Dalgalı piyasalarda yatırımcılara öneriler
Büyümenin zayıf, likiditenin yüksek, faizlerin düşük olduğu mevcut küresel konjonktürde Türkiye gibi iç talebe ve dış kaynağa dayalı büyüyen ülkelerin göreceli olarak daha iyi performans göstermesini bekliyoruz. Küresel likiditenin bol ve faiz oranlarının düşük olması Türkiye'nin büyümek için ihtiyaç duyduğu dış tasarruflara düşük bir maliyetle ulaşmasını sağlayacak. Küresel büyümedeki yavaşlamaya paralel emtia fiyatlarındaki düşüş ekonomi yönetimine cari açığını azaltmasında ve enflasyonla mücadele etmesinde yardımcı olacak. Ekonomi yönetiminin bu süreci iyi yönetmesi durumunda Türkiye mevcut küresel konjonktürden asgari hasarla çıkabilir.
Küresel şokların sürmesi durumunda yüksek betaya sahip bir ülke olarak Türkiye piyasalarında satışlar devam edebilir. Buna karşın cari fiyat seviyelerinin mevcut riskleri büyük oranda yansıttığına inanıyoruz. 2008 yılının benzeri bir küresel kriz riskiyle karşı karşıya kalmazsak bu seviyede yapılacak yatırımların riske göre düzeltilmiş olarak iyi getiriler sağlayacağına inanıyoruz.
Son dönemde döviz piyasasında yaşanan dalgalanmalara ve para politikasının uygulanmasında yaşanan sorunlara rağmen Türk lirası varlıkları tavsiye etmeye devam ediyoruz. Uygulanan tedbirlerin sonuçlarının alınmaya başlamasıyla ve sıkı maliye politikasının sürdürülmesiyle birlikte Türk lirasının reel olarak değer kazanacağına inanıyoruz.
Üstelik son dönemde görülen değer kaybı ve görece yüksek faiz oranları nedeniyle Türk lirasının sıcak para için cazibesinin artmaya başladığına inanıyoruz. Bu nedenle piyasalarda yaşanan dalgalanmaların dövizdeki uzun pozisyonları azaltmak için fırsat olduğuna inanıyoruz.
Hazine'nin borç çevirme oranlarındaki düşüş ve Merkez Bankası'nın 2012 ortasına kadar faiz artırımı yapmayacağını net bir şekilde söylemesi üzerine yabancı yatırımcıların alımları ile küresel şoklara rağmen tahvil piyasasında gösterge tahvilin faizi %8'in altına, 10 yıllık devlet tahvilinin faizi %9 civarına geriledi.
Mevcut faiz oranlarının orta vadede enflasyondaki yükselişi ve Merkez Bankası'nın faiz artırımlarını yeteri derecede fiyatlamadığına inanıyoruz. Faizlerdeki sert düşüş nedeniyle gösterge tahvilde geçen ay verdiğimiz AL tavsiyesini SAT olarak değiştirdik. Uzun vadeli tahvillerdeki AL tavsiyemizi ise TUT olarak değiştirdik. Orta vadeli yatırımcılar için gösterge tahvil yerine iyi seçilmiş bir özel sektör tahvil portföyünün, kısa vadeli yatırımcılar için 6-12 ay arası vadeli TL mevduatın daha cazip olduğuna inanıyoruz.
Küresel risklerdeki artış ve şirketlerin karlılığının öngörülebilirliğindeki azalmaya paralel İMKB-100 için 12 aylık hedef değerimizi 75,000'den 72,000 seviyesine çektik. Hedef değerimizi azaltmamıza rağmen fiyatlardaki sert gerileme nedeniyle borsanın artış potansiyeli %36 düzeyine yükseldi. Buna rağmen gelişmekte olan ülkelere göre çok ucuz değiliz. Türkiye hisse senetleri 9,4 x 2012 F/K ve 6,5 x 2012 FD/FAVÖK değeri ile gelişmekte olan ülkelere göre sırasıyla %5 ve %2 iskontalı işlem görüyor.
Küresel konjonktürde aşağı yönlü risklerin artması ve piyasalardaki günlük dalgalanmanın aşırı artması nedeniyle fiyatlardaki sert düşüşe rağmen İMKB için henüz "AL" tavsiyesi vermiyoruz. Ancak mevcut seviyelerden kademeli olarak yapılan alımların orta vadede riske göre düzeltilmiş olarak yüksek getiriler sağlayacağına inanıyoruz. Büyümenin zayıf, likiditenin yüksek, faizlerin düşük olduğu mevcut küresel konjonktürde Türkiye gibi iç talebe ve dış kaynağa dayalı büyüyen ülkelerin borsalarının göreceli olarak daha iyi performans göstereceğine inanıyoruz.
Merkez Bankası'nın politika faizinde yaptığı indirim ve piyasalara verdiği likiditeyi artırmasının borsayı ve özellikle banka hisselerini olumlu etkilemesini bekliyoruz. Para politikasında miktarsal sıkılaştırma uygulanmaya başlandığı Kasım 2010 ile Ağustos 2011 arasında sanayi şirketleri bankaları %32 yendi. Küresel risklerin artması ve ekonomideki yavaşlamayla birlikte para politikasının önümüzdeki dönemde gevşetilmesini ve banka hisselerinin sanayi şirketlerine göre daha iyi performans göstereceğine inanıyoruz
2011 Kasımından bu yana sanayi şirketlerinin % 25 gerisinde kalan banka hisselerinin önümüzdeki dönemde İMKB geneline göre daha iyi performans göstereceğine inanıyoruz. Türk bankalarının gelişmekte olan piyasalardaki benzerlerine göre 2012 F/K olarak %10-15, 2012 F/D olarak %20-25 daha ucuz işlem görmesi sanayi şirketlerinin ağırlığının azaltılması görüşümüzü destekliyor.