Credit Note ve gümrük uygulaması
Yıllardır süregelen uygulamalarda, gümrük idareleri tarafından eşyanın gümrük kıymetinin belirlenmesi işlemlerinde, firmaların ibraz ettiği “Credit Note”ler dikkate alınmıyor. “Credit Note” tutarı kadarlık kısım eşyanın gümrük kıymetine dahil ediliyor. Bu işlem uygulamada, mükellefin veya temsilcisinin ek söz konusu “Credit Note” tutarı kadar “yurtdışı beyan” girmesi ile gerçekleştiriliyor.
Gümrük idareleri tarafından söz konusu tutarların yurt dışına transfer edildiğinin Döviz Satım Belgesi, Türk Parası Transfer Belgesi, banka yazısı veya ithalat bedelinin döviz tevdiat hesabından ödendiğine ilişkin bankaca verilen bir yazı ile tevsik edilmesi talep ediliyor. “Credit Note” uygulamasının doğası gereği firmalar böyle bir tevsik edici belge ibraz edemiyor. Gümrük idareleri de söz konusu tutarlar için KKDF tahsil ediyor. Keza, KKDF’nin KDV matrahını oluşturan unsurlardan biri olması nedeniyle eksik ödenen KDV nedeniyle cezai işlem uyguluyor.
Peki, bu “Credit Note” uygulamasının gündeme gelebilmesi için ne olması gerekiyor ona bakalım; Peşin ödeme yoluyla yapılan ithalat işlemlerinde malın bir kısmının veya tamamının bozuk veya hasarlı gelmesi halinde, ithalatçı firmanın bozuk ya da hasarlı kısma ilişkin olarak yurt dışındaki firmaya “Credit Note” düzenleyerek bir borç tahakkuk ettirmesi, yurtdışı ihracatçı firmanın da bu hususu göz önünde bulundurarak, bu bedeli ithalatçıya transfer etmek yerine daha sonraki sevkiyatlarda indirim olarak göstermesi, yapılan sözleşmeler gereği, bir yıl içinde gerçekleştirilen ithalat miktarının belirli kotaları aşması halinde, yurt dışı ihracatçı firmanın ithalatçı veya ithalatçılara, ek prim ve indirimler sağlaması, gibi durumların olması gerekiyor.
KKDF biliyorsunuz ithalatta CİF kıymetinin %6 oluyor ve bu miktar ithalatı oldukça pahalılaştırıyor. Kabul kredili, vadeli akreditif ve mal mukabili ithalat işlemlerinin KKDF kesintisine tabi olduğunu biliyoruz. Ödeme şekillerinden biri olan “Mal Mukabili Ödeme” kavramı; ticarete konu eşyanın alıcının mülkiyetine geçmesinden sonra eşyanın bedelinin ödenmesini ifade etmektedir. Burada dikkat edilmesi gereken nokta, belirli bir dönemde mutlaka ve mutlaka eşya bedelinin ödeniyor olmasıdır. Eğer bir bedel ödenmesi söz konusu değil ise bu işlemi “mal mukabili ithalat” olarak kabul etmek mümkün değildir.
Credit Note ile yapılan işlemlerde, Türkiye’deki ithalatçı firmanın yurt dışına bir bedel ödemesi söz konusu değildir. Yapılan indirim, bir önceki sevkiyatlar kapsamı hasarlı veya bozuk eşyadan kaynaklı ya da yapılan sözleşme gereği bir önceki yıl yapılan satışların belirli kotaları aşması nedeniyle elde edilen hak edişlerden kaynaklanabilir. Firmaların bu hak edişleri için yurt dışındaki satıcıya borç tahakkuk ettirmesi ve bu hak edişler karşılığının yeni yapılan ithalat işlemlerinde indirim olarak uygulanması söz konusudur.
Cedit Note uygulamasının işleyişinin bu şekilde gerçekleştirildiği aşikar iken, gümrük idaresinin söz konusu “Credit Note”leri kabul etmeyerek firmalardan transfere ilişkin tevsik edici belge istemesi ve bu belgeleri Döviz Satım Belgesi, Türk Parası Transfer Belgesi, banka yazısı veya ithalat bedelinin döviz tevdiat hesabından ödendiğine ilişkin bankaca verilen bir yazı ile sınırlandırması ne kadar uygundur tartışılıyor. Bu konuda detaylı bilgi ve tecrübe sahibi olan AKD Denetim Genel Müdürü Ali Kemal Yazar”ın da bilgilerinden yararlanmakta şirketler açısında yarar görülüyor.