Çözüm için atılan adımlar ve eleştiri kültürü
En son tarım örgütlerinin derecelendirilmesi, performanslarına göre puanlanması konusu gündeme gelmişti. Tarımsal Amaçlı Örgütlerin Derecelendirilmesine İlişkin Yönetmeliğin yayınlanması ile örgütler artık kendilerinden beklenenin en iyisini yapmak durumunda kalacaklar.
Bu konuyu daha önceki yazılarımızda detaylı bir şekilde irdelemiştik. Aslında üretim planlaması, sözleşmeli üretim, âtıl arazilerin etkinleştirilmesi, su yönetimi… derken Çiftçi Kayıt Sistemi (ÇKS) Yönetmeliğinde yapılan değişiklikle, ÇKS’ye kaydolmamış ancak tarımsal üretim yapan çiftçilerin ve tarım alanlarının kayıt altına alınmasının yolu açıldı.
Hem üreticilerin mağduriyetler yaşamasına hem de yetkili kuruluşların tarımsal üretim alan kayıtlarını tam bilememesine neden olan bu durumun bu kadar basit bir şekilde çözülebilmesi karşısında hep aynı soru geliyordu: “Neden daha önce olmadı?” Gerçeği söylemek gerekirse yapılan her güzel projenin ardından bu soru hep sorulur… Oysaki önemli olan gecikmeli de olsa peş peşe atılan adımlar…
En çok üretim planlaması tartışıldı
Bunlar içerisinde en çok tartışılanı şüphesiz ki tarımsal üretim planlaması oldu. Aceleye getirildiği, yeterince tartışılmadığı, paydaşların görüşlerine fazla önem verilmediği iddialarına katılmıyorum. Bir akademisyen ve tarım ekonomisti olarak, en başından beri konuyu takip ediyorum. İl ve bölge düzeyindeki paydaş toplantılarına bizzat katıldım. Konu hakkında akademik birim görüşünün oluşmasında aktif görev aldım.
Sonuçta, kanun değişikliği sonrasında, uzun çalışmalarla ikincil mevzuat da hazırlandı. Ancak bazı çevre dernekleri, tarımsal üretim planlaması yönetmeliğinin iptal edilmesi için Tarım ve Orman Bakanlığı’na karşı dava açtılar. Konu yargıda fakat herhangi bir yürütmeyi durdurma söz konusu olmadığında planlama süreci başlamış durumda…
Bir yandan, örümcek ağı teoreminin en çok kendisini hissettirdiği patates ve soğandaki, üretim, fiyat ve gelir dalgalanmalarını eleştireceksiniz, planlamanın olmamasından yakınacaksınız, diğer yandan atılan adımlara tamamen karşı duracaksınız. Yeterince tartışıldığını düşündüğüm bu konunun uygulama safhasını da görmek ve gerekiyorsa sonrasında değişiklikler talep etmek daha isabetli olacaktır kanaatindeyim. Bu süreçte en fazla, verilerin yetersizliği ve verilere yeterince güvenilmediği eleştirileri yapıldı.
Elbetteki ölçemezseniz yönetemezsiniz, planlayamazsınız… Ancak bu konuda Bakanlığın elinde büyük veri setlerinin olduğu ve bunun başlangıç için önemli destek sağlayacağı görüşü hâkim. Ayrıca TÜİK ile iş birliği halinde Tarım Sayımının da başlıyor olması önemli bir adım…
Devamlılık önemli
Bir hususu mutlaka vurgulamamız gerekiyor: Sayın Prof. Dr. Vahit Kirişçi döneminde olgunlaştırılan ve kanunlaştırılan birçok proje, Sayın İbrahim Yumaklı döneminde devam ettirildi, ikincil mevzuatları çıkartıldı ve birçoğu uygulamaya geçirildi. Bu devamlılık son derece önemli…
Aynı hükümette dahi bir bakan değişiminde politikaların tamamen değiştiğine sıklıkla şahit olduk. Ancak Sayın Yumaklı’nın sessizce hayata geçirmekte olduğu, birbiri ile bağlantılı projeler gerçekten bir devrim niteliğinde. Bu süreçte yapmamız gereken yapıcı eleştirilerle katkıda bulunmak. Sonuçlarını görmek için biraz zaman vermek. Sadece reddetmek, hep aynı söylemlerle eleştirmek ülkemize fayda sağlamıyor.