Daha adil bir hayat için ‘bağış’lasın bu dünya!

Yasemin SALİH
Yasemin SALİH İYİLİK FABRİKASI [email protected]

Türkiye’de bağış kültürüne yepyeni bir soluk getiren platform olarak tanıdık Adım Adım’ı. 2008’de başarılı profesyonel hayatları olan bir grup gönüllü, sivil toplum kuruluşlarındaki deneyimlerini sermaye olarak çantalarına koydular ve uygun adım yola çıktılar. Dediler ki; “Türkiye’de bir bağış hareketi başlatalım. Öyle ki hem toplumu harekete geçirmek adına koşarak mesaj verelim hem de attığımız her adımla bağışçıların şeff af olarak takibini yapabilecekleri, demokratik bir yardım platformu oluşturalım.” Bu düşünceyle doğan Adım Adım, 10 yılda 10 binin üzerinde gönüllüyü maratonlarda kilometrelerce koşturdu. Bunların yüzde 80’inden fazlası daha önce hayatlarında koşmamış kişilerdi. Ve onları 200 binin üzerinde bağışçı destekleyerek 23 milyon liralık yardımın 30’un üzerinde sivil toplum kuruluşuna (STK) aktardı.

Adım Adım daha sonra Açık Açık platformunu doğurdu. Bağışçılığı, Türk geleneklerindeki formatından çıkararak daha açık, stratejik, yönetilebilir, takibi kolay hale getirmeyi amaçlayan Adım Adım’ın 10 yılını kurucu ve platformun başkanlığını yürüten Renay Onur’la konuştuk.

‘En büyük farkı şeffaflıkla yarattık’

Bağışçılıkta Türkiye’nin dünya sıralamasının sonlarında yer aldığına dikkat çeken Onur, bunun en büyük nedeni olarak “güvensizliği” gösteriyor. Adım Adım’ın başarısını da bu sorunu ortadan kaldıran “şeffaflık” özelliğine bağlıyor. “Adım Adım’da çok fazla koşucu ve bağışçıyla iletişime girdik. Bu hareketin bu kadar büyümesinin nedeni şeffaflık ve güvenin yüksekliğiydi. Çünkü insanlar neden bağış yapmıyorsunuz sorusuna güven eksikliğini gerekçe gösteriyorlar” diyen Onur, Amerika’da 1989’da yayınlanan ve STK’ların kabul ettiği “Bağışçı Manifestosu”na imza attıklarını, 2.5 yıl önce oluşturulan Açık Açık Derneği’nin ise ilk yılında uluslararası şeffaflık ödülü aldıklarını vurguluyor.

Açık Açık Derneği daha sonra şeffaf, hesap verebilir STK’lar ile kişi ve kurumları bir araya getiren Açık Açık Online Platformu’nu doğurdu.

Bu platformu daha çok bağış yapılması amacıyla oluşturduklarının altını çizen Renay Onur, başlarda 20 sivil toplum kuruluşu üye ile yola çıktıklarını ancak şimdi sayının 81’e ulaştığını ifade ediyor.

3 Büyükler bağışta da yarışsın!

Açık Açık Online Platformu, birçok kurumun toplumsal projelerde iş ortağı olarak seçeceği STK’larla ilgili referans noktası da oluyor. Renay Onur, buna Tüpraş’ı örnek göstererek, “Tüpraş bundan sonra sosyal sorumluluk projelerini sadece Açık Açık çatısı altındaki STK’lar ile yapacağını açıkladı” diyor. Adım Adım ile koşanlar da bundan sonra sadece Açık Açık’a üye STK’lara bağış yapabilecekler.

Açık Açık’ın şimdi hedefinde bir tür bağışçılık ve gönüllülük endeksi ile kurumları yarıştırmak var. Bunu yurtdışındaki gibi “oyunlaştırma” yöntemiyle yapacaklarını söyleyen Renay Onur, planlarını şöyle anlatıyor: “Fortune 500 içindeki şirketlerin yüzde 60’ı iç değişimi, dönüşümü yönetmek için oyunlaştırılmış platformlar kullanıyorlar. Biz de Açık Açık’ta bunu yapsak diye düşündük. Örneğin üç büyük futbol kulübü bağışçılıkta yarışsa, şehirler aynı şekilde yarışı bağışçılığa taşısa harika olur. Büyük ihracatçılar da bunu yapabilir. Bunu 2019’da başlatmayı düşünüyoruz. Böylece daha iyi, daha adil bir dünya için daha çok bağışlasın bu dünya demiş oluyoruz.”

Açık Açık’ın “oyunlaştırma” planının ilk adımı ilaç şirketi Pfizer ile atılmış. Pfizer Hayırseverlik Endeksi ile şirketin çalışanlarının hayırseverlik karnesi ortaya çıkarılmış. Renay Onur, iki yıldır yapılan endeksin çalışanlar arasında bağış ve gönüllü çalışmalara ilgiyi artırdığını ve Pfizer’da son bir ayda tanımadığı birine yardım oranının yüzde 90’a çıktığını belirtiyor. Onur, endeksin Gallup Hayırseverlik Endeksi baz alınarak hazırlandığını ifade ederek, “Hedefimiz 2019’da bu endeksi 40 şirkette yapmak” diyor.

STK gelirleri 2017’de arttı, 2018 zorlu geçti

Açık Açık’ın hazırladığı Sivil Toplum Finansal Analizi- 2017, sektörün durumunu tüm şeff afl ığıyla ortaya koyuyor. Açık Açık çatısı altındaki 81 STK’nın bütçelerinin incelendiği analize göre 2017’de bağış gelirleri, 2016’ya göre yüzde 24 arttı. Renay Onur’a göre bu artışın, 2016’daki yüzde 16.3 oranındaki yükselme ve 2017 tüketici enfl asyonunun (yüzde 13) üzerinde olması umut verici. Bağışlardaki artışın 3 yıldır üst üste devam etmesinden büyük mutluluk duyduklarını anlatan Onur, “Diğer önemli gelişme ise 2017’de STK’ların yüzde 60’ının bağış gelirlerinin enfl asyonun üzerinde artmış olması. Son 3 yıla bakıldığında; 2016’da zirve yapan gelirlerdeki büyümenin yavaşladığını ama bireysel bağışlardaki artışın kuvvetlenerek devam ettiğini görüyoruz. Ekonomideki durgunluğa rağmen, bağış yapan kurum ve bağışçı sayısının 3 yıldır artması, hayırseverlik konusundaki farkındalığın güçlendiğini işaret ediyor” diyor. Onur’a göre 2018 ise kurumlara bağlı STK’ların zorlandığı bir yıl oldu. Bireysel bağışların güçlü olduğu STK’ların bu yılı daha rahat geçirdiği görüşünde Onur.

Ortalama bir insan yılda 20 TL bağış yapıyor

Renay Onur’un verdiği bilgilere göre Türkiye’de ortalama bir insan yılda 20 TL bağış yapıyor. Türkiye Üçüncü Sektör Vakfı’nın (TÜSEV) yaptığı bir araştırmaya göre de insanların yaptığı fi tre ve zekatlar buna dahil değil. Her yıl 145 ülkenin hayırseverlik karnesinin çıkarıldığı Gallup Hayırseverlik Endeksi sonuçlarında Türkiye pek de parlak durumda değil. Vatandaşlara, “Son bir ayda bağış, gönüllülük, tanımadığınız birine yardımda bulunmak gibi eylemlerin birini yaptınız mı?” şeklinde soruların yöneltildiği bu endekste Türkiye 145 ülke içinde bağışta sondan 15’inci durumda. Gönüllülükte ise sondan 10’uncuyuz. Renay Onur’a göre bunun nedeni empati yoksunluğu. “Türkiye’de ne yazık ki bağışın bir kısmı da vergiden muaf olmak amacıyla yapılıyor. Yine de bakıldığında insanlar paraya zamanlarından daha kolay kıyıyorlar. Çünkü gönüllülükte çok daha kötü durumdayız. Zaman geri alınmadığından ondan fedakarlıkta bulunmak daha zor geliyor” diyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar