Daha sağlıklı daha ekonomik binalarda yaşam

Osman AROLAT
Osman AROLAT AROLAT'tan [email protected]

Anadolu gezilerimden birinde, bundan on yıl kadar önce, tuğla-kiremit ve dış kaplama yalıtım  malzemesi üreten bir işadamının fabrikasını geziyordum.  İşyerinin patronu, coşkulu bir şekilde evlerde dış yalıtım ile ısı kaybının büyük oranda önlenebileceğini ve ülkenin enerji maliyetinin düşebileceğini anlatmıştı. Ardından da “Bu konuda Türkiye  bir proje geliştirebilirse AB’den de önemli büyüklükte fon alıp, kredi olarak firmalara kullandırabilir” demişti.

Arkadaşımız İbrahim Ekinci’nin haberinde yalıtım ve mantolama sektörünün son 10 yılda her yıl yüzde 25-30 büyüyerek, 350 milyon dolar büyüklükten 5 milyar dolar büyüklüğe ulaştığı bilgisini görünce bu eski sohbeti hatırladım. Haberde İZODER başkanı Ferdi Erdoğan’ın kentsel dönüşümle birlikte sektör büyüklüğünün 50 milyar dolara büyüyebileceği tahmini de yer alıyordu.

Gerçekten de bizim konutlarımız son yıllara kadar daha sağlıklı ve daha ekonomik yaşam sunacak şekilde dizayn edilmiyordu.

Sektör temsilcileri yalıtımı doğru olan binalarda ısıtma ve soğutma faturalarının yüzde 30 ile yüzde 50 arasında azalabileceğini belirtiyorlar. 2012 yılında sertifika zorunluğu  geldiğini açıklıyarak,  bütün binaların yalıtımlı hale gelmesi ile yılda 10 milyar tasarruf sağlanacağının altını çizip, 2023 yılına kadar 100 milyar tasarruf sağlabileceğini iddia ediyorlar.

Ferdi Erdoğan, enerji kimlik belgesi verilirken binaların A,B,C diye kodlanacağını, buna karşılık ülkemizde binaların büyük çoğunluiğunun daha alt standartta D,E,F hatta G kodu seviyesinde olduğunu, devlet binalarının bile istenilen uygunlukta olmadığını belirtiyor. Yalıtımla ev sıcaklıklarının 22-23 derecede sabitlenmesiyle önemli tasarruf sağlanacağını öne sürüyor. Bina yalıtımı konusunun teşvik edilmesi gerektiğini belirterek, “Yalıtımlı binaların emlak vergisinden KDV’den muaf olması gerekir. Bina sahiplerinin faizsiz ve düşük faizli kredi ile teşviki gerekir. Şekerbank bu konuda bir kredi geliştirdi. Sonra başka bankalar da bunu yaptılar. Tüketici yalıtımla yaptırdığı tasarrufla aldığı krediyi ödeyebilmeli. Vade 5-10 yıl olabilmeli”görüşünü dile getiriyor.

Görüldüğü kadarıyla bir yandan yeni yapılan binaların daha sağlıklı ve ekonomik olması, kentsel dönüşümle belli bölgelerdeki binaların yenilenilmesi ve mevcut binaların yalıtım için mantolanması,  yatılım mantolama sektörüne son yıllarda kattığı büyüme ivmesini, önümüzdeki dönemde de hızla büyüterek devam ettirecek gibi görülüyor.

Bunun için bir yandan kamu otoritesinin, bir yandan belediyelerin yasal düzenlemeleri ve denetimi geliştirmeleri  gerekiyor. Bir yandan üretici firmaların daha iyi sonuç verecek yalıtım malzemelerinin üretimi için çalışmaları önem taşıyor. Bir yandan da hem AB fonları gibi fonların devreye sokulabilmesi çalışmaları, bankaların bu alanda kredi portföylerini geliştirme çalışmalarının yapılması da gerekiyor. Bunların yapılması sonucunda daha sağlıklı ve daha ekonomik imkanlı binalarda yaşayabileceğimiz görülüyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar