Çözüm bekleyen amortisman sorunları
Bir süredir beyan dönemi işlemleriyle uğraşıyoruz. Beyan dönemini bitirdiğimize göre biraz da daha genel konularla ilgilenebiliriz. Kamuoyunun da izlediği gibi, Gelir Vergisi Kanunu Tasarısı TBMM gündeminde. Vergi Usul Kanunu Taslağı da kamuoyu tarafından tartışılıyor. Dolayısıyla, bu iki temel kanun’la ilgili konuları tartışmanın tam zamanı. Bu çerçevede ben de bu ve devamında bir seri makalede, her iki Kanun kapsamına giren konularda yaşanan ve geniş kesimleri ilgilendiren konulara yazmaya çalışacağım. İlk konu, amortismanlarla ilgili yaygın birkaç sorun.
Amortisman listesinde olmayan sabit kıymetler
Sabit kıymetler, Maliye Bakanlığı’nca belirlenip ilan edilen faydalı ömürleri dikkate alınarak amortismana tabi tutuluyor. Bakanlıkça ilan edilen listedeki herhangi bir sınıflandırmada yer almayan kıymetlerin faydalı ömürleri ve amortisman süreleri, yapılan başvurular üzerine yine Bakanlık tarafından belirleniyor. Bakanlığa başvuru ve faydalı ömür belirleme sürecinin uzunluğu, belirli bir süre amortisman ayırma olanağını ortadan kaldırıyor, yıl kapandıktan sonra gelen belirleme geriye doğru beyannamenin değiştirilmesini ve çoğu zaman vergi iadesini gerektiriyor. Özellikle teknolojik gelişmelerin yoğun olduğu sektörlerde bu durum sıklıkla karşılaşılabilir bir durum. Yapılacak bir düzenlemeyle, faydalı ömrü belirlenmemiş kıymetler için, örneğin beş yıldan az olmamak üzere mükellefçe belirlenecek sürede amortisman ayrılmasına izin verilmesi yukarıdaki sorunları ortadan kaldırabilir. Bunun bir sakıncası da yok. Zaten yakın zamana kadar istisnaları hariç bütün sabit kıymetlerin amortismanı bu şekilde yapılıyordu.
Fevkalade amortismanda sürecin kısaltılması Bazı tabii afetler sonucu değerini tamamen veya kısmen kaybeden, yeni icatlar sonucu verim ve kıymetleri düşerek tamamen veya kısmen kullanılmaz hale gelen, fazla çalışmaya tabi tutuldukları için normalden fazla aşınan ve yıpranan bazı varlıklar, başvuru üzerine Maliye Bakanlığı’nca belirlenen amortisman oranıyla yok edilebiliyor. Fevkalade amortisman taleplerinin aynı yıl içinde sonuçlandırılması genel olarak olanaklı değil. Hatta bazı durumlarda, yıl kapanmadan talepte bulunulması da hukuken mümkün değil. Dolayısıyla başvuru yılı ile fevkalade amortisman başvurusunun sonuçlandırılması arasında birden fazla yıl geçebiliyor.
Öte yandan, fevkalade amortisman oranı, izin verilen yıl için değil başvurulan yıl için uygulanabiliyor. Dolayısıyla belirlenen oran geçmiş bir yılın kazancının tespitinde uygulanıyor. Bunun sonucu olarak, geçmiş bir yılın beyannamesinin değiştirilmesi, fazla ödenen verginin geri alınması gerekiyor. Çoğu zaman fevkalade amortisman talebinin kabul edildiği tarihte zaten normal amortisman süresi de bitmiş oluyor. Özetle bu yöntem, bir taraftan mükellefin ihtiyacını karşılamıyor, bir yandan da vergi dairesine iade gibi sıkıntılı bir işlem yaratıyor. Sorunu çözmenin, duruma göre pratik çok sayıda yolu olabilir. Örneğin tabi afet nedeniyle sabit kıymetin zarar gördüğü veya yok olduğu durumlarda, yerel otoritelerin tespitleri ve YMM raporuyla bu işlemin yapılması mümkün. Mevcut prosedürün işletilmesine gerek yok.
Taşınmazın parçası olan sabit kıymetler
Taşınmazlar için Maliye Bakanlığı’nca belirlenen faydalı ömür süresi 50 yıl. Ancak binaların bazı ayrılmaz parçalarının faydalı ömrü daha kısa. Örneğin asansörlerin ve yürüyen merdivenlerin faydalı ömrü 10 yıl. Demek ki, bir binanın faydalı ömründe, beş defa asansör ve yürüyen merdiven değişiyor. Varsayım bu. Bu açıklama net gözüküyor ama uygulama bu kadar net değil. Binanın ilk inşasında yapılan, yürüyen merdiven ve asansörler başta olmak üzere birçok unsurun nasıl amortismana tabi tutulacağı konusunda farklı görüşler var. Ben ayrı amortisman oranı belirlenen unsurların binadan ayrı olarak amortismana tabi tutulması gerektiğini düşünüyorum. Dolayısıyla örneğin asansör yenilendiğinde yeni bir varlık olarak amortismana tabi tutulmaya başlanır, 10 yılda giderleştirilir. Zannediyorum Gelir İdaresi farklı düşünüyor. 21 Şubat 2012 tarihli bir özelgede, binaların maliyet bedeline, inşaat projesinde yer alan ve binaların inşası sırasında yapılan kalorifer ve asansör tesisatı, yürüyen merdiven ve benzeri iktisadi kıymetlerin harcamalarının da dahil olduğu, bu kıymetlerin binayla birlikte ve binanın faydalı ömrüne göre amortismana tabi tutulacağı belirtilmiş. Özelgeyi yanlış anlamıyorsam, örneğin 40 yıllık bir binanın asansörü dört defa yenilenmişse, kırkıncı yıldan sonra ayrılan amortismanın bir kısmı, 40 yıl önce yapılan ve otuz yıl önce işlevini tamamlamış ve hurdacıya gitmiş varlığın giderleştirilmesinden geliyor. Konunun netleştirilmesine, mevcut yasa izi vermiyorsa da yasanın değiştirilmesine ihtiyaç var.
Amortisman ayrılmayan yıl beyannamesinin düzeltilmesi
Kanun, her yılın amortismanının ancak o yıla ait değerlemede dikkate alınacağını öngörüyor. Bu düzenleme gereği, her hangi bir nedenle amortisman eksik ayrıldıysa veya hiç ayrılmadıysa sonraki yıllarda bu durum telafi edilemiyor. Örneğim iktisadi kıymetin amortisman oranı yanlış tespit ediliyor ve eksik amortisman ayrılıyorsa bu durum sonradan düzeltilemiyor. Ne sonraki yıllarda eksik ayrılan amortisman ayrılabiliyor, ne de önceki dönem kayıtları ve beyannamesi düzeltilebiliyor. Giderlerde aynı durum söz konusu değil. Bir gider faturası unutularak gider yazılmamışsa, bu durum tespit edildiğinde hata düzeltiliyor. Unutulan fatura beyan döneminde tespit edilirse, sonraki dönem defterlerine önceki dönem gideri olarak kaydediliyor, beyannamede dikkate alınabiliyor; daha sonra tespit edilirse de ilgili dönemin beyannamesi düzeltiliyor. Sonuçta, gerçek kazanç tutarı üzerinden vergi ödeniyor.
Zamanında yazılmayan gider için durum düzeltiliyor ama zamanında doğru amortisman ayrılmamışsa durum düzeltilemiyor. Daha doğrusu varlık elden çıkartılıncaya kadar düzeltilemiyor. Amortismanın özünde giderden bir farkı yok. Amortisman sabit kıymetleri giderleştirme yöntemi. Dolayısıyla, amortismanla ilgili hataları da düzeltmekte yarar var. Elbette bunun için yasal bir düzenleme gerekli. Mevcut yasal düzenlemeyle bu olanaklı değil.