Dahice icat ‘çek’ten, dahice icat ‘taksitli kart’a…
Para arzında azalış varsa; Ekonomik canlılık ve dolayısıyla ‘üretimde düşüş’ tehlikesi de vardır…
***
Arzı artırmanın yollarından biri, para basmaktır… Ve bu Merkez Bankası yetkisindedir…
***
Basılacak para miktarı, gayrisafi milli hasıladaki artışa (ihracat getirisi olan dövize, altına…) endeksli olmalıdır… Aksi durumda paranın değeri azalır…
***
Türkçesi: “Paran tasarrufun/öz sermayen kadar değerlidir/değerlenebilir…”
***
Çek mi? Para arzını (para basmadan) artıran, dolayısıyla ekonomik canlılığı artıran “Türklerin dahice icadı”…
Yani: Yatırımcıya/üreticiye/ tüccara hatta tüketiciye sunulan bir tür “para basma yetkisi”… Yani: “Tasarrufun/öz sermayen olmasa da harcayabilme gücü”…
***
Bu “dahice buluş”, son zamanlarda, (birçok şey gibi) amacı dışında kullanılmıştı…
Amacı doğrultusunda kullananlar büyük zararlar görürken; amacı dışında kullananların yanına kar kalmıştı! Ayrıca…
Düzenleme/denetleme/ yaptırım eksikliği nedeniyle verimsizliğe, gereksiz harcamaya, israfa, ‘işini iyi yapanı batırmaya’ teşvik eden örnekleri artırmıştı… (Yani, çeki kullanmayan gelişmiş ülkelerin bir bildiği vardı)
***
Bugün, çekin yeri, ‘taksitli kredi kartı’ ile doldurulmaya çalışılıyor…
VELHASIL
Kredi kartına taksit uygulayan tek ülke olmamız… Vatandaşın gelirinden fazla harcamasına, ‘ekonomimiz canlı’ illüzyonuna, atıl yatırımların artmasına ve sonuçta israfa/tasarrufsuzluğa/sermayesizliğe/ verimsizliğe sürüklüyor…
***
Dahası mı? Eğitimden adalete, üretimden tüketime hayatın her alanında