Çuvaldızı tekrar batıralım
SEKTÖRÜN İÇİNDEN / Can KANTAR
Sigorta sektöründe gündem eksik olmuyor son günlerde. Yazı yazmak için bilgisayarımın başına oturduğunda yazacak o kadar çok konu için not almışım ki, hangisinden başlayacağıma, hatta hangi konu ile ilgili yazacağıma karar veremediğim için "bir demet" yapayım dedim. Hükümetin gerek Bireysel Emeklilik Sistemi ve gerekse sigortacılık için hazırladığı yeni düzenlemeler TBMM'ne geldi, çok kısa sürede kanunlaşması bekleniyor. Başbakan Yardımcısı Sayın Ali Babacan'ın yaptığı özet tanıtım sonrası konuların detayları belli oldu. Ayrıntılar arasında beklenmedik bir durum olmasa da kısa sürede Meclis'e sevk edilmiş olması sevindirici. Bu arada Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliği yani TSRŞB'nin adına "Emeklilik" eklendi. Şimdi "TSREŞB" gibi bir kısaltma ortaya çıkıyor, bu hali ile biraz daha zor olacak hem kısaltması ve uzun hali.
Sigorta sistemine inanmak önemli
Geçtiğimiz hafta içerisinde TSRŞB bir kamuoyu araştırması ile "Sigorta algısı"nı araştırma sonuçları basın ile paylaşıldı. Gazetelerde yayınlandı. Vatandaşlar sigorta olgusuna, sigorta şirketlerine güvendiklerinden çok daha fazla güveniyor. Bu aslında güzel bir şey. En azından sektör için öyle. Sigortacılık bilincinin yaygınlaştırılması için en azından biz medyadaki gazetecilerin çabalarının sonuç verdiği ortaya çıkıyor denebilir. Geriye sigorta şirketlerinin teker teker sigortalıların kendilerine güvenmelerini sağlamak kalıyor. Her şirket kendisini kurum olarak potansiyel sigortalılara iyi tanıtması gerekir.
Sigortacılık Haftası güzel olmalı
Bu ayın sonunda ilki geçen sene gerçekleştirilen "Sigortacılık Haftası"nın ikincisi düzenlenecek. Birlik olarak ortak bir etkinlik olmayacak belki ama, şirketlerden, yapılacak etkinliklerin o haftaya getirilmesi istenmiş. Diğer taraftan sektörün sivil toplum kuruluşları, acenteleri kendi çaplarında etkinlikler düzenleme çabasında. Sigorta Acenteleri Derneği (SAB), Sigorta Acenteleri Federasyonu(TÜSAF), Sigorta Eksperleri Derneği (SED) ve vakıfları etkinlik çabasında. İstanbul Sigorta Acente Derneği (İSAD) 27 Mayıs Pazar günü Galatasaray'da toplanıp Taksim Meydanına kadar bir yürüyüş.ve sonrasında konser planlamış. Bakalım bu sene biraz daha "sigorta haftası"na benzeyecek mi ?. Bunun için tüm sektörün destek vermesi şart.
Tahkim'e müracaatlar artıyor mu ?
Geçtiğimiz hafta sonu Mapfre Genel Sigorta'nın KKTC'de yaptığı acenteler toplantısını izledim. Mapfre Genel Sigorta Genel Müdürü Serdar Gül, cesur açıklamalarda bulundu. Sektör yöneticisi olarak sektör açısında ilginç ve cesur tespitleri vardı. Özetle, sigorta sektörünün oto sigortalarındaki zarara değindi ve "Oto sigortalarındaki zarar devam ettikçe, önce sadece küçük sigorta şirketlerinin etkileneceğini düşünsek bile sonra bunun büyük şirketlerin de etkilenmesi kaçınılmazdır" dedi ve ekledi "Bu karsızlık sigorta şirketlerinin kasalarını boşaltıyor, yavaş yavaş sigorta hasarlarının reddedilme oranlarının artması da beklenmelidir" dedi. Sigortacılığın gelişme devresinde asıl tehlike bu değil midir ? Sigorta Tahkim Komisyonu Müdürü Metin Karacan'ı arayıp "size gelen sigorta şikayetleri arttı mı?" diye sordum. Aldığım cevap ise "geçtiğimiz senenin aynı aylarına göre yüzde 20'lik bir artış var ki, bu da normal bir artış. Sigorta Tahkim Komisyonu hızla yeni tanınıyor, ayrıca sektör de yüzde 20 büyüyor her sene" şeklindeydi. Hasarı olan her 5 vatandaşın birinin şirketini değiştirdiği ise bir başka istatistik veri.
Doğarken ölmemeli
Sigorta şirketlerinin riskli gördükleri işleri sigortalamamak için her şeyi yaptığı şeklinde de bir çok elektronik posta ile okurlardan şikayetler alıyorum. Bu konulara önümüzdeki haftalarda değineceğim. Ama sigorta sektörü yani şirketlerimiz, sigorta bilincinin artırılmasına çalışırken daha bebeği daha bu yaşta öldürmemek için elinden geleni de yapmalı. Bir taraftan yapmaya çalışırken, diğer taraftan bozmaya çalışmamalı. Yani şirketler kendilerini vatandaşlara doğru anlatmalı, tanıtmalı ve çuvaldızı arada kendine batırmalı.