Dar mükellef kurum kazançlarının beyanı
Geçen hafta yayınlanan yazımızda tam mükellef kurumların elde ettikleri kazançlarını ne tür beyannamelerle bildirecekleri konusu ele alınmıştı. Bu gün yazımızda dar mükellef kurumların kazançlarını bildirecekleri beyannameler üzerinde duracağız.
Dar mükellefiyete tabi kurumlarda da, vergileme, tam mükellefiyette olduğu gibi beyan esasında yapılır. Kurumlar vergisi; mükellefin veya vergi sorumlusunun beyanı üzerine tarh olunur.
5520 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 24'üncü madde hükmüne göre;
• Beyanname, ilgili bulunduğu hesap döneminin sonuçlarını içerir.
• Her mükellef vergiye tâbi kazancının tamamı için bir beyanname verir.
• Mükelleflerin şubeleri, ajansları, alım-satım büro ve mağazaları, imalâthaneleri veya kendilerine bağlı diğer iş yerleri için, bunların bağımsız muhasebeleri ve ayrılmış sermayeleri olsa dahi ayrı beyanname verilmez.
Tam mükellefiyette, kurum kazancı yapısı itibariyle gelir vergisi konusuna giren kazanç ve irat gruplarından birine dahil olabilir. Fakat elde edeni yönünden her hal ve takdirde ticari kazanç sayılır ve kurum kazancını oluşturur.
Dar mükellefiyette ise durum farklıdır. Yabancı kurumların Türkiye'de elde ettikleri kazançlar da, yapısı itibariyle hangi gelir grubuna giriyor olursa olsun, kurum kazancını oluşturmakla beraber, vergileme rejimi kazancın gelir gruplarından biri veya diğerine girmesine göre farklılık gösterir.
Genel rejim, kazancın, gene kurumlar vergisi beyannamesi ile bildirilmesidir. Ancak bazı kazanç unsurları için özel beyan esası geçerlidir. Bir kısım kazanç unsurlarında ise, vergileme kaynakta stopaj suretiyle yapılır.
Dar mükellef kurumlar ve vergilendirme dönemi
Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 25'inci maddesinde, yıllık ve özel beyan esaslarındaki vergilendirme dönemi ve yıllık kurumlar vergisi beyannamesinin verileceği yer ile zamanı belirlenmiştir. Yıllık Kurumlar vergisi beyannamesi zorunlu olarak ya da ihtiyari olarak verilebilir.
Zorunlu olarak yıllık beyanname verilecek haller
KVK 25'inci maddenin birinci fıkrasındaki ifadeyle, "yıllık beyan esasında vergilendirilen kurumların vergilendirme dönemi hesap dönemidir. Ancak, kendilerine özel hesap dönemi tayin edilenlerin vergilendirme dönemi özel hesap dönemidir."
Dar mükellefiyette, yıllık beyan esasında vergileme kurumun Türkiye'de ticari veya zirai kazanç elde etmesi halinde yapılır. Kurumlar vergisi beyannamesinde ticari ve zirai faaliyetlerden doğan kazanç dışında, işletme bünyesinde elde edilen her türlü kazancın da yer alması gereklidir. Bu durumda, kurum kazancı bütün bu gelir unsurlarını ihtiva edecek şekilde tespit edilir. Bunlardan bir kısmının Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 30'uncu maddesi uyarınca kaynakta tevkifata tabi tutulmuş olması sonucu etkilemez.
Yabancı kurumun, Türkiye'deki ticari ve zirai işletme ile ilgili olmaksızın doğrudan elde edeceği kazançlara gelince; bunlardan 26'ncı maddede belirtilmiş olanların kurumlar vergisi beyannamesine dahil edilmesi, esas itibariyle, gereklidir. Zira, 26'ncı maddede yer alan kazanç unsurlarının özel beyan esasında vergilendirilmesi, Türkiye'de kurumlar vergisi beyannamesi verilmesini zorunlu kılacak kazanç unsuru bulunmaması haliyle sınırlıdır. 30. uncu madde uyarınca stopaja tabi tutulan kazanç unsurlarının ise Türkiye'deki işletme ile ilgili olmaksızın elde edilmiş olması şartı ile, kurumlar vergisi beyannamesine dahil edilip edilmemesi mükelleflerin arzusuna bağlıdır.
Yıllık beyanname verilmesi isteğe bağlı haller
Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 30'uncu maddesinde, nakden veya hesaben (avanslar dahil) yıllara sari inşaat hakedişleri, serbest meslek kazançları, gayrimenkul sermaye iratları, bazı menkul sermaye iratları ile 30'ncu maddede sayılar diğer gelirlere ilişkin ödemeler sırasında kesinti yapılması öngörülmüştür.
Anılan 30'uncu maddenin 9 no.lu fıkra hükmünde, ticari ve zirai kazançlar hariç olmak üzere, kesinti yoluyla vergilendirilen kurum kazançlarının, varsa, diğer kazançlar dolayısı ile verilmesi gereken kurumlar vergisi beyannamesine veya özel beyan esasında verilecek beyannameye dahil edilmesi mükellefin isteğine bırakılmıştır. Ancak, GVK’nın 75'inci madde ikinci fıkrasının 5,7 ve 14'üncü bentlerinde sayılan menkul sermaye iratları ile fonların katılma belgelerinden ve yatırım ortaklıklarının hisse senetlerinden elde edilen kar paylarının verilecek beyannamelere dahil edilmesi zorunludur. Aynı şekilde dar mükellefiyete tabi kurumlar, hakkediş ödemeleri üzerinden vergi kesintisi yapılan birden fazla takvim yılına yaygın inşaat ve onarım işlerinden elde ettikleri kazançlarını kurumlar vergisi beyannameleri ile beyan etmeleri gerekir.
Buna göre dar mükellefiyete tabi kurumların, bir yıllık hesap dönemi itibariyle verilecek kurumlar vergisi beyannamesi üzerinden vergilendirilmelerinin bir ikinci hali; seçimlik haklarını kullanarak stopaja tabi tutulmuş kazancın beyan esasında vergilendirilmesini istemeleri ile ortaya çıkar.
BEYANNAMENİN VERİLME ZAMANI
►Normal faaliyet süresinde
Türkiye'de ticari ve zirai bir faaliyet bulunduğu hallerde, kurumlar vergisi beyannamesi, hesap döneminin kapandığı ayı izleyen dördüncü ayın yirmi beşinci günü akşamına kadar verilir (KVK. Md. 25/5). Bu konudaki esasların tam mükellefiyette olduğundan farkı yoktur. Mücbir sebep, zor durum nedeni ile süre uzar. Sermaye şirketleri dışındaki kurumların beyanname verme sürelerinin Maliye Bakanlığı’nca tespiti de mümkündür.
Türkiye'deki kazanç, sadece Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 30'uncu maddesi uyarınca vergi kesintisine tabi tutulmuş kazanç unsurlarından oluştuğunda, mükellefin kendi isteği ile kurumlar vergisi beyannamesi vermek istemesi halinde, beyannamenin kazancın elde edildiği takvim yılını izleyen yılın Nisan ayında verilmesi gerekir.
►Memleketi terk halinde
Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 25/5 maddesinde, dar mükellefiyette vergi muhatabının Türkiye'yi terk etmesi halinde, beyannamenin (kurumlar vergisi beyannamesinin) ülkeyi terk etmesinden önceki 15 gün içinde verileceği hükmüne yer verilmiştir.
Dar mükellefiyete tabi kurumun Türkiye'yi terk etmesi için Türkiye'deki faaliyetinin sona ermiş olması gerekir. Faaliyetin sona ermesi ise, vergiye tabi olmayı gerektirecek her türlü işlemin bitirilmiş olmasını ifade eder (VUK. Md. 161).
Vergiye tabi olmayı gerektiren muamelelerin sona erdirilmesi, iki aşamada gerçekleştirilir. Önce, faaliyet durdurulur. Yani, işletmenin normal konusu olan işlemlerin yapılmasına son verilir. Bundan sonra, işletme bünyesindeki mevcutların ,alacak ve borçların tasfiyesi yapılır.
►Beyannamenin verileceği yer
KVK’nın 25'inci maddesinin 4 no.lu fıkrasında, yıllık kurumlar vergisi beyannamesinin, dar mükellefiyete tabi kurumun Türkiye’de işyeri veya daimi temsilcisinin bulunduğu yerin vergi dairesine verilir. Türkiye de işyeri ve daimi temsilci olmadığı takdirde yabancı kuruma kazanç sağlayanların bağlı olduğu vergi dairesine verileceği belirtilmiştir. Bu ikinci hal Türkiye'de ticari veya zirai faaliyetin bulunmayıp mükellefin stopaja tabi kazançları için, kendi isteği ile beyanname vereceği durumlarla ilgilidir.
ÖZEL BEYANNAME VE VERİLME ZAMANI
►Özel beyanname ile beyan edilecek gelirler
Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 26'ıncı maddesinde özel beyanname ve beyan zamanı belirlenmiştir. Buna göre, dar mükellefiyete tabi olan yabancı kurumların vergiye tabi kazançlarının Gelir Vergisi Kanunu’nda yazılı diğer kazanç ve iratlardan(telif, imtiyaz, ihtira ,işletme, ticaret unvanı, marka ve benzeri gayri maddi hakların satışı, devir ve temliki karşılığında alınan bedeller hariç)ibaret bulunması halinde, yabancı kurum veya Türkiye’de adına hareket eden kimse, bu kazançları elde edilmesi tarihinden itibaren on beş gün içinde bildirmek durumundadır
Dar mükellefiyette özel beyan, Türkiye’de işyeri veya daimi temsilci vasıtası ile elde edilmeyen, kaynakta da vergi kesintisine tabi tutulmamış gelir unsurlarının vergilendirmesinde kullanılır. Esas itibariyle Gelir Vergisi Kanunun 80-82nci maddelerinde yazılı değer artış kazançları ile arızi kazançları kapsar.
►Beyan zamanı ve yeri
Özel beyan esasında beyannamenin hangi vergi dairesine verileceği, Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 27'nci maddesinde ilgili gelir unsurları itibariyle (taşınmazın bulunduğu yer, hakların elden çıkarıldığı yer vergi dairesi gibi) ayrı ayrı belirtilmiş; ayrıca da "diğer hallerde Maliye Bakanlığı’nca belirlenen" yerin vergi dairesi, şeklinde genel bir hüküm konmuştur. Beyannamenin, normal kurumlar vergisi beyannamesinde yer alan bilgileri ihtiva etmesi gerekir. Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 25/6 maddesine göre beyannamelerin şekil, içerik ve ekleri bakımından gerekli belirleme Maliye Bakanlığı'nca yapılmaktadır.
►Dar mükellef kurum kazançlarında vergi kesintisi ve zamanı
30/2.maddede "Dar mükellefiyete tâbi kurumların aşağıdaki kazanç ve iratları üzerinden, bu kazanç ve iratları avanslar da dahil olmak üzere nakden veya hesaben ödeyen veya tahakkuk ettirenler tarafından %15 oranında kurumlar vergisi kesintisi yapılır" denilmektedir.. Buna göre vergi kesintisinin, kazanç ve iradın nakden veya hesaben ödendiği yahut tahakkuk ettirildiği anda yapılacaktır. Bu oran Bakanlar Kurulu Kararı ile kazanç grupları itibariyle farklı olmak üzere yeniden belirlenebilir.
VERGİ ANLAŞMALARININ VERGİ KESİNTİ ORANLARINA ETKİSİ
Vergi anlaşmalarının vergi kesinti oranlarına etkisi
Çifte vergilendirmeyi önleme anlaşmalarında, genelinde daha düşük vergi oranlan tespit edilebilmektedir.. Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 30'uncu madde kapsamında Bakanlar Kurulu kararlan ile tespit edilen oranlar daha düşük olduğunda, Kararname oranlan uygulanacaktır. Yüksek olması halinde ise, çifte vergilendirme anlaşmasında öngörülen oran geçerlidir. Örneğin gayri maddi hak bedelleri ve serbest meslek kazançlarında, vergi anlaşmalarında belirlenen oranlar genelde, daha düşüktür.