Çöl Tilkisi: Rommel’den Mattei’ye Akdeniz havzası buğday jeo-politiği ve Türkiye etkisi
Moody’s derecelendirme kuruluşu önceki hafta Fransa’nın kredi notunu düşürdü. Son dönemde Avrupa’da yükselen marjinal akımların yoğunlaştığı ülkelerden birisi Fransa. Özellikle çiftçilerin tepkileri geçtiğimiz yıl hem yerel Fransız hükümetine hem de Avrupa Birliği’nin genelini temsilen Brüksel’e pek çok konuda geri adım attırdı. Hatta içerde hükümet dayanamadı ve yeni bir kabine kurulmak zorunda kaldı.
Geçen sene yoğun yağışlar Batı Avrupa’da hasadı olumsuz etkiledi. Fransa’nın buğday rekoltesi çok düşük kaldı ve Paris’deki Euronext vadeli işlemler borsasında buğday fiyatları uluslararası rekabet gücünü kaybetti. Fransa geçen yıl AB dışına üçte iki oranında daha az buğday ihraç edebildi. 1980’lerden beri en düşük rekolte ve yüzyılın en düşük ihracatı!
Türkiye’den kota cevabı
Hatırlarsak evvelki yıl Türkiye, oyun kurucu hale gelip durum piyasasına girdiğinde küresel fiyatlar gevşemişti. Türkiye ile İtalya dünya makarna pazarının önemli üreticilerinden. İtalya durum buğdayının iyi bir ithalatçısı. Böyle bir ortamda İtalya ve Fransa buğday jeo-stratejisinde karşı karşıya gelen iki ülke.
Geçtiğimiz yıl Fransız tarımı yalnızca içerde kendi çiftçilerinin tepkisiyle karşılaşmadı. Dışarda Cezayir hükümetinin ihalelerinde Fransız firmaların teklifleri değerlendirilmeye alınmadı. Yüksek Paris fiyatları Cezayir’e iyi bir bahane sağladı. Cezayir, ekseri Karadeniz buğdayına yöneldi.
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nin (FAO) açıkladığı endekslerde geçtiğimiz yıl tahıl grubu gerileme kaydetti. Buğday fiyatları da ton başına Karadeniz çıkışlı (FOB) 200 ABD Doları, Şikago’da ise buşel başına 5,2 ABD Doları’na kadar gevşedi. Yüksek rekolte ve dolu buğday stokları neticesinde yılın ikinci yarısında ülkeler kendi limanlarına teslimatlı (CFR) ton başına 240 ABD Doları’ndan tedarik sağlayabildiler.
Konjonktürden istifade etmek isteyen Mısır’ın maliye bakanı uzun vadeli ve yüksek montanlı alım gerçekleştirmeye kalkınca eli boş döndü. Bunun sonucunda Mısır hükümeti, buğday tedarik yetkisini sivil otoriteden (GASC) alarak askeri kökenli Mostakbal Misr Ajansı’na devretti.
Türkiye ise uluslararası piyasadaki gelişmelere buğday ithalatına kota getirerek karşılık verdi. Ancak önceki senenin durum şartları oluşmadığından ihracatta fiyat makası aleyhte açıldı. Güncel piyasa koşullarında Türkiye’nin durum fiyatı ton başına 350 ABD Doları civarındayken dış pazarlarda 330 dolar seviyelerinde.
Akdeniz havzası, buğday tedarikini ağırlıklı Karadeniz havzasından sağlarken İtalya yeni bir adım attı. Başbakan Giorgia Meloni, Kuzey Afrika ülkelerine yönelik yeni bir “Mattei” planını devreye aldı. Tarım, sağlık ve enerji sektörleri alt-yapı odaklı planın temel yapıtaşları arasında. Yerel hükümetlerle birlikte eğitim alanında çalışıp yerinde üretimi desteklemeye yönelik kısmi “yumuşak güç” kısmi jeo-stratejik nüfuz alanını genişletmeye yönelik bir adım. Bu kapsamda İtalya, Cezayir’e ciddi ölçüde buğday ekimi için teknoloji ve finansman sağlamaya başladı.
Geçtiğimiz hafta içerisinde Cezayir, 36 bin hektar alanda 420 milyon ABD Doları tutarında tahıl ekimi ihalesini İtalyan Bonifiche Ferraresi (Bf Spa) şirketine verdi. Kasım ayında 3 bin hektar alanında “Mattei Planı”nın ilk projeleri başlatıldı. Bf Spa ve Cezayir Ulusal Yatırım Fonu (Fni) yüksek teknoloji kullanarak durum buğdayı ekimine geçti. Alan, kısa sürede 10 bin hektara çıkarılarak hububat rekoltesi arttırılacak. “Mattei Planı”nın en büyük handikapları fizibilitesi ile ilgili soru işaretleri ve AB müktesebatına nasıl uyumlanacağı.
Cezayir’in buğday üretiminde kendine yeter hale gelmesi İtalya ve Fransa’nın arasını açmış durumda. Aynı zamanda İtalya, durum buğdayında kendi arz güvenliğini pekiştirerek Paris buğdayına bağımlılığını da azaltıyor. Çin dahil önemli buğday ithalatçısı ülkelerin kendine yeterlik yatırımları ve Endonezya, Mısır gibi pazarlarda ekonomik gelişmeler nedeniyle küresel buğday ticaret hacmi daralma riski taşıyor. Fiyatlar da baskı altında.
ABD-Fransız rekabeti
Türkiye’nin önde gelen stratejisti ve eski milli tenisçi Işık Ökte ile sık sık incelediğimiz üzere II. Dünya Savaşı’nda Alman tank generali Erwin Rommel’in Kuzey Afrika’daki manevraları kendisine “Çöl Tilkisi” unvanını kazandırmıştı.
Devreye ABD girene kadar Fransa ciddi kayıplar verip esir düşmüştü. Rommel’in amacı Kuzey Afrika’daki kaynaklara erişimi güçlendirmekti. Savaşın ardından bu sefer İtalya dönemin enerji devi ENI’nin kurucusu Enrico Mattei’nin planıyla bölgede enerji arz güvenliğini diplomasi yolu ile tesis etmeye çalışmıştı. Bugünse benzer bir manevra “Mattei” ismiyle buğday üzerinden aynı mevzilerde cereyan ediyor. Ancak bu sefer ABD devreye gireceğe benzemiyor.
Hatta aksine İtalyan Başbakanı Meloni’nin Brüksel’den ayrışan müstakil politikaları Trump’ın eline oynar nitelikte. Amerikan buğdayı halihazırda bölgede Fransız buğdayı ile rekabet halinde ve Trump’ın Amerikan tarım ürünlerini küresel pazarlara sürmeye çalıştığı malum. 2032 Avrupa Futbol Şampiyonası’na Türkiye ile birlikte ortaklaşa ev sahipliği yapacak İtalyan başbakanının seçimlerden sonra soluğu Ankara’da aldığını da unutmayalım!