Dalga dalga gelen krize sigortacılar ne kadar hazırlıklı?

Can KANTAR
Can KANTAR SEKTÖRÜN İÇİNDEN cankantar@gmail.com

2004 yılından bu yana sigorta sektörünü yakından izliyorum. Öncesinde de ekonomi gazeteciliği yaptığımdan sigorta şirketlerindeki gelişmeleri izleyebiliyordum. Bu sayfadan da sigorta sektörünü ben de sizler gibi takip edebiliyorum. Sektörde bir curcuna, bir karambol, bir hırs devam ediyor. Teknik karlılık, yani karsızlık, fiyat rekabeti şirketlerin belini bükmüş vaziyette. Tüm sektör yöneticileri ne yapılması gerektiğini çok iyi biliyor. Bir araya geldiklerinde hemfikirler, ayrılıp şirketlerinin başlarına gittiklerinde bildiklerini yapıyorlar. Birçok şirket gerekli risk değerlendirmesini yapmadan, rakip firmanın fiyat teklifini öğrendikten sonra bir altına fiyat vermenin Türkçesi; fiyat rekabeti oluyor. Sonra da hep birlikte karsızlıktan şikayet ediyoruz. Sigortalı sayısı, poliçe sayısı artıp karlılığı azalan başka bir sektör yoktur herhalde.

Telaş devam ederken

Bu koşuşturmalar, telaş içerisinde bir de Hazine'nin önlemleri ve Solvency II kriterleri konuşuluyor sektörde. AB uyum politikalarına diyeceğimiz yok. Fakat bütün bu düzenlemelerin ardı ardına yapılması sigorta şirketlerini zor durumda bırakmaya yetiyor. Avrupa ve Birliği yerinden oynamaya başladı. Ekonomik sıkıntılar AB'nin önemli ülkelerini etkilemeye başladı. S&P, Avrupa'daki dev sigorta şirketlerini izlemeye aldığını ve şirketlerin kredi notlarının negatif değişimlere uğrayacağının sinyalini verdi geçen gün. Türkiye'de sigorta sektörünün büyüme hızı, AB ülkelerindeki sigorta devlerine parmak ısırtıyor. Bu dev şirketlerin Türkiye'de de yatırımları bulunuyor.

Sektör, karşılıkların ayrılması, Solvency II derken büyük bir darboğaza itildiğinin farkında. 2012 için olumsuz bekleyiş sürüyor. Türkiye Ekonomisi dalga dalga gelen krizi dillendirmeye başlamışken, sigorta sektörünün başında boza pişirilmesini anlamak zor. Kanun yapıcı, düzenleyici kurumların özellikle sigorta sektörü için rahatlatma önlemlerini almaları gerektiği konusunda sektörde sesler yükselmeye başladı. AB "vur" dediğinde bizim "öldürdüğümüz" bir gerçek.

Veli Bal'ın ardından

Bu kadar stresin bir arada yaşandığı bir ortamda Halk Sigorta Genel Müdürü Veli Bal'ı kaybettik. Veli Bal'ı Halk Sigorta Genel Müdürlüğü'ne atandıktan sonra tanıdım. Ziyaretine gittiğimde hayatını kaybetmesine neden olan rahatsızlığı ile ilgili yeni bir operasyon geçirmişti. Halsiz, bitkindi ama sohbetimiz sırasında o sade gülüşü hiç yüzünden eksik olmamıştı. Sessiz, sade, dürüst ve iş bilir kişiliği ile çevresinde çok sevilen bir insan olduğunu biliyorum. Kişiliği insan tarafı ile de beni çok etkilemişti. Sonra acenteler toplantısında beraber olduk. Acenteleri ve çalışma arkadaşları tarafından çok sevildiğine de orada tanık oldum. Halk müziği ve türküler ile ilgili olduğunu ise ilk kez acenteler toplantısına Halk müziği sanatçısı davet etmesinden belliydi. Türküler, söylendiğinde gözlerinin parladığını fark ettim. Kendisini son kez orada görmüştüm. Geçtiğimiz hafta kendisini ziyaret etmek istediğimde de sağlık sorunları nedeniyle raporlu olduğunu öğrendim. "Tekrar bir operasyon geçirdi herhalde" diye düşünürken hayatını kaybettiği haberi geldi.

Gazeteci olarak görevden alınan genel müdürlerinin ardından yazı yazdım, ama hayatını kaybedenin ardından ilk kez bir yazı yazıyorum. Diyecek fazla bir şey yok. Sektör değerli bir yöneticini yitirdi. Ailesine, sevenlerine, çalışma arkadaşlarına ve tüm sigorta sektörüne başsağlığı ve sabır diliyorum.  Mekanın cennet olsun Veli Bey…

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar