Davos

Ferit Barış PARLAK
Ferit Barış PARLAK AYRINTI [email protected]

Dünya, Davos toplantılarına katılanları takip ediyor.

Siyasiler, bürokratlar, akademisyenler, işadamları görüşlerini/tahminlerini/öngörülerini sıralıyor.

Tahminlerde 'toto' mantığı, ön plana çıkıyor.

Dolayısıyla, "Dünyanın geleceği için bir şey çıkar mı?" diye umutla takipte olanlar, ismi düşüncesinden ağır insanları anlamakta zorluk çekiyor.

* * *

'Anlaşılmazlık' galiba tüm dünyaya bir virüs gibi yayılıyor.

'Anlaşılmazlığı' ve 'belirsizliği konuşanlar/konuşturanlar belli ki bu işten nemalanıyor.

Kuru gürültü arasında mal ve hizmet üretimine odaklananları ise bence yakın gelecekte olumlu sürprizler bekliyor!

* * *

Dünya Bankası, "2012'de Türkiye 2'nin üzerinde büyüyecek" diyor.

O'nun abisi IMF, "2012'de Türkiye 0.4 büyüyecek" diyor.

O'nun ikinci adamı, "Türkiye 2012'de 2 ile 3 arasında büyüyecek" diyor.

* * *

Bu belirsizlik tiyatrosunun bize yansıması mı?

İşadamı büyüğümüz, "Yıllardır 'şu' otelin spor salonuna gidiyorum, 'saat sekiz buçuk…' dedim mi, önemli adamlardan kimse kalmazdı salonda. Şimdi dokuz buçuk, on, onbirde dahi herkes salonda…" diyor.

"Ya iş yok yada iş çok ve her şey yolunda…" diye de ekliyor.

Diğer büyüğümüz farklı bir otelin spor salonunu örnek göstererek, tespiti doğruluyor.

Tartışma, hafta sonları yurtdışı çıkışlarındaki artışa kadar gidiyor…

* * *

Önceki gün İngiltere'de bankacılık yapan arkadaşımla Türkiye'ye gelen ve dünya ekonomisi ile ilgili araştırmaları bulunan yabancı bir bürokratla konuştuk.

Krize ve Avrupa'ya yönelik tespitleri ilginç.

"Avrupalı yoruldu.

Artık çalışmak istemiyor.

Yanı sıra çok kazanmak ve çok iyi yaşamak istiyor.

Politika geliştirenler de mecburen buna yönelik zemin hazırlıyor ve krizin çözümü için çalışmayı, üretmeyi, tasarrufu, yatırımı öneremiyor.

En baba ekonomistler dahi kurtarma fonunu, merkez bankasının düşük faiz kozunu, borçlanma için ortak tahvil zorunluluğunu konuşup, çözümün adresi olarak gösteriyor."

* * *

"Türkiye gibi ülkelerin avantajı burada başlıyor." deyip devam ediyor:

"Gelişmiş ülkeler para basacak.

Bazıları borçlanacak.

O paralarla gelişmekte olan ülkelerin ürettiklerini alacak.

Sonra tekrar krize girecek.

Tekrar para basacak.

Bu böyle zincirleme devam edecek.

Bu arada üreten ülkeler sermaye birikimi sağlayacak.

Ve gün gelecek, ki o gün çok yakındır; şimdinin gelişmişleri ile gelişmekte olanları yer değiştirecek."

* * *

Sanat Halı'nın sahiplerinden Yusuf Kaplan anlattı:

"Yıllardır büyük paralar ödeyip yurtdışındaki fuarlara katılıyorduk.

Yabancı müşterilerimizle o fuarlarda görüşebiliyorduk.

Teknoloji, ulaşım ve iletişim imkanları o kadar gelişti ki…

Japonya'ya 13 saatte numune gönderebiliyoruz artık.

Fabrikamızdaki üretimi Brezilya'da ki işadamına anında izlettirebiliyoruz.

Ama 'artık o fuarlara katılmamıza gerek yok…' demiyoruz.

Tüm dünya teknolojiyi tercih ederken, biz hem teknolojiyi hem de müşterilerimizin yanında olmayı, onlara dokunmayı tercih ediyoruz.

Kriz döneminde dahi, halı üretimi ve ihracatında gerçekleşen artışı bu dinamizme bağlıyoruz."

* * *

Davos'ta konuşulanlardan bir anlam çıkaramadım ama yabancı bürokrat arkadaşımın ve Kaplan'ın anlattıkları oldukça anlamlı geldi.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Refleks 26 Ağustos 2024
“Durduk yere” mi oldu? 21 Ağustos 2024