Çözüm süreci karmaşıklaşıyor
Süreç ne kadar gecikirse, ilerlemesi o kadar zorlaşacak. Hükümet tüm paydaşlara yer veren bir yaklaşımla vakit kaybetmeden konuya eğilmelidir.
Hükümetimizin sadece PKK’ın hapisteki lideri aracılığıyla yürütebileceğini düşündüğü çözüm süreci her gün karmaşıklaşıyor. Bunun üç kaynağı var. İlkin, PKK türdeş, hiyerarşisi mükemmel, tek merkezden çıkan emir ve komutları kusursuz yerine getiren bir örgüt değil. İkincisi, PKK tüm Kürt kökenli vatandaşları temsil etmiyor. Üçüncüsü, Türkiye’nin Kürt sorunu sadece Türk hükümetinin denetiminde, yabancıların etkileyemediği bir sorun değil.
Hükümetimiz PKK’yı türdeş ve hiyerarşisi güçlü bir örgüt olarak görmekte; İmralı’da ömür boyu hapse mahkum liderinin sözünü örgüte kabul ettirebileceğini varsaymaktadır. Ancak, PKK’nın silahlı kanadına komuta eden Murat Karayılan’ın sık sık Öcalan’dan farklı düşünce ve tercihler ileri sürdüğü görülmektedir. PKK’nın siyasetteki uzantısı olarak hareket eden BDP-HDP kadrolarının arasında da farklı yaklaşımlar olduğu, bunlar fark edilince konunun geçiştirildiği dikkati çekmektedir. Bunlara bir de Avrupa’nın muhtelif ülkelerinde faaliyet göstererek PKK uzantılarının eklenmesi lazımdır. Öcalan ile bir anlaşmaya varılsa bile, bunun PKK koalisyonunun oluşturan çeşitli gruplara kabul ettirilmesi kolay olmayacaktır.
Kürt sorununun çözümünde muhatap olarak sadece PKK alınmıştır. İyi örgütlendiğinden ve kökü kazınamayan bir terör örgütüne dönüştüğünden, böylesi normaldir diyebilirsiniz. Ancak PKK dışındaki güçlere yer verilmemesi, bunların da sürecin sonuçlarını benimsememesi, sürecin aksamasıyla sonuçlanabilir. Kimdir PKK dışındakiler? Batman olaylarında hedef alınan Hüda-Par ya da bir üyesi geçen hafta kurşuna dizilen korucular örnek verilebilir. Fakat unutulmaması gereken çok önemli bir grup daha var: hiçbir olaya karışmayan, ülkesine sadakat ile bağlı, PKK’YI hiçbir zaman desteklememiş Kürt kökenli vatandaşlarımız. Bir formül bulunarak onlara da süreçte yer verilmesi önemlidir.
Tabii, bir de bu ülkenin Kürt kökenli olmayan vatandaşları var. Onların desteği sağlanamazsa, üzerinde anlaşılan bir çözüm programının uygulamaya sokulması mümkün olmayacaktır. Son günlerde çarşıda alış veriş yapan silahlı kuvvetler mensuplarına yapılan saldırılar, sürecin kabul görmesini zorlaştırmaktadır.
Çözüm süreci giderek dış etkilere de açık hale gelmektedir. Uluslararası camiaya terör örgütü olduğunu zar zor kabul ettirdiğimiz PKK’ya artan bir sempati ile yaklaşıldığını görmezden gelemeyiz. Bazı ülkeler, ülkemizi iç işlerine daha fazla vakit ve kaynak ayırmaya zorlamak için bu örgüte daha fazla destek vermeye yönelebilirler.
Çözüm süreci karmaşıklaşıyor. Süreç ne kadar gecikirse, ilerlemesi o kadar zorlaşacak. Hükümet tüm paydaşlara yer veren bir yaklaşımla vakit kaybetmeden konuya eğilmelidir. Konu üzerinde çok konuşulmakta, ancak pek az şey yapılmaktadır. Buna karşılık, konunun beklemeye tahammülü azalmaktadır.