Dalgalanıyoruz!
Haftanın ilk gününde Türk Lirası kısmen değerlendi ve genel seçim öncesindeki seviyesine geriledi. Neden böyle oldu sorusuna her kafadan ayrı bir ses çıkıyor! Çoğunluk Yunanistan konusundaki artan çözüm umudunun etkili olduğunu öne sürüyor, fakat kırılgan olarak bilinen gelişen ekonomilerde benzer bir hareket gözlenmiyor! Kimisi ihtiyaçları karşılayabilecek türde bir koalisyon olasılığının güçlendiğini ve bu durumun piyasalara yansıdığını iddia ediyor!
Özetle söylemek gerekir ise kurlardaki gerilemenin gerekçesi konusunda tatmin edici bir söylem üretilemiyor. Kimse korkulara dayalı yapay ve geçici bir yönlendirme olabileceğinden bahsedemiyor; ancak çoğunluk böyle bir durumun söz konusu olduğunu biliyor. Artık modası geçmiş olsa da eski alışkanlıklardan vazgeçilemiyor. Ne de olsa yarıyıl sonu yaklaşıyor, bilançoları olduğundan daha iyi gösterebilmek adına özel bir çaba harcanıyor. Ayrıca beklentilerdeki bozulmayı frenlemek için de benzeri eylemler gerekiyor! Bunları yapanlar, hem kimsenin almak istemediği riskleri üstleniyor veya müşterilerini kendi çıkarları lehine yönlendiriyor, hem de ne olup bittiğinin anlaşılamayacağını varsayarak kendini avutuyor!
Gerek küresel eğilimler ve gerek ise ekonomimizdeki yapısal sorunlar, Türk Lirasının dalgalı bir şekilde değer kaybetmeye devam edeceğine işaret ediyor. Başta mali sektör olmak üzere etkili ve yetkili kesimlerimiz bu gerçeği biliyor, fakat hazmedemiyor ve kendi hayal dünyasında oyalanmak dışında bir şey yapamıyor. Bir yıl kadar önce ekonomi yönetiminde olası bir değişikliğe karşı çıkanlar, şimdi sadece erken seçim olasılığına itiraz etmekle yetinmek zorunda kalıyor! Başta petrol olmak üzere emtia fiyatlarında yaşanan düşüşün Türkiye’ye yarayacağını öne sürenler neden tam aksini yaşamaya mahkum olduğumuzu açıklayamıyor! 2015 yılsonu için kur tahminlerini düzenli olarak yükseltmek durumunda kalıyorlar! Ayaklarının altındaki zemin kayıyor, kolay kazanç dönemi bitiyor!
2001 yılında başlayan ve halen devam eden dalgalı kur uygulamaları döneminde üreten ve alın teri ile nafakasını çıkarmaya çalışan kesimlerin yüzü hiç gülmedi! Kurlar yükselirken iç ve dış pazarlarda yaşanan daralmalar, aksi olduğunda ise rekabet koşullarında yaşanan olumsuzluklar gün yüzü görmelerini engelledi; gerçek kahramanlar hak ettikleri ödülleri alamadı, gereken saygıyı göremedi!
Fakat dış güçler ile işbirliği yaparak ekonomimizin olumlu dış koşullara bağımlılaşmasında aktif rol alanlar için durum daha farklı gelişti. 2001 krizi ve sonrasında bir süre ağlamak ve çaresizlik bataklığında çırpınmak zorunda kaldılar, daha sonra 2011 senesine kadar devam eden para bolluğu ve yüksek düzeyli risk alma isteğinden fazlası ile yararlandılar. Çok şımardılar, hep böyle devam edecek sandılar ve yozlaşmaktan kurtulamadılar. Arap Baharı sonrasında sermaye girişleri gerekli ve yeterli düzeyin altında kalmaya başlayınca ayılmak zorunda kaldılar; hesapsızlıklarının bedelini başkalarına ödetmek için yollar aradılar, fakat bulamadılar. Korkularını ve içine düştükleri çaresizliği gizlemeye çalışmaya devam ediyorlar!
Dalgalı kur döneminde önce başta üreten kesimler olmak üzere çoğunluğun yaşam koşulları ağırlaştı, şimdi sıra yozlaşarak hesapsızca bindiği dalı kesen işbirlikçi kesimlere geldi! Türk Lirası dalgalı bir şekilde değer kaybediyor ve beklentilerin bu duruma paralel olarak bozulması önlenemiyor; bilançolar yıpranıyor ve kredi itibarı kademeli olarak azalıyor. Olunduğundan daha iyi görünmek ve herkesi aldatmak giderek zorlaşıyor. Tutunmaya çalışılan tüm dallar elde kalıyor, gerçekçi ve adil olmayı beceremeyenlerin hayal kırıklıkları büyüyor! Güvenilen dağlara kar yağıyor! Durum böyle olunca, para otoritesinden veya olası koalisyon hükümetinden mucize beklemek pek anlamlı olamıyor!
Haberiniz olsun: tedbirli olmak için gerekeni yapanlar az, herkesi aldatmaya çalışanlar ise çok kaybedecek! Az kaybedip ayakta kalabilmeyi başaranlar kazanmış sayılacak!