Danimarka milli takımı gönlümün şampiyonu oldu

Prof. Dr. Çisil SOHODOL
Prof. Dr. Çisil SOHODOL [email protected]

Yazımın başlığını okuyup Türkiye Milli Takı­mı’nın da mücadele ettiği bir turnuvada nasıl olur da Danimarka gönlünün şampiyonu olur diye sinirlenmeyin.

Elbette milli takımımız turnuvada şampiyon ol­sun istiyorum. Türkiye-Gürcistan maçını Alman­ya’da tribünde izler ve yağmur altında sesim kısı­lana kadar bağırırken buradan şampiyon dönsek ne güzel olur diye hayal kuruyordum. O hayal ger­çek olursa dünyanın en mutlu insanlarından birisi olacağım; hepimiz gibi.

Ama gelin görün ki Danimarka Milli Takımı’nın oyuncuları öyle bir şey yaptılar ki ben kalbimde onları şampiyon ilan ettim bile.

Erkek egemen bir dünyada kadın olmak

Futbol, sadece bizim ülkemizde değil dünyanın pek çok noktasında “erkek egemen” bir alan. As­lında iş, “sporculara ödenen ücretler ve sponsor­luk bedellerine” geldiğinde sporun hemen hemen her alanı erkek egemen değil mi zaten?

Erkek sporcular daha fazla prim alıyor, erkek sporcular daha çok destekleniyor, erkek sporcula­ra bazen hak etmedikleri kadar çok sahip çıkılırken hamilelik ve hamilelik sonrası dönem gibi çok has­sas süreçlerde bile kadın sporculara hak etmedik­leri baskılar kurulup ayrımcılık uygulanabiliyor.

Üstelik bu haksızlıklara neden olanlar sadece resmi yönetimler değil. “Toplumsal cinsiyet eşitliğini” nasıl önemseyip desteklediklerini dünya aleme ilan eden dünyaca ünlü markaların yakın zamanlı tarihleri bile bu konu ile ilgili kara lekeler ve krizlerle dolu.

Söylemlerde herkes eşit ve kapsayıcı ama iş gerçek eyleme geldiğinde genellikle ortada ger­çek bir çözüm göremiyoruz. Hele ki “kendine hak görülenden” feragat edip rol model oluşturan “er­kek” sayısı okyanusta bir damla kadar bile değil!

Ama gelin görün ki kadın sporcular, bu şartlar al­tında bile olağanüstü başarı hikayeleri yazmaya devam ediyorlar. Tıpkı kadın milli voleybolcula­rımızın her maç sonrası söylediği “Dağları deldim, tek başıma… Çölleri aştım, bir tek ben… Erleri yen­dim, kız başıma…” şarkısının sözlerindeki gibi er­kek odaklı her şeye ve herkese karşı savaş verip başka kadınlara, kız çocuklarına ilham oluyorlar.

“Zam istemiyoruz”

Ama Danimarkalı milli futbolcular, sporda cin­siyet eşitliği açısından “olağanüstü bir adım” ata­rak tarihteki yerlerini unutulmaz bir hale dönüş­türdüler ve “dağları tek başınıza aşmanız gerek­miyor”, toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması için biz de buradayız dediler.

Geçtiğimiz hafta Danimarka Ulusal Futbol Fe­derasyonu, Avrupa Şampiyonası sona erdiğinde yürürlüğe girecek “milli futbolcular ücret ödeme” anlaşmasına varıldığını dünyaya duyurdu.

Danimarkalı erkek milli futbolcular, kadın takı­mına daha adil bir gelir dağılımı sağlamak için ken­dilerine önerilen maaş artışını reddettiler. “Zam iste­miyoruz eğer bir kaynak varsa kadın milli sporcular için kullanılsın” açıklamaları hiç abartmıyorum göz­lerimin yaşarmasına neden oldu. Zam reddinin dışın­da milli sporcular kendi sigorta bedellerinde yüzde 15’lik bir azaltma yapılmasına da destek olarak kadın milli sporcuların sigorta bedellerinin yüzde 50 ora­nında arttırılmasını mümkün kıldılar.

Anlaşma, bundan sonra milli takımdaki perfor­manslara ilişkin temel ödemelerin cinsiyete bakıl­maksızın herkes için aynı olacağını da öngörüyor.

Danimarka, uluslararası cinsiyet eşitliği puanla­rında sürekli olarak iyi performans gösteren ülkeler­den bir tanesi ve 2023 yılı Cinsiyet Eşitliği Endek­si’nde AB’de üçüncü sırada yer aldılar. Danimarka­lı milli sporcuların kadın ve erkek farklı olmaksızın eşit ödeme alması için çözüm arayışları zaten bir sü­redir devam ediyordu.

Ancak dünya ve tüm devletler bir ekonomik durgunluk krizinden geçerken kaynak yaratma sorunları gündemdeydi. Ve Danimarkalı fut­bolcular federasyon ve derneklerin çabasına bizim de destek olmamız gerekiyor diye öne çıkarak ücret ar­tışlarından ve sigorta fon ödemelerinden feragat et­tiler. Yani oyuncular, kendileri için daha iyi koşullar aramak yerine kadın takımını desteklemeyi seçtiler.

Danimarka oyuncular birliği Spillerforenin­gen’in direktörü Michael Sahl Hansen, yeni an­laşmayı “kadın milli takımlarının koşullarının iyileştirilmesine yardımcı olacak olağanüstü bir adım” olarak nitelendirdi.

Lütuf değil rol model

İdeal bir dünyada zaten böylesi konuları konuşmuyor bile olmamız gerekiyor ama gerçek dünyada toplumsal cinsiyet eşitliğini başarabilmek için sadece kadınların çabası yeterli değil. Özellikle dünyanın gözü önünde olan erkeklerin konuya yönelik çabası ve farkındalık yaratması pek çok bariyerin ortadan kalkmasına destek olabilir.

Bu nedenle yaşanan gelişmelere “lütfetmişler” gibi bir mantıkla yaklaşmamak gerektiğini düşü­nüyorum. Bence Danimarkalı oyuncuların yaptı­ğı mevcut haksızlıkların kamuoyunun gündemi­ne taşınması ve sorunların çözümü için “erkekle­rin” de sorumluluk alması gerektiğini göstermesi bakımından önemli bir hareket.

Zaten, aralarında Christian Eriksen, Pierre-E­mile Hojbjerg, Simon Kjaer ve Kasper Schmeic­hel’in de bulunduğu müzakerelere katılan erkek oyuncuların anlaşmadan dolayı çok mutlu oldukla­rını ve eşit ücret politikası için dünyaya önemli bir mesaj vermekten gurur duyduklarını ifade ettiler.

Gerçek eşitliğin sağlanması için daha çok er­keğin “durun, bu işte bir haksızlık var” diyebile­cek farkındalığa ulaşması dileğimle.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar