Daha çok yangın olur, daha çok feribot yanar
Dumanlı bir feribot yolculuğu
Sıcak bir gündü. Çanakkale’deki işimiz bitmiş, otobüsü bekliyorduk. Yolda kaza olmuş, otobüs gecikti. “Otobüs Çanakkale feribot iskelesine gelmeyecek. Sizi garaja götüreceğiz” dediler. Otobüse garajdan bindik; Lapseki’den de feribota.
Feribota binince güverteye çıkıp denizin serin ve temiz havasını solumak istiyorsunuz. Ancak bu mümkün olmadı. Çünkü feribotun her noktasında sigara içiliyordu. Bu yüzden tost makinesinin yanık yağ kokusunu tercih edip salona girdik.
Gemide sigara içilmesinin yasak olduğunu bildiren, göstermelik de olsa, bir anons yapılırdı. O da yapılmadı. Geminin çeşitli yerlerinde” SİGARA İÇİLMEZ. Burada tütün ürünleri tüketilmesi yasaktır. Tüketenlere ve tüketilmesine göz yuman sorumlulara 4207 sayılı Kanun uyarınca idari para cezası uygulanır.” afişi vardı. Ancak, “ Şikayet için” kısmı boştu.
Bürokraside top çevirme
Daha önceki deneyimlerimden bildiğim için, gemi personeli ile muhatap olmadım. Sağlık Bakanlığı’nın 184 numaralı “İletişim Merkezi”ni aradım. Oradan “Tütün ve tütün ürünleri ihbar” hattına ulaştım. “Bir ihbar yapmak istiyorum” dedim. Telefona çıkan ses “Feribot mu? Ona biz bakmıyoruz, 155’i arayacaksınız” dedi. Ben de “155” numaralı telefonu aradım. Çıkan görevli “Gelibolu Emniyeti’ni arayacaksınız” dedi. Gemi Gelibolu’ya yanaşmıştı. Gelibolu Emniyeti’ni aramadım. İstanbul’a gidince firmanın “web” sitesine şikayetimi yazdım. Telefon edip, bir yetkiliye de bildirdim.
Sorumlu kim?
Yukarda anlattığım yolculuğu 27 Haziran 2016 tarihinde Gestaş Firmasına ait Mesudiye Feribotu ile yapmıştım. Ve bu feribotta geçen hafta (17 Temmuz, 2016) yangın çıktı. Yangın, saman dolu bir kamyondan başlamış. Feribottaki yangın ucuz atlatıldı, can kaybı olmadı. Gazete haberlerine göre, 2 kamyonet, bir araba ve yangın çıkan TIR’da maddi hasar olmuştu. Büyük bir facia da olabilirdi. Peki sorumlular kimdi?
Gazete haberlerinde yangın için “Bilinmeyen bir nedenden dolayı” deniyor. Yangında maddi zarara uğrayan bir kişi de yangının üst kattan saman dorsesi içerisine atılan sigara izmariti yüzünden çıktığını iddia etmiş.
Ben, sigara konusuna temiz hava açısından değinmiştim. Ama görüyoruz ki sigara, gemilerde potansiyel yangın tehlikesi de. Ve yasa çok açık. Bu feribotlarda sigara içilmesi yasak. Ama sigara içiliyor. Peki kim bunun sorumlusu? Afişte belirtildiği gibi: tüketen ve tüketilmesine göz yumanlar.
Tüketenlerden başlayalım. Sigara , kötü bir alışkanlıktır. Tiryaki bencilse, fırsat bulunca her yerde içer. “Başkalarının temiz hava soluma hakkı” dersiniz. O yine içer, çünkü kendinden başka kimseyi düşünmez. Kendi sağlığına dikkat etmeyen, başkasınınkine mi dikkat edecek... “Kanun var, yasak” dersiniz. “Ülkemizde hangi kanunu kim dinliyor ki, ben dinleyim” der, içer. Vatandaşın sağlığı, mal ve can güvenliği tiryakilerin vicdanına bırakılamaz. Bu yüzden yasa konmuştur.
“ Tüketilmesine göz yumanlar” kim? Önce o feribotun kaptanı. Büyük bir ihtimalle o da bir sigara içicisidir; aynı yolun yolcusudur. Ya da “Bir şey olmaz” tevekkülüne sahip bir vurdum duymazdır. Başka kim göz yumar? O gemiyi denetlemeyen şirket yetkilileri. Ve baş sorumlu da, o kaptanı orda tutan, ona o gemiyi ve binen vatandaşların canını ve malını teslim eden, şirketin en tepesindeki yöneticidir. Gemilerinde sigara içildiğini bilmemesine imkan yoktur. Çünkü son yaşanan olay bir tesadüf değildir. Hep kullandığım bir hattır, her seferde sigara içilmesine tanık olmaktayım. Peki göz yuman başka kimdir? Maalesef, temiz hava soluma özgürlüğüne, can ve mal güvenliğine bile sahip çıkamayan halkımız.
Sonuç
Bu vurdum duymazlık, bu sorumsuzlukla daha çok yangın olur bu feribotlarda. Yanmadan indiğimizde “Şükür, bu sefer de yırttık” demek gerek.
Not: Bu hatla ilgili 2014 yılında yine yazmıştım. Bakınız: (http://www.dunya.com/at-sahibine-gemi-kaptanina-gore-ses-verir-157042yy.htm).
http://www.dunya.com/at-sahibine-gemi-kaptanina-gore-ses-verir-157042yy.htm