Dalgalar çekilince kimin çıplak olduğu görülür….

Serhat GÜRLEYEN
Serhat GÜRLEYEN GENİŞ AÇI [email protected]

Fed’in güvercin taklasını arkasına alan Wall Street yükselmeye devam ediyor.  Küresel ekonomide aşağı yönlü riskler nedeniyle Fed’in faiz artırmakta temkinli davranacağı sinyali Mart ayında hisse senedi ve tahvil piyasalarında sert bir yükselişi tetikledi.  

Cuma günü açıklanan ABD Mart ayı Tarım Dışı İstihdam verisi öncesi risk almak istemeyen yatırımcıların satışları dalgalanma yaratsa da boğaların keyfini bozamadı. 

Beklentinin üzerinde gelen istihdam (205bin – 215bin) ve ücret artışı (%0,2 - %0,3) verileri Fed’in faiz artışını öne çekebileceği endişesiyle piyasalarda kısa sureli bir dalgalanma yaratsa da yukarı trendi değiştiremedi. S&P 500 haftayı %1,8 yukarıda kapattı. 

Tarım dışı istihdam verisinin gölgesinde kaldığı için manşetlere çıkmayan ancak ABD ekonomisinde işlerin yolunda gittiğini gösteren önemli bir sinyal ISM imalat sanayi endeksinden geldi. 

ISM imalat sanayi verisi Mart ayında 49,5’ten 51,8’e yükselerek Ağustos 2015’ten bu yana ilk kez 50 seviyesini aştı.  Açıklanan veriler Almanya ve Çin ISM verilerindeki toparlanma ile tutarlı ve dünya ekonomisindeki yavaşlamanın korkulduğu kadar olmadığını gösteriyor. 

Geçtiğimiz aylarda olsaydı ABD ekonomisinden gelen iyi veriler piyasaları korkuturdu. ABD ekonomisinde işlerin iyi gittiğini gören ayılar Fed faiz artışını öne çekecek korkusuyla satışa geçerdi. 

Ancak Yellen’in konuşması sonrası algı değişti. Küresel ekonomide aşağı yönlü risklerin arttığı bir ortamda baharla birlikte canlanan ABD ekonomisi piyasaları korkutmuyor. 

CBOE Vix endeksinin Ağustos 2015’ten beri gördüğü en düşük seviyeye gerilemesi ve gelişmekte olan ülkelere para girişinin artması risk iştahının güçlü olduğunu gösteriyor. 

Türkiye küresel risk iştahındaki artıştan en çok yararlanan ülkeler arasında yer alıyor. Son bir ayda portföy akışı olarak piyasalara giren yabancı para hisse senedinde 1 milyar dolar, tahvil ve bonoda 700 milyon doları buldu. 

Türkiye piyasaları beklentilerden güçlü gelen büyüme verileri, Merkez Bankası’nın üst bantta yaptığı faiz indirimi ve ucuz değerlemelerin desteğiyle son dönemde dünyaya göre daha güçlü performans gösterdi.  MSCI Türkiye sene başından beri %19 dolar getiri ile gelişmekte olan ülkelere göre 15 puan daha fazla getiri sağladı. 

Ancak temel veriler bu performansı desteklemiyor. Türkiye ekonomisi 2015 yılında %4 ile beklentilerin üzerinde bir büyüme performansı sergiledi. Asgari ücret artışı sayesinde 2016 yılında da  %3,5’in üzerinde bir getiri sağlaması bekleniyor. 

Özel kesim tüketimi ve kamu harcamalarının büyümenin itici gücü olması borsada sürdürülebilir bir yükselişi desteklemiyor. Orta gelir tuzağına yakalanmış Türkiye asgari ücret artışı, pozitif petrol şoku ve giderek artan dış borç ile hızlı büyümesini uzun süre sürdüremez.

Avrupa borsalarında olumlu havanın devam etmesi ve ABD dolarının Türk lirasına karşı 2.80 seviyesinin altına gerilemesi durumunda Borsa İstanbul kısa vadede 83.500’deki direncini kırarak 85.000 seviyelerini hedefleyebilir.

Ancak piyasalardaki yükselişin Türkiye’nin başarısından değil küresel risk iştahındaki artıştan kaynaklandığı unutulmamalı. Küresel dalgalarla gelen yükseliş küresel dalgalarla gider. Dalgalar çekilince kimin çıplak kimin giyinik olduğu görülür.

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Petrol şoku sonrası… 23 Eylül 2019
Ağlatma beni Arjantin… 02 Eylül 2019
Emin liman aranıyor… 26 Ağustos 2019