Çöpteki güneş
Kültür ve/veya doğa hedefli gezerken ilgi alanımıza bağlı olarak algıda seçiçilik ile odaklandığımız objeler kişiden kişiye değişir ve sonuç fotograflarımızda karşımıza çıkar. Benim gezi fotoğraflarımda biyokökenli ürünler, doğa dostu ürünler, enerji santralleri, çöp özneliler (kutu, kova, konteyner, taşıt, depo, tesis), gördüğüm ilkler ve sürdürülebilir yaşamın iz düşümleri olarak arşivime girer. Saydıklarım arasında çöpe dair, atık yönetimine dair olanlar söz konusu ülke için mühim çıktılar verir. Çünkü atık yönetmek her yaştaki yurttaş, üretici ile hizmet sağlayıcının ülkesi ve yerküresi için öncelikli sorumluluğu iken resmi erk ve yerel yönetimlere büyük görev düşer. Çöpün ilk atıldığı kutudan atık ekonomisi zincirinde ilerlemesinde yönetim önemlidir. Çeşitli ebatlardaki konteynerlerin dolması, toplanması verimli olmalı, uzun süreli çöp beklemesiyle koku, akıntı, haşere, pislik ve tehlike yaratılmamalıdır. Ve en önemlisi çöp ilk toplamada ayrıştırılarak toplanmalıdır. Bu konuda yurtdışında en iyi uygulamaları görünce heyecan duyuyor ve özeniyorum. Otel odasında ayrıştırmalı çöp kutusunu üç yıl önce Kanada Yoho Milli Parkı'ndaki otelde görmüştüm. Yeni gezdiğim Avustralya Blue Mountains Milli Parkı Botanik Bahçesi'nde güneş enerjili çöp kompaktörü gördüm. Çöpün boyutunu azaltmak için sıkıştırma sistemi olan bu depoda, diğer deyişle istasyonda gerekli enerji, bataryada depolanmış enerjiyle yani yerinde güneş elektriği ile sağlanıyor. Her biri standart tekerlekli çöp kutusuna göre beş kat arttırılmış kapasiteye sahip, tam otomatik, mikroişlemci kontrollü akıllı çöp istasyonunda gerçek zamanlı durum web tabanlı platform ile mesaj veya e-posta ile bildiriliyor. Çöp zamanında, gereğinde verimli toplanıyor. Öncesinde ayda 28 kez toplama yapılan istasyonda, bu sistemle ayda ortalama 1.6 kere çöp alınıyor. Tavanı güneş paneli ile kaplı istasyonda şişe, kâğıt, metal kutu gibi geri dönüşüme gidecek atıkların ve diğer atıkların toplandığı iki kısım var. "Daha az depolama (gömme), daha az emisyon” hedefi ile atıklar ekonomiye kazandırılıyor.
Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) Dünya Mirası Koruma Alanı olan ve okaliptüs ağaçlarının güzelliği ve görkemi ile bezeli bu parktaki dağlar, adını uzaktan bakıldığında masmavi görülmesinden alıyor. Wollangambe Nehri ile Sidney’e su sağlayan Warragamba Barajı'nı besleyen nehirlerden biri olan Coxs Nehri, Blue Mountains Milli Parkı'ndan geçiyor. Nehirlerin kirlenmesi, biyoçeşitliliğinin etkilenmesi konusunda kaygı var. Avustralya hem mavi hem yeşil hem de kömür karası demek. Yörede kömür ve petrollü şeyl var. Yüzyılı aşkın süredir yeraltı kömür madenciliği yapılan bölgede kömürün endüstrideki yeri mühim. Lider kömür üreticisi ve ihracatcısı olan ülkede doğanın korunması için araştırmalar sürerken sivil toplum, yerel yönetimler ile akademisyenler tetikte.
1872 yılında santrale kömür taşıyan ana trene bağlantı olarak yapılmış tren, bugün dünyanın en beğenilen görünümlerinden birinin ortasında gezginlerin rüya hedeflerinden. Manzara Treni'nin ilk gezginleri yirmili yılların sonunda yorgun doğa yürüyüş grubu olmuş. Ardından finansal potansiyelin farkına varılmasıyla kömür ile insanlar birlikte taşınmış. Santral 1933'te kapanınca, adını bölgede yaygın yetişen Lambertia Formosa bitkisinin ikinci isminden alan Dağ Şeytanı Treni turizme odaklanmış. Bu trende, günümüzün en meşhur sertifikalı ekoturizm destinasyonlarından biri olan Blue Mountains Milli Parkı'nda doğaya baktığınızda, ona kıymamamız gereği belleğimize kazınıyor.
Yakın gelecektekte bizim gündemimizde de kömür ve çöp daha çok olacak. Hazırlıklı olmak gerek. Tren yollarımız da gelişecek. Etrafımızda neye baksak çoğu güneştir. Güneş kökenlidir. Güneşin ışıması ile örneğin kömürdeki, kağıttaki, meyvedeki, kahvemizdeki depolanmış güneş bizimledir. Bu nedenle güneş enerjisi atık yönetimine pek yakışır. Güzelim, biricik ülkemizde UNESCO Dünya Mirası Koruma listesinde 17 varlığımız ile 43 milli parkımız bulunmakta. Keşke hepsinde çöpteki güneşi, güneşle yakalasak. Hazanın sarı-turuncu-kahverengi tonları milli parklarımızın yeşilini donattığında, güneşli atık yönetimi örnek uygulamaları ülkemiz için istihdam ve akçeye dönüşse. Ne harika olur.