Çözülmemiş sorunlar, yanıtlanmamış sorular

Zeki GÜNDÜZ
Zeki GÜNDÜZ VERGİ POLEMİKLERİ [email protected]

Değerli DÜNYA okurları sizlerle af sonrasına dönük değerlendirmelerimi paylaşmak istiyorum.

1. Mükellefler ne yapmalı?

a- Af nedeniyle ertelenen sorunlar

Değerli DÜNYA okurları daha önce defalarca yazdığım bir hususu tekrar hatırlatmak isterim ki Türkiye'de vergi inceleme sistemi değişti. Artık "Hasbelkader keyfe keder" sisteminden, "Sürekli, düzenli inceleme" sistemine geçildi.

Artık belli bir büyüklüğü aşan şirketlerin tüm dönemleri incelenmeye çalışılıyor. Bunun yanında çok sayıda kaynaktan toplanan veriler bilgisayar programları yardımıyla denetlenip, çıkan sonuçlara göre incelemeye alınıyor.

Buna vergi inceleme grupları arasındaki "Daha büyük matrah bulma yarışı" da eklenince geçen sene adeta "Vergi inceleme yağmuru" yaşadık. Belki af çıkacağı için inceleme elemanları tarhiyatlarda "kantarın topuzunu" iyice kaçırınca, inceleme birimlerindeki rapor okuma komisyonları da ince eleyip sık dokumayınca çok sayıda "Deneme-bana göre-ya tutarsa- tarhiyatları" ile karşı karşıya kaldık.

Normal şartlarda mutlaka yargıya götürülecek konular, af yasası ile getirilen indirimler göz önüne alınarak yargıya götürülmeden sonuçlandırıldı. Yargıdaki davalarda da yine aynı mantıkla hareket edildi.

Bizim içinde olduğumuz tartışmaların çoğunda şahit olduğumuz bir hususu paylaşmakta fayda var. Mükellefler çok sayıdaki tarhiyatla ilgili olarak af kanunundan bir" Sigorta poliçesi satın alma"," Risk yönetimi" mantığı ile hareket ederek, yapılan eleştirileri kabullenmeden faydalandılar. Yeni dönemlerle ilgili aynı konularda pozisyonlarını koruyor ve ayni konularda yine, aynı şekilde tarhiyatlarla karşı karşıya kalırlarsa konuyu bu kez yargıya götürmeye kararlılar.

İnceleme elemanları açısından bakıldığında ise, en tartışmalı konularda dahi yazdıkları raporlarla ilgili af kapsamında da olsa sonuç aldıklarını tecrübe ettiler. Dolayısıyla bu konular yeni dönemde de denenecek konular olarak önlerinde duruyor.

Bu nedenle kahin olmaya gerek olmadan rahatça tahmin edebiliriz ki yeni dönemde çok kısa sürede tekrar af öncesi uyuşmazlık seviyesine erişecek görünüyoruz. Yine tahmin ediyoruz ki şayet af öncesi hava değişmez ve aynı yaklaşımlarla incelemelere devam edilirse kurulacak yeni hükümet çok kısa sürede yine büyük bir af baskısı ile karşılaşacak.

Bu nedenle tam da bu aşamada farklı yaklaşımlar geliştirme bir zorunluluk olarak önümüzde duruyor.

Ben elimden geldiğince yazdığım ve yazacağım yazılarla olası sorunları çözmek için değerlendirmeler yapmaya, görüşlerimi paylaşmaya çalışacağım.

b- Mali İdare'ye sorunlar oda, birlik, dernekler kanalıyla taşınarak konular sürekli gündemde tutulmalı

Bu dönemde tartışmaların şirketler bazında ele alınması yerine olabildiğince kurumsal yapılar kullanılarak Mali İdare'nin gündemine taşınması ve gündemde tutulması her iki tarafı da rahatlatacaktır görüşündeyim.

Bu nedenle de sorunlu konular inceleme raporları beklenmeksizin. Mali İdare ile konuşulmaya, tartışılmaya, çözülmeye çalışılmalıdır.

Bu çalışmalar için açılacak kanallar bir sisteme bağlanmalı ve yazılık esası çerçevesinde rapora bağlanmalıdır.

Geçen yıllarda işlevini yitirdiğini gözlemlediğimiz "Vergi Konseyi" bu amaca hizmet için tekrar daha verimli kullanılmaya çalışılabilir.

c- ÖFA anlaşması

Kurumlar Vergisi Kanunu'muzdaki "Ön Fiyat Anlaşması" müessesesi mutlaka hızlandırılarak kullanılmalıdır.

Bu konuya ve diğer bu yazımızda başlık açacağımız bir çok konu ve müesseseye daha sonra başlı başına yazı konusu yaparak tekrar ele alacağım.

d- KAU daha fazla işletilmeli

Çifte Vergilemeyi Önleme Anlaşmalarını Karşılıklı Anlaşma Usulüne mutlaka hız ve işlev kazandırılmalıdır.

e- Mukteza başvuruları artmalı

Mükelleflere önerim tartışmalı konulardaki sorularını ısrarla Mali İdareye mukteza talebi şeklinde iletmeleridir. Hiç bir demokratik idare kendisine iletilen sorunlara, yasaları da göz ardı ederek uzun süre görmezden gelemez. Mali İdare eninde sonunda şu an oldukça yavaşlattığı bu mekanizmayla ilgili bir şeyler yapmak zorundadır.

f- Tutanak sonrasında rapora okuma komisyonlarına da dilekçe verilmeli

Rapor okuma komisyonlarını talep ve açıklamalarımızla zorlamamız gerektiği düşüncesindeyim. Şu an şekli gibi duran bu müesseseler mutlaka kanunların verdiği denetim görev ve işlevlerini daha iyi yapmak zorundalar.

g- Uzlaşma sürecinde yazılı belge/bilgi sunma imkanı

Uzlaşma müessesini de daha iyi kullanabilmek için, tartışılan konu ve ileri sürülen argümanların mutlaka yazılı olarak bu komisyonlara sunulması yararlı olacaktır.

h- Tutanak süreci düzene sokulmalı

İnceleme sürecinin en önemli aşaması olan tutanak aşaması mutlaka bir düzene sokulmalıdır. Halen bu aşamada gereksiz bir sürü gerginlikler yaşandığına şahit oluyoruz. İlk olarak tutanak taslağının mutlaka tutanak görüşmesine davetle birlikte mükelleflere yazılı olarak gönderilmesiyle başlanabilir. Mükellefler bu sorulara yazılı olarak, istedikleri gibi cevap verebilmelidir.

Bu günkü yazımı burada bırakayım. Ama üzerinde durmayı düşündüğüm konuların başlıklarını da sizlerle paylaşayım.

2. Mali İdare ne yapmalı?

- Mukteza Talepleri Yanıtlanmalı

- OFA Süreci Hızlandırılmalı

- Dünyada mesele nasıl ele alınıyorsa, öyle ele alınmalı

- KAU İşletilmeli

- Gizli Emsal Uygulaması Sorgulanmalı

- Tutanak Süreci Halen Sorunlu

- Rapor Okuma Komisyonları Etkin/İşlevli Hale Gelmeli

3. Yargıya da çok büyük bir Yük düşecek

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar