Dakika bir, gol bir; faiz tartışması yine başladı

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ [email protected]

Doğrusu anlam vermek pek kolay olmuyor. Düşünüyoruz; acaba faiz  konusunda yaşadıklarımız bir "iyi polis-kötü polis" mizanseni mi diye.

İyi polis rolüne soyunan kimi politikacılar, yoğun bir çaba içindeler. Kuşkusuz çok iyi niyetliler; istiyorlar ki faiz düşsün, bu sayede yatırımlar patlasın, yabancı sermaye aksın Türkiye'ye, işsizlik düşsün, refah artsın. 

Ama bu iyi niyetli yaklaşımın gerçekleşmesini engelleyen birileri var. "Kötü polis"i oynayan Merkez Bankası yönetimleri, faizi yüksek tutmak suretiyle yatırımların artmasını, işsizliğin düşmesini, ülkenin kalkınmasını önlüyorlar. Üstelik bunu onca uyarıya rağmen, onca eleştiriye rağmen yapıyorlar.

Yani gözümüzün önünde tam bir "iyi polis-kötü polis" oyunu oynanıyor gibi...

Ama tuhaf olan şu: Kötü polisleri, iyi polisler göreve getiriyor, seçimi yapan onlar. 

Bu durumda şu soruyu sorma hakkımız doğmuyor mu: Madem Merkez Bankası yönetimini, öncelikle başkanını siz seçiyorsunuz, kötü polislik yapmayacak birilerini seçsenize. 

Haydi diyelim Durmuş Yılmaz'ı biraz kerhen seçtiniz, Erdem Başçı'ya ne diyeceğiz... 

Varsayalım Başçı seçiminde hata yaptığınızı çok sonra anladınız, sütten ağzınız yandığına göre yoğurdu üfleme durumunda değil miydiniz? Ne diye Murat Çetinkaya'yı seçerken çok ama çok dikkatli olmadınız da daha ilk faiz kararının ardından birkaç saat geçmemişti ki eleştiriye başladınız. 

Neymiş, "Faiz indirimi heyecanlandırıcı değilmiş"... Şükredin, faiz indirimi heyecanlandırıcı olsaydı, heyecandan ve bunun yarattığı kaygıdan geceleri uykunuz kaçardı, kaçması gerekirdi. 

Bir kanun tasarısına bakar

Daha önce de birkaç kez vurguladık, ama bir kez daha hatırlatmakta yarar var. Merkez Bankası'nın web sayfasını açtığınızda karşınıza çıkan ilk ifade şudur:

"Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın temel amacı fiyat istikrarını sağlamak ve sürdürmektir."

Merkez Bankası'na bu görev verilmiş, araçları seçme konusunda da bir anlamda serbest bırakılmış. Ama siz "Bu amaç yetersiz, Merkez Bankası başka konulara da eğilsin, ülkenin kalkınması, yatırımlar, büyüme, refah, işsizlikle mücadele... Bunlar için de çaba göstersin" diyorsunuz. 

Elinizi tutan mı var! Haydi Bakanlar Kurulu kanun tasarısı vermiyor diyelim, tek tek ya da birkaç milletvekili bir araya gelerek bir kanun teklifi verseniz ya... Merkez Bankası yasasının değiştirilmesi için ön ayak olsanız ya... Böylece Türkiye'nin büyümesine, gelişmesine engel olanlarla basın yoluyla değil de, yasama görevinizi yerine getirerek mücadele etseniz ya... Bir kanun teklifi yazmak için elinizi tutan mı var!

Hem bakın yeni başkan Murat Çetinkaya da bu konuya sıcak baktığını belirtiyor. Çetinkaya, görevi Erdem Başçı'dan devralırken yaptığı konuşmada, Merkez Bankası'nın fiyat istikrarını sağlama görevini yaparken makro ekonomik dengelerle bütüncül şekilde hareket edeceğini söylüyor.

Merkez Bankası kendi kendine görev tanımını değiştirip genişletemeyeceğine göre, demek ki hükümette bu yönde bir hazırlık var. Öyle anlaşılıyor. Üstelik bu çok geç kalmış bir hazırlık. Hükümetin yıllardan beri Meclise getirip de geçiremediği bir tasarı oldu mu ki Merkez Bankası yasasıyla ilgili tasarı çıkarılamasın.

Radikalin radikali!

Madem Merkez Bankası son toplantıda beklenen ölçüde radikal bir faiz indirimi yapmadı, öyleyse siz Merkez Bankası ile ilgili radikal mevzuat değişikliklerine gidin. Böylece gelecekte radikal faiz değişikliği bekleyerek, "gerçekleşecek mi, gerçekleşmeyecek mi" diye papatya falı açmaktan da kurtulmuş olursunuz.

Neler mi yapılabilir; önermesi bizden, gerçekleştirmesi hükümetten. Merkez Bankası hep kötü polis ve iyi polis olarak sözünüzü dinletemiyorsunuz, alın yetkilerini elinden. 

Örneğin ne mi yapın; "Para Politikası Kurulu faiz kararını hükümetin onayı olmadan açıklayamaz" şeklinde bir düzenlemeye gidin.

Bu Merkez Bankası'nın bağımsızlığına çok mu gölge düşürür. Buyurun ikinci bir öneri; Para Politikası Kurulu'na dışarıdan birini atayın ve Kurul kararlarının oybirliğiyle alınması şartını getirin.

Ya da niye uğraşıyorsunuz ki detaylarla, Merkez Bankası'nı özerk olmaktan tümüyle çıkarın, faiz kararını alma yetkisini de hükümete devredin.

Bu kararların sonuçları ağır mı olur? O kadarına da katlanacaksınız artık. 

Sırıtan açıklamalar...

Değinmeden geçmek olmaz. Bazı işadamları örgütleri var. Önce biraz bekliyorlar. Merkez Bankası faiz kararını açıklamış, hükümetten ilk tepki nasıl gelecek, ona bakıyorlar. Sonra da o tepkiye paralel bir tepki veriyorlar. İnanın çok sırıtıyor bu durum!

Hükümet kanadından gelen açıklama ne, "Bu faiz indirimi heyecan verici değil"... Bunun üstüne açıklamalar peş peşe geliyor: "Faiz indirimini olumlu bulduk, ama biraz daha fazla olsa daha iyiydi..." 

Dedik ya çok sırıtıyor bu açıklamalar ve işe de yaramıyor. Bu açıklamaların niye yapıldığı da belli. Kamuoyuna mesaj vermek değil ki amaç, iktidara şirin görünmek, hepsi hepsi bu.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar