Damda kat tarlası
Berlin'nin güneyine doğru sanayi bölgesi Südkreuz'da bir binanın damında tarım yapılacak. Alt katlarda balık çiftliği kurulacak.
Marul, lahana (Alman diyetinin vazgeçilmezi), domates ve yemeklik otlar (nane, rezene, fesleğen falan) yetiştirilecek. Ve binanın altında girişte satılacak. Yakın adreslere servis edilecek.
Binanın damı 7 bin metre kare! Futbol sahası gibi. Kat tarımına uygun. Kat otoparkı oluyor da kat tarımı niye olmasın?
Berlin'li üç genç girişimcinin işi bu: Tarımsal gıdayı, aracıyı ve mesafeyi kaldırarak, en taze ve en hızlı şekilde tüketiciye sunmak. Marulu kilometrelerce ötede yetiştirmeden. Kamyonlara doldurup, orada burada bekletmeden... Damda yetiştirip yerde satacaklar.
Binanın alt katlarında balık yetiştirecekler. Çiftlikteki balıkların dışkısı, yukardaki tarıma organik gübre olacak. Balıklara temizlenmiş arıtılmış su geri yollanacak. Böylece, çevre kirliliği sıfır gibi. (Bu arada, bizim mavi kıyılarımızı şeye çeviren balık çiftliklerini düşünüyoruz. Esas, onlara izin verenleri...)
Berlin Teknoloji Enstitüsü'yle ince-ayar bilgi alışverişiyle yapılacak bu inovasyon, 2012'ye yetişecek: Herkes İçin Uluslararası Sürdürülebilir Enerji Yılı'na.
Benzer bir dam-üstü-tarım işini ABD'de BrightFarms yapıyor. Damlara tarla kurarak.
Tasarım, onlara ait. Finansman onlara ait. İnşaat ve işletme onlara ait. Gıda üretimini yapmak ise tarımcıya (çiftçiye) ait. Çiftçiyle uzun vadeli bir sözleşme yapıyorlar. Ona, satışı kalıyor.
"Şehir Tarımı" denilen bu uygulamada en ilginç girişimlerden biri: New York'un göbeğinden geçen Hudson Nehri üzerindeki Bilim Dubası (Science Barge). Burada yetiştirilen domates, marul, salatalık, biberler hemen alıcı buluyor. Üretimde kullanılan tohumlar da elbette "doğal."
Hollanda'da Dakboerin şirketi, damlara -daha küçük ölçekli- tarım bahçeleri kurmaya başladı. Bir başka Hollanda'lı şirket CitySoil, damlarda kullanılacak toprağı hafifletti. Ama, rüzgarda uçuşma olasılığını azaltarak. Damlara, bizim aklımızla, "dök abi toprağı, sula bir güzel" yapıp, sonra damın çökmesi mümkün yani. Oysa CitySoil; su geçiren, çürümeyen, geri dönüşümlü yeni bir toprak türü icat etti sayılır.
Bütün bunlar lüks ve seçkinci girişimler mi?
Dünya nüfusu her yıl 75 milyon artıyor. 2040'da 9 milyar olacak. Dünyadaki toprakların %40'dan fazlası tarıma ayrılı. Ekim yapılan bölgenin büyüklüğü 16 milyon Km2 (Güney Amerika kadar). Otlakların büyüklüğü 30 milyon Km2 (Afrika kadar). Tarımda kullanılan toprak miktarı, bütün şehirlerin ve banliyölerinin işgal ettiği topraktan 60 kat fazla. Tarımsal sulamaya yılda 2,800 kilometreküp su gidiyor. Sera gazlarının %30'u tarım kaynaklı.
Doğal kaynaklarla idare debilmek için inovasyonla kendimize gelmemiz şart.