Çukurova’nın su meselesi

Prof. Dr. Aykut GÜL
Prof. Dr. Aykut GÜL STRATEJİK DÜŞÜNCE [email protected]

Adana’da Seyhan Sol Sahil Sulama Birliği’nin köy ve mahalle muhtar­larına gönderdiği yazıda, tarımsal sulama suyunun azlığı ve suyun tasarruflu kullanılmasına yönelik uyarısı, akademik çevrelerde, üreticilerde, sivil toplum kuru­luşlarında ve medyada çok farklı yankılara yol açtı. Bunun üzerine Bakanlık yetkilile­rinden ve sahadan aldığım bilgileri derle­yerek, dezenformasyonu önlemek adına, bu yazıyı hazırladım.

Küresel ısınma artık hepimizin sorunu

Bakanlığın bilgi notu, ülkemizin kişi ba­şına bin 313 metreküp kullanılabilir su po­tansiyeliyle su stresi altında olduğunu, bin metreküpün altına düşmesi durumda ise su fakiri ülkeler sınıfına gireceğimiz vur­gusunu yapıyor. Su ve sulama yatırımları­na 2,4 trilyon lira kaynakla 10 binden fazla tesis yapıldığını, Su Verimliliği Seferberli­ği’nin başlatıldığını, ancak iklim değişik­liğine bağlı olarak su kaynaklarımızdaki azalmanın da bir vakıa olduğu belirtiliyor.

Bakanlığın açıklamasında, yağışların bu yıl düşük olması, hava sıcaklarının rekor seviyelerde gerçekleşmesi ve buna bağlı olarak yüksek buharlaşma ve bitki su ihti­yacı artışı, bu yıl su konusunda bazı sıkın­tılara yol açmıştır. Bunun sonucunda Çu­kurova Bölgesi, en olumsuz etkilenen böl­ge olmuştur.

Adana’da DSİ tarafından inşa edilen ba­rajlardan yalnızca Seyhan Barajı’ndan 1 milyon 760 bin dekar tarımsal arazinin su­lanmakta olduğu, DSİ Genel Müdürlüğün­ce 2003-2024 yılları arasında Adana’da, 11’i baraj, biri gölet, 39’u sulama tesisi ile toplamda 149 adet tesisin hizmete açıldığı da açıklamada yer almakta.

Ayrıca Seyhan sulamasının kapalı siste­me dönüştürülmesi yönünde çalışmalar da sürdürülmekte.

Çatalan Barajı’ndan ilave su alınmasına yönelik çalışmaların ilk etabının 2025 yı­lına yetişeceği ve nihayetinde Seyhan Ova­sı’nda su sıkıntısının yaşanmayacağı da açıklamada yer alıyor.

Bakanlık; şu ana kadar, kuraklığa rağmen, üreticilerin büyük çoğunluğunun herhangi bir ürün kaybı yaşamadığını söylüyor.

Uyarı, sınırlı bir alandaki 3. ürün ekimine yönelik

Temasta olduğum DSİ Bölge Müdürlüğü yetkililerinden edindiğim bilgiye göre, ka­muoyuna yansıdığı şekliyle büyük bir so­run görünmüyor. Bu yılın kurak geçmesi ve yeterli suyun depolanamamasının yanı sıra İmamoğlu’nda ilave olarak sulamaya açılan 20 bin hektar alana su verilmesi ve bu nedenle Çatalan ve Seyhan Barajına ge­len suyun azalması, bu yıl su kullanımında daha hassas olunmasını gerektiriyor.

Yetkililer, 1. ürün mısırın hasadının ya­pıldığını, 2. üründe (yerfıstığı, mısır, soya vd.) tahminen 10 Eylül’e kadar işlemlerin devam edeceğini ve sonrasında da 3. ürün (Güzlük) ekimin yapılacağını, şu an için sulama açısından bir sıkıntının bulunma­dığını ifade ediyorlar. Halihazırda saniye­de 150 metreküp yerine 100 metreküp ke­sintisiz su verilmeye devam ediyor.

Sulama birliğinin uyarısı güzlük ekilen ürünlere yönelik. Bu ise 4-5 bin hektarlık dar bir alanı kapsıyor.

Sorun ortaya çıkmadan gerekli uyarıları yapmak doğru bir yaklaşım değil mi?

Ezcümle;

Yaşanan tüm bu süreçler, tarımda üre­tim planlamasının ne kadar elzem oldu­ğunu, tüm paydaşların, küresel iklim deği­şiminin etkilerini en aza indirmek ve gıda güvencesini sağlamak adına, uygulanan yeni politikalara katkı koymaları gerekti­ğini gösteriyor. “Bir bela bin nasihatten iyidir” derler. Hep lafta kalan iklim deği­şimi konusunu daha yakından hissetmiş olmak ve bu yıl daha belirgin hale gelen su tehdidini, kamuoyu hassasiyetinin yük­selmesi adına fırsata dönüştürmek neden mümkün olmasın?

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar