Daha ılımlı bir büyüme olacak

Akbank Başekonomisti Fatma Melek, Türkiye ekonomisi için büyümeye yönelik riskleri; emtia fiyatlarındaki artış, maliye politikalarında gevşeme riski ve ihracattaki gerileme olarak değerlendirdiklerini belirterek şnları söyledi:  "hracat tarafında; Avrupa'dan gelen  ithalat talebi zayıf -, Afrika ve Orta Doğu  pazarındaki canlılık ise ihracatı destekliyor. İhracatımızdaki çeşitlenme belirgin: 2002 yılında %57 olan AB'nin ihracatımızdaki payı Mayıs 2012 itibariyle %36'ya gerilerken, aynı dönemde Orta Doğu ve Afrika -BDT pazarının payı %19'dan %47'ye yükseldi.  2002-2011 döneminde AB-27'ye ihracat yıllık ortalama %13 artış gösterirken (62.3 milyar $; 2011 sonu), Orta-Doğu, Afrika ve BDT'ye olan ihracatımız ise %24 artmış (48 milyar $;2011 sonu). İhracat pazarlarımızdaki bu belirgin çeşitlenmeye rağmen, ihracatımızın önemli bir kısmını AB ile gerçekleştiriyoruz. Bu perspektiften bakıldığı zaman, Türkiye ihracatını ne kadar daha fazla çeşitlendirmeye gidebilir? Dolayısıyla euro bölgesindeki sorunların derinleşmesi Türkiye için ciddi bir risk faktörü. Olumlu göstergelere baktığımızda işsizlik oranı geriliyor. Reel kesim güven endeksinde gelecek on iki aya ilişkin sabit sermaye yatırım harcamalarındaki artış yönlü beklentiler devam ediyor. Yıllık kredi artış hızı  %17 ile makul seviyelerde seyrediyor. Yatırım ve tüketim hacamalarındaki ılımlı büyümeye paralel olarak önümüzdeki dönemde kredi artışının da bu seviyelerde seyretmesini bekliyoruz. Cari işlemler açığı geriliyor; yıl sonunda 62 milyar $ civarında bir açık görebiliriz. Cari açığın seyrinde yine kritik faktörler; ihracatın seyri ve petrol fiyatları. Cari işlemler açığında da çok hızlı bir daralma istenen bir durum değil zira büyümeyi daha yavaşlatabilecek. Bir diğer önemli konu finansman konusu; özel sektör ve bankaların dış  borç çevirme rasyolarında bir problem yok. Finansman mevcut. Sonuç olarak: Öncü göstergeler  ekonomide ikinci yarı için yavaşlamaya işaret ediyor. Yurt dışındaki belirsizlikler ve özellikle euro bölgesinde olmak üzere aşağı yönlü güncellenen büyüme rakamları dikkate alındığında yurt dışı talep koşullarının büyümeye olan katkısı  yılın ilk yarısına göre daha zayıf seyir izleyecek.  Son veriler bir resesyona işaret etmiyor; ancak daha az ılımlı bir büyüme olasılığı yüksek."