Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Bülent Gedikli’den dünya ve Türkiye değerlendirmeleri...

Osman AROLAT
Osman AROLAT AROLAT'tan [email protected]

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Bülent Gedikli, Ankara Temsilcimiz Ferit Parlak ve Ankara Haber Müdürümüz Hüseyin Gökçe ile yaptığı sohbette, ABD seçimleriyle birlikte küresel finans çağının sonuna gelindiğini ve artık reel sektör çağının başladığını, bunun bizim için de önemli olduğunu söylüyor.

Gedikli, içinde bulunduğumuz dönemde istikrar ve belirsizliğin çarpıştığını, bundan kazançlı çıkanın istikrar olacağını belirtiyor. Gedikli’nin değerlendirmeleri bulunduğu konum açısından önemli ve iş dünyamız tarafından bilinmesi gereken, yön gösterici konular. Gedikli, finans piyasasında son günlerde yaşanan gelişmelerin ekonomik temellere dayanmadığını spekülatif olduğuna inandığını açıklıyor. Trump’un seçilmesinin bunun bir göstergesi olduğunu ifade ediyor. Küresel finansın 1970’lerden başlayarak reel ekonomiden koparak yükseldiğini bugün dünya GSMH’sı 80 trilyon dolar iken küresel finans hacmimin bunun yaklaşık 4.5 kat seviyesinde 350 trilyon dolar seviyesinde olduğununun altını çiziyor. Bu durumuyla sistemin reel ekonomiyle bağını kaybederek paradan para kazanma üzerine kurulduğunu söylüyor. Trump’ın seçilmesiyle küresel finans çağının sonuna gelindiğini iddia ediyor.

Gedikli, yeni dönemde neler beklememiz gerektiğini açıklarken, “Artık sistem yeni sektörler üzerine başlayacak. Muazzam teknolojik yenilikler gelişmeler var. Üç boyutlu teknolojilerle, holigram teknolojileri başta olmak üzere çok farklı şeylere geçeceğiz. Enformasyon teknolojilerinin yanı sıra enerjinin daha ucuz olmasının getirdiği sonuçları göreceğiz. Şimdi bütün dünya geçiş döneminin geçirdiği sancıları yaşıyor” değerlendirmesini yapıyor.

Gedikli, geçen yüzyılın ortasında ortaya çıkan uluslararası kuruluşlar BM, IMF ve Dünya Bankası’nın yetersiz kaldığını, kendilerini yenilemeleri gerektiğini belirtiyor. G-20’nin iyi bir platform oluşturabilmesi için kurumsallaşmasının lazım olduğunu söylüyor.

Gedikli, küresel sermayenin devletleri hükümsüz kılıp dağıtabilir duruma geldiği bir dönem yaşandığını, terör örgütlerinin de finans oligarşisinin uzantısı olarak, devletleri dağıtmak için bir araç olarak kullanıldığını söylüyor. Şimdi buna karşı Amerika, Rusya ve Türkiye’de bir refleks oluştuğunu belirtiyor. “Aslında bu üç ülke bir noktada ortak düşman, küresel finans oligarşisine karşı mücadele veriyor” diyor.

Gedikli, Türkiye konusunda değerlendirme yaparken de ekonomimizi kurlar üzerinden vurmak istediklerini, şirketlerin kurdan zarar yazmasına karşın kriz süreçlerini yönetmeyi öğrenerek güçlendiğini, belirtiyor. Suriye konusunda Rusya iş birliğinin sonuçlarının görüleceğini, istikrararın sağlanacağını umut ediyor. Enflasyonun çift haneli olacağı yaklaşımlarını doğru bulmuyor. Türkiye’nin büyüme stratejisini geçmişte sıcak paraya ve aşırı tüketime dayalı bir dönem yaşamış iken, şimdi yatırım ve ihracata dayalı strateji izlenmeye başladığını, büyüme oranının yeterli olmadığını, en az yüzde 5 olması gerektiğini söylüyor. Kurun geldiği noktada ihracata destek verdiğini, sorunun aşırı volarite olduğunun altını çiziyor. Yabancı yatırımcıların yatırım kararlarını ertelemediğini, gıda ve enerji dahil birçok sektörde çok farklı ülkeden yatırımcıların gelmek istediğini, kendisine milyar dolarlık dört yatırımcıların başvurduğunu belirtiyor. Nisan ayından itibaren not artışının konuşulmaya başlanabileceğini de belirtiyor.

Gedikli yeni dönemde küresel finans çağının sona erip reel sektör çağının başladığını, ülkemiz için de siyasal ve ekonomik alanda olumlu bir dönemin başlayacağına inandığını ortaya koyuyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar