Dağı, taşı mermer ülke…

Taylan ERTEN
Taylan ERTEN ANKARA'dan [email protected]

İzmir büromuzun "acar" muhabirlerinden arkadaşımız Sedat Alp'in haberine göre, mermercileri elektrik çarpmış! (DÜNYA 18 Ağustos.) Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız ile sektör sözcüleri arasındaki görüş farkını da vurgulayan haberde bazı önemli ayrıntılar var.

Sektör kaynakları mermer fabrikalarının birer birer kapandığını, 30 bin kişinin işsiz kaldığını söylüyorlar ama haberde bir şey dikkatimi çekti: Kapanan işletme sayısı bilinmiyor!

Neden? Çünkü bu konuda güvenilir referans bilgi tabanı ne devlette ne sektörde mevcut. Anlaşılan, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı'nın Zafer Çağlayan döneminde "yaptık" dediği meşhur sanayi envanteri de işe yaramıyor.

Peki, kapanan işletme sayısının bilinemediği bir sektörde işsiz sayısının 30 bine ulaştığını nasıl biliyoruz? O halde bu sadece bir tahmin. Nitekim işletme sayısının "yüzlerle" ifade edilmesi bu tahminin bir parçası.

Devletin ve özel  sektörün sağlam, güvenilir, sürekli yenilenen, analiz edilen referans bilgi tabanlarına sahip bulunmadığı dahası "üretim girdisi" değerindeki bu konuya  gereken ilgiyi göstermediği bir ülkede, ekonomini kaderi "el yordamıyla" veya "olsa olsa" yöntemiyle değerlendirilmektir.

Yanlış teşhis…     

Eksik veya yanlış bilgiden doğru teşhis çıkmaz. Nitekim Alp'in haberine yansıyan bilgi sorunu, işletmelerin birer birer neden kapandığı konusunda da kendisi gösteriyor. Enerji Bakanı Yıldız'a göre Çin rekabeti yüzünden! Sektör temsilcilerine göre pahalı enerji yüzünden! Aradaki "teşhis mesafesine" bakar mısınız?

Tüm sorunlarına rağmen Çin'in de aralarında bulunduğu yabancı rakipleriyle başabaş rekabet edebilen mermer ve doğaltaş sektörü için Bakan Yıldız'ın işletme kapanmalarına gerekçe gösterdiği "Çin sorunu" diye bir sorun yok.

Tam tersine, söyledikleri şu: Çin (Türkiye'nin) en önemli ihracat pazarı olarak Türk mermer sektörünü, üstelik kriz şartlarında, ayakta tutuyor. Sektörde "işletme çökerten" büyük sorunlardan biri pahalı enerji. Fakat hepsi bu kadar değil.

Çin, özellikle kriz şartlarında Türk mermer sektörünü ayakta tutuyor ama her avantajın bir de bedeli var. Çin, Türkiye'den ham mermer ve traverten ithal ediyor. Sektörü ayakta tutan bu.

Sektörü zorlayan ise, Çin'in Türkiye'den aldığı ham mermeri başta enerji olmak üzere ucuz maliyetle işleyip uluslararası pazarda Türk mermercilerin karşısına rekabet fiyatıyla çıkması ki, ihracat gücünde nispi zayıflamaya yol açıyor. Ödenen bedel de bu.

Bütün yollar...

Mermer ve doğaltaş sektörünün tek sorunu enerji değil. Ama, "belini büken" sorunların başında enerji geliyor. Türkiye'de enerji pahalı, sektörün gücü ham mermer ve taş ihracına yetiyor. Çin'de enerji ucuz, Türk mermerini işleyip yüksek katma değeri cebine atıyor. Yani, tüm yollar enerji sorununa çıkıyor!

Türkiye Mermer Doğaltaş ve Makineleri Üreticileri Birliği'nin (TÜMMER)  2009 kitapçığından aktaracağım bilgi, rekabet edilen 10 ülke arasında sektörün üretimde kullandığı akaryakıttaki fahiş fiyat yapısını ortaya koyuyor.

2006-2007 fiyatlarını kapsayan sıralamada Türkiye her iki yılda sırasıyla 162 ve 188 dolar/sent dizel litre fiyatıyla birinci. 2008'de durum daha da vahim: 256 dolar-cent. Buna karşılık İtalya 149 ve 156 dolar/sent ile ikinci en yüksek; Yunanistan 119 ve 156 dolar/sent ile üçüncü en yüksek.

Kalan yedi rakip ülkede bu fiyatlar 110-126 dolar/sent (İspanya) ile 3-9 dolar/sent (İran) aralığında sıralanıyor. Tek tek bakıldığında akaryakıt girdisi bakımından Türkiye ile en yakın rakip İtalya arasındaki fark yıl 2006'da 13 dolar/cent, 2007'de 32 dolar/sent.

Durum açık. Türk mermer ve doğaltaş sektörü, diğer maliyet kalemleri sabit kalsa bile ana enerji girdisi yönünden ağır yaralı. Elektrik bir tarafa, onda da durum farklı değil, ama akaryakıt sektörün geleceğini yakıyor. Enerji Bakanı Yıldız ise enerjiyi es geçip, Çin'i suçluyor!

Oysa ülkenin dağı taşı mermer… Türlerini saymaya kalksam ayrı bir yazı olur. Sadece enerji desteği sağlansa ihracat ikiye katlanır, katma değer ülkeye kalır, işletmeler birer birer kapanmaz, 30 bin kişi işsiz kalmaz. Tek şart, soruna Türkiye'nin gerçekleriyle bakabilmek ve çözmek. Ama, bakan ile sektör arasındaki bakış ve teşhis mesafesi bu kadar açıkken çözüm ihtimali ufukta görünmüyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Atilla Karaosmanoğlu 13 Kasım 2013