Davos kendine çıkış yolu arıyor

Osman ULAGAY
Osman ULAGAY DÜNYA GÖZÜ

Dünya Ekonomik Forumu Yıllık Toplantısı yarın Davos’ta başlıyor. Bu yıl 110 ülkeden üç bine yakın katılımcı, insanlığı tehdit eden küresel sorunlara çözüm aramak ve küreselleşmenin geleceğini tartışmak için Davos’ta toplanıyor. İklim değişikliğinin ve doğal afetlerin yarattığı büyük tehditten siber saldırılara, gelir ve servet eşitsizliğindeki patlamanın doğurduğu popülist dalgadan bilim ve teknolojideki gelişmelerin çok yönlü etkilerine kadar pek çok konu tartışılacak bu yıl Davos’ta.

Küresel elitleri bir araya getirerek böyle bir tartışma ortamı oluşturmanın önemini küçümsemek istemiyorum ama yirmi yıldan beri Davos toplantılarını izleyen biri olarak, bu toplantıların dünyanın gündemini belirleme konusunda eskisi kadar etkili olmadığını belirtmek ihtiyacını duyuyorum. Dünyaya yön veren siyasetçilerin Davos toplantısına verdikleri önemin ve gösterdikleri ilginin yıldan yıla azalmakta olduğu da bir gerçek. Popülizmin yükseldiği ve halinden şikayetçi kitlelerin küresel elitlere tepki gösterdiği bir ortamda, siyasi liderler için Davos’a gelip küresel elitlere hitap etmenin riskli hale geldiği bir dünyada yaşıyoruz.

Davos’un önemi azalıyor mu?

Davos toplantısı geçen yıl Trump sayesinde manşetlere çıkabildi. Dünya Ekonomik Forumu’nun benimsediği ilkelere temelden karşı olan ABD Başkanı Trump, geçen yıl Davos toplantısına katıldı, iyi kabul gördü ve toplantının gazete manşetlerine yansıyan yüzü haline geldi. Bu yıl ise son anda Davos’a gelemeyeceğini bildirdi Trump çünkü ABD’de devletin önemli bir bölümü onun kaprisi yüzünden zorunlu tatile girmiş durumda ve 800,000 kamu görevlisinin maaş alamadığı bir ortamda Davos’a gitmenin hoş kaçmayacağını Trump bile anladı galiba. Geçen yıl Davos’ta liberal demokrasinin tehdit altında olduğunu düşünen Batılı elitlerin umudu olarak yıldızlaşan Fransa Cumhurbaşkanı Macron da bu yıl Davos’a gelemiyor çünkü onun da başı dertte kendi ülkesinde. Halinden memnun olmayan Fransızların sarı yeleklerini giyip sokaklara dökülmesi Macron’a bağlanan umutlara ciddi bir darbe vurdu.

İngiltere’de akıllara durgunluk veren Brexit fiyaskosu yaşanırken Başbakanlığı tehlikede olan Theresa May’in Davos’a gelmesi her halde düşünülemezdi. Batı dünyası içine düşmüş göründüğü çözümsüzlük ortamında bocalarken yeni oyunlar peşindeki Rusya Devlet Başkanı Putin ile küreselleşmeyi savunan konuşmasıyla iki yıl önceki Davos toplantısına damga vuran Çin lideri Şi Jinping de Davos’u pas geçmeyi tercih etti bu yıl.

Önemli liderlerden yalnızca Almanya Başbakanı Merkel katılıyor bu yılki Davos toplantısına ama onun da görevini devretme hazırlığı içinde olduğu biliniyor. Dünyaya yön veren liderlerin katılmaması Davos toplantısının önemini azaltan bir faktör kuşkusuz. Batı ve Davos yeni çözümler arıyor Davos’un tekrar güncellik kazanması, Dünya Ekonomik Forumu’nun, Batı’nın yönlendirici rolünü artık oynayamadığı, kontrolden çıkmış görünen bir dünyada, geleceğe yön verecek çözümlere ve önerilere öncülük etmesine bağlı görünüyor.

Dünya Ekonomik Forumu gündem konseylerinin yıl boyu süren çalışmaları sonrasında bu yılki toplantının ana başlığı şöyle belirlenmiş: “Küreselleşme 4.0: Dördüncü Sanayi Devrimi Çağında Küresel Mimarinin Yeniden Şekillendirilmesi”. Küreselleşmenin sürdürülebilmesi için yapılması gerekenler tartışılacak bu başlık altında.

Bu çaba küreselleşmenin ve dijital devrimin özellikle Batı toplumlarında yaratmış olduğu yaygın tepkinin hedefi haline gelen küresel elitlerin hiç değilse bir bölümünün, şimdi yükselen popülizmin kökenine inme ve liberal demokrasiyi koruma konusunda yeni arayışların içinde olduğunu gösteriyor. Ne var ki bu gibi ortamlarda ortaya konan önerilerin, giderek büyüyen küresel sorunların çözümlenmesine fazla yardımcı olamadığı görülüyor.

Buradaki temel sorun, küresel kapitalizmin bugünkü işleyiş biçiminde sistemin köşe başlarını tutan büyük küresel şirketlerin ve dünyanın yeni hakimi haline gelen dijital platform devlerinin, onlara bu olanağı veren ayrıcalıkları korumak istemelerinden kaynaklanıyor. Dünya Ekonomik Forumu’nun sağladığı tartışma ortamında gündeme getirilen önemli öneriler de bu nedenle hayata geçirilemiyor. 

49’uncu zirveye Turkiye’den 3 bakan gidiyor!

Dünya Ekonomik Forumu’nun (WEF) düzenlediği Davos Zirvesi yarın başlayıp 25 Ocak’ta son bulacak. Bu yıl 49. kez toplanacak zirvede Türkiye’yi, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan ve Merkez Bankası Başkanı Murat Çetinkaya'nın temsil etmesi bekleniyor. Davos Zirve’sine 110 ülkeden 3 binden fazla iş adamı, siyasetçi, akademisyen ve sivil toplum kuruluşu temsilcisi katılacak. “Küreselleşme 4: Dördüncü Sanayi Devrimi Çağında Küresel Yapıyı Şekillendirmek” ana temasıyla düzenlenecek zirvede, 350’yi aşkın oturum yapılacak.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar