Dayanışma ve önlem
KSO ve İKV Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Zeytinoğlu, Türk halkının dayanışma duygusunun dünyaya örnek olduğunu söylüyor. Gerçekten öyle! Nereye gitseniz deprem yardımı konuşuluyor. Camide, kahvede, fırında, kasapta, manavda, pazarda, balıkçıda... İnsanların bir araya geldiği her ortamda. Türkiye’nin her tarafında firmalar, dernekler, odalar, borsalar, belediyeler, OSB’ler, serbest bölgeler, teknokentler vs. Her türlü kişi, kurum, kuruluş yardım peşinde. Montunu çıkarıp yardıma destek olmak isteyen insanlarımız Başkan Zeytinoğlu’nun dediği gibi ‘bizi farklı kılıyor.’
Adım adım yürüyecek normalleşme sürecinde çocukların ön planda olması gerekli. Onların travmayı atlatmalarının en güzel yolu oyuncak. Deprem bölgesinde köylere ulaşarak yardım sağlayan Eyüp Sultan Belediyesi ekibi lideri Mehmet Kapan, “Köylerde yağ, şeker, tüp, battaniye, çadır gibi temel ihtiyaçları depremzedelere teslim ederken oyuncak ihtiyacı olduğunu da gördük.” diyor.
Bunun üzerine Eyüp Sultan Belediyesi bir ‘oyuncak mektup’ kampanyası başlatıyor. Belediye Başkanı Deniz Köken, “Bir oyuncak bir mektup kardeşliği hareketi başlatıyoruz. Deprem bölgesinde köy köy ellerimizle teslim ettiğimiz ihtiyaçların yanında oyuncak ve Eyüpsultanlı çocuklarımızın mektubunu da ulaştıracağız.” diyerek destek beklediklerini ifade ediyor. Bu kampanyanın büyütülmesi çocuklarımız için çok yararlı olacak. Çocukların yaşadığı travmanın atlatılmasında deprem bölgesindeki 20 bin 868 okul binasından sadece 95’inin yıkık ve ağır hasarlı olması büyük imkan sağlıyor. 1 Mart itibarıyla isteyen öğrenciler 10 ilde eğitime başlayabilecek. Çocuklar için hayatın normalleşmesinde okul en önemli bir diğer aşama olacak.
Mart ayından itibaren bölgede yeniden imar-inşaat çalışmaları başlayacak. Bu aşamada İzmir’den gelen, ‘beton yerine çelik yapıların tercih edilmesi’ gerektiğine vurgu yapan açıklamaların altını çizmekte fayda var.
Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, “Ülkemizde lokomotif sektörlerden biri inşaat. Dünyada Endüstri 4.0’a öncülük eden üç ülke: Almanya, ABD ve Japonya’da lokomotif sektör sanayi.
Ipsos’un 2022 yılındaki bir araştırmasına göre; Türkiye, yüzde 77 ile insanların doğal afet beklentilerinin en yüksek oranda olduğu ülkeler arasında. Ancak ne toplum ne de devlet buna hazırlıklı değil. Japonya’da ise bu oran yüzde 85 ama Japonya buna hazır. Türk çelik sektörümüz knowhow olarak son derece gelişmiş ve her türlü malzemeyi üretebilir durumda” diyerek ‘inşaat sektöründe yeni bir yol haritasının ortaya konulması’ gerektiğini söylüyor.
Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkan Yardımcısı Ege Demir ve Demirdışı Metaller İhracatçıları Birliği Başkanı Yalçın Ertan ise “Deprem olduktan sonra çare üretmek yerine, yapılarımızın depreme dayanıklı halde inşa edilmesi için biz üstümüze düşen çalışmaları yapmaya hazırız. Güvenlik için binalarda kırılgan olmayan esnek yapısı, dayanımı ve hafifliği ile depreme karşı son derece güvenli bir model olan çelik yapı modelinin yaygınlaştırılması gerekmekte. Çelik yapı sisteminin maalesef ki Türkiye’de bilinirliği oldukça düşük. Avrupa ve Amerika’da çelik sistem kullanımı yüzde 40’lardayken, bu rakam Türkiye’de yüzde 1 civarında seyrediyor” diyor.
Türkiye’nin yeni binalarda, kentsel dönüşüm projelerinde ve geçici konut yapımlarında çelik konstrüksiyona yönelmesi gerektiğini söyleyen Yalçın Ertan sözlerini şöyle noktalıyor: “Hızlı yapılan ve aynı zamanda sürdürülebilir özellikte olan çelik konstrüksiyon yapılar ekonomik olarak da diğer yapılara nazaran daha avantajlıdır. Çelik konstrüksiyon yapılar betonarme yapılara göre oldukça hafiftir.
Binanın hafifliği ve çelik yapıların betonarmeye kıyasla daha fazla esneme özelliğinin olması zemine gelen yükün azalması sebebiyle depremin etkisinin azalmasını sağlar. Deprem kuşağındaki ülkemizde yeni yapılacak bütün binalarda, kentsel dönüşüm projelerinde ve geçici konut yapımlarında deprem şartları da göz önüne alınarak çelik konstrüksiyona yönelmekte fayda görülmektedir. Korozyon ve çürüme riski bulunmayan yapı özelliğiyle yaygın kullanımdaki betonarme modeline göre uzun kullanım ömrüyle önemli avantaj sağlıyor. Çelik yapı sistemini daha fazla paydaşa anlatmak için önümüzdeki dönemde çalışmalar yürütmeyi planlıyoruz.”
Son söz: Doğruyu sınanarak değil akılla, bilimle bulmalıyız.