımı bu çözümü tercih etmiyor.

Kan emperyalizmi bu noktada tek çözüm olabilirdi. Yani ihtiyaç duyulan şey yeni piyasalar, yeni kaynaklar ise bunun yolu belli. Fakat vampirlik filmde evrensel ve global bir hale dönüşmüş durumda. Yani başka ülkeleri işgal ederek kan elde etmek artık mümkün değil; her yer aynı durumda. Dolayısıyla Rosa Luxembourg argümanı, doğru bile olsa, bu evrende uygulanabilir değil; bu aşama çoktan geçilmiş.

Filmin kahramanı, biraz da rastlantılarla, vampirlikten kurtularak insan olmaya geri dönüşün yolunu buluyor. Önerisi kesin çözüm olarak vampirliği ortadan kaldırmaya yönelik. Ancak vampir imparatorluğunun efendileri, hatta vampir olmaya alışmış -eskiden insan olan- popülasyon bu çözümü isteyecek mi? Kurtuluş yolunu göstermek kurtuluşu sağlamaya yetebilir mi? Kan bulamazsa tükenecek, ama bulurlarsa sonsuza dek yaşayabilecek olan vampir kitleleri insanlığa geri dönüşü kabul ederlerse ne olacak? Tek mallı bir ekonomiden çok daha fazla karmaşıklık, belirsizlik, teknoloji, çalışma içeren çok mallı bir ekonomiye, insan olmanın bütün zayıflıklarını -ölümlü olmak, hastalıklar, kazalar vb- yeniden benimseyerek, geçmeyi isteyecekler mi?

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Risk ve yavaşlama 01 Ekim 2019
Fed, resesyon, Türkiye 24 Eylül 2019
Coğrafya ve imparatorluk 17 Eylül 2019
Fed ve dolarizasyon 25 Haziran 2019