Davete icabet 1: İGEME nereye gitti

Osman Ata ATAÇ
Osman Ata ATAÇ İŞLETMECİLİK SOHBETLERİ [email protected]

Geçen hafta "Eğer o tarihe kadar ağır tahrik altında kalmazsam haftaya pazarlama işlevinin amaçlarını incelemeye devam etmek niyetindeyim " demiştim. Ağır tahrik olmadı ama davet oldu. Hayatının büyük bir bölümünü ihracat işleriyle uğraşarak geçiren, bu yolla kazanan sözün kısası ihracatı iyi bilen Sayın Şefik Ergönül geçen haftaki köşesine "İGEME Nereye Gitti?" başlığını atmış. Milli Prodüktivite Merkezi (MPM) ve İGEME nereye gitti başlığını da atabilirdi. Anlaşılan "Bunlar bir yere gitmemiştir. Ticareti teşvik tedbirlerinin tek elden yürütülebilmesi için yeni Ekonomi Bakanlığı bünyesi içine alınmıştır" şeklindeki cevabı yeterli bulmamış. Yazısında ihracatı teşvik konusunda bu işler başka yerlerde nasıl yapılıyor diye sorup "Bu konuda neler yapıldığını, gazetemizin bu sütunlarında her Çarşamba günü "İşletmecilik ve Dış Ticaret Sohbetleri" köşesinde yazan Sayın Osman Ata Ataç kadar iyi bilene rastlamadığımı ifade etmek isterim. Umarım kendisi lütfedip bize bunların örneklerini ve yaptıklarını sayıp döker"diyerek çekincelerini dile getirmiş. Sayın Ergönül'ün bizdeki yeniden yapılanma konusundaki davetine icabet kararı verdim. Sonuçta bu köşenin başlığının yarısı 'Dış Ticaret Sohbetleri.' İşletmecilik sohbetleri yazılarımı takibeden dostlar kızacaklar. Biliyorsunuz şu günlerde Brezilya'nın ihracat ve yatırım teşvik kurumunun yeniden yapılanmasına yardımcı oluyorum. O nedenle konu en azından benim için güncel sayılır. Müsaadelerinizle bir kaç yazıyı bu konuya ayıracağım.    

Kurumsal değişim o kurumun 'kim için, neyi, nasıl yaptığını' daha iyiye götürmek amacına hizmet etmiyecekse yapılmasa daha iyi olur. Bu nedenle bir kurumun ortadan kaldırılması dahil değişiklikler ya: (1) Kurumun muhataplarının ortadan kalktığı ve/veya (2) Bu muhatapların kurumun ürettiği ya da üretebileceği hizmetlere artık ihtiyaç duymadıkları ve/veya (3) Bu hizmetlerin başka bir yapı içerisinde daha etkin ve etkili yapılacağı hallerde yapılır. Bu konudaki yazılarımı bu üç konudan oluşan çerçevede toparlamak istiyorum.  Ama önce İGEME'ye bir bakalım.

Niyetim uzun boylu tarihsel analiz yapmak değil ama bazı şeylerin hatırlanılmasında fayda var. İthal ikamesi yoluyla kalkınmaktan vazgeçen ülkeler 1950'lerden başlayarak birer birer "İhracatla kalkınma" modeli denilen bir modeli uygulamaya başladılar. Bu bağlamda özellikle ihracatı teşvik konusunda çalışacak teşkilatlar da birer birer kurulmaya başladı. Ulusal ihracatı teşvik kurumlarına zamanla bölgesel ve uluslararası kurumların da katılımıyla sayıları süratle arttı. Büyük bir çoğunluğu önce bakanlıklar bünyesinde başladılar daha sonra yarı veya tam bağımsız oldular. Türkiye'de de 1960 yılında önce Ticaret bakanlığı 1983 yılından sonra da Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığı'na bağlı çalışan İGEME'yi (İhracatı Geliştirme ve Etüd Merkezi) kuruldu. Dünya'daki benzer diğer kuruluşlara bakarsanız İGEME onların en eskilerinden sayılır. 27 Ekim 1960 ve 118 sayılı kuruluş kanunu ile İGEME'ye verilen görev "Türkiye ihracatını geliştirmek ve sağlıklı bir yapıya kavuşturmak, bu amaçla araştırma ve çalışmalar yapmak ve ilgili kurumlar arasında koordinasyonu sağlamak" olarak verilmiş.

İGEME olayında anlaşılan Bakanlık yetkilileri gereken etütleri yaptırmışlar ve bu gerekçelerden biri veya bir kaçının oluştuğu kanısına varmışlar. Yukarıda değindiğim üç gerekçeden ihracatçılar ortadan kalkmadığına göre İGEME olayında değişikliğin nedeni ya ikinci ya da üçüncü gerekçe olmalı. 

Yukarıda sıralanan gerekçelerden ikinciye bir bakalım. Acaba yetkililer ihracatçıların İGEME'nin ürettiği veya üretebileceği hizmetlere artık ihtiyaç duymadıklarına mı karar vermişler. Yeni Ekonomi Bakanlığının 23 Ağustos 2011 tarihinde güncelleştirdiğini söylediği İhracat Bilgi Platformu Web sayfasında İGEME adı hala kullanılıp da görev "Türkiye ihracatını geliştirmek ve sağlıklı bir yapıya kavuşturmak, bu amaçla araştırma ve çalışmalar yapmak ve ilgili kurumlar arasında koordinasyonu sağlamak" olarak verildiğine göre bu görev hala yürütülüyor. Demek ki değişiklik gerekçesi salt "İhracatçıların İGEME'nin ürettiği veya üretebileceği hizmetlere artık ihtiyaç duymadıkları' değil. Kaldı ki 2009 yılı sonlarında geleneksel olarak daha çok sektör (ürün) bazında ihtisaslaşan İGEME sayın Bakan Çağlayan'ın talimatlarıyla ülke bazında ihtisaslaşmak üzere ciddi bir değişiklik daha geçirmişti. Yani yetkililer hizmetlerde ciddi bir değişiklik de yapmışlardı. Sonuç olarak yapılan değişikliğin İGEME'nin ürettiği veya üretebileceği hizmetlere olan talebin ortadan kalkmış olmasıyla bir ilgisi yok gibi gözüküyor.

Kalıyor geriye üçüncü gerekçe, yani "bu hizmetlerin değişik bir örgütlenme içinde daha etkin ve etkili üretilebileceği" kanısı. İGEME ile bundan on sene önce yürüttüğüm bir kapasite arttırımı programı esnasında tanıştım. Daha o zamanlar birliklerden, odalardan filan bazı dostlar bana "İGEME'ye ne gerek var? Biz bu işleri kendimiz daha iyi yapamaz mıyız" diye sorarlardı. Benim bildiğim kadarıyla eski İGEME'den Ülke Masaları 1, Ülke Masaları 2 ve Ticari Bilgi ve İletişim Hizmetleri Daireleri adlarıyla vekaleten yönetilen üç Daire Başkanlığı oluşturularak İhracat Genel Müdürlüğü'nde bir Genel Müdür Yardımcısına bağlandı. İGEME'nin diğer personeli ise Bakanlığın değişik birimlerine dağıtıldı. Yine bildiğim kadarıyla İGEME tarafından yapılmakta olan işlerin bir kısmı artık yapılmıyor bir kısmı ise belli bölümleri itibariyle Ticaret Odaları ve İhracatçı Birlikleri tarafından yapılıyor. Demek ki odalar ve birliklerin bazı işleri daha iyi yapacaklarına yetkililer de inanmış.  

Şimdi sorulan soru ihracatçıların ihtiyacı olan hizmetlerin bu yapı içerisinde daha etkin ve etkili bir biçimde verilip verilemeyeceği. Ama esas soru bu olmamalı. Esas soruya haftaya değineceğim. Ama ip ucu istiyorsanız "ben yapılanın derde deva olacağı kanısında değilim" diyerek, yazı işlerinin uzunluk konusundaki sabrını taşırmadan konuya burada bir nokta koyalım.

Sağlıcakla kalın  

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Teknokrat-Politikacı 30 Ekim 2019
Strateji mi? 23 Ekim 2019
Tenkisat 16 Ekim 2019
Kasvetli ilim 02 Ekim 2019
Zombiler 25 Eylül 2019
Yeni Bull 18 Eylül 2019
Bull 11 Eylül 2019
Neden olmuyor? 04 Eylül 2019
Olmayacak duaya... 28 Ağustos 2019