Çökmüş bir anlayışa teslim olmak!
Küresel krize çözüm amacı ile devreye giren ekonomik paketleri ve finansal piyasaların bunlara yönelik tepkilerini gördükçe belirsizlik artıyor. Ekonomide oluşmuş yapısal sorun ve büyük dengesizlikleri görmezden gelerek, kısa vadede finansal piyasaları memnun edecek eğilim ve beklentilerle günü kurtarmaya çalışanlar sahneyi kimseye bırakmıyor. Kemal Derviş'in çöktüğünü itiraf ettiği ideolojisinin taraftarları yenilgiyi kabul etmektense Dünya'yı cehenneme çevirmeye kararlı görünüyor. Herhalde ABD Başkanı'nın en çok taktir ettiği ekonomist Paul Kurgman da çok üzgündür; krizin eşitlikçi politikalar lehine büyük bir değişim ve yeni bir düzen yaratacağını umarken, demokratların çökmüş bir anlayışa teslim oluşunu görmek ve bunu sindirmek kolay olmayacak!..
Gelişmeler karşısında ünlü yabancı ekonomistlerin 2001 krizi sonrasında ülkemizde yaptığı konuşma ve tavsiyeleri anımsıyoruz: Tüm yapısal sorunların çözümü, enflasyonun aşağı çekilmesi ve sürdürülebilir ekonomik büyümenin tesisi eşanlı olmak zorunda imiş. Önce mali sektör veya enflasyon deme lüksü yok imiş; herhangi birine öncelik tanıyıp diğerlerini ihmal etmek kaynak ve zaman israfı yanı sıra sorunları iyice ağırlaştırırmış. Bunları hatırlayınca bir ülkemizde 2000'li yıllarda uygulanan IMF destekli uygulamalara, bir de bugün gelişmiş ekonomilerin yapmaya çalıştıklarına bakıyoruz ve umutlu olamıyoruz. Finans kesimi çalışmadan toparlanma kalıcı olmaz diyen çökmüş zihniyetin temsilcileri baskın çıkıyor, bataklıkta çırpınmaya devam ediliyor, bugünkü büyük çaresizliğe nasıl düşüldüğü gerçeği silinmeye çalışılıyor.
Finans kesiminin çalışması için ortaya çıkacak devasa maliyeti kimler nasıl ödeyecek? Her zamanki gibi yeni vergiler veya enflasyon şeklinde geniş kesimlere fatura edilecek ise ekonomideki daralma, artan işsizlik ve kredi bataklarındaki büyüme nasıl önlenecek? Ağırlaşmış sorunların gelecek üzerindeki ipoteği nasıl çözülecek? Toplam faaliyet gelirlerindeki olumsuz rekabet koşullarına bağlı gerileme nasıl önlenecek? Toplam talebi daraltan gelir dağılımı bozukluğu nasıl düzeltilecek? Bu ve benzeri sorularla konuya orta vadeli bir açıdan bakmaya çalıştığımızda umutlu olamıyoruz... Geniş kesimlerin değişim umudu ile ay vererek iş başına getirdiği yetkililer biraz sıkıştırılınca çökmüş bir zihniyeti temsil etse de güçlü azınlığa teslim olmayı ve kendisini destekleyen geniş kesimleri hayal kırıklığına uğratmak dışında seçenek üretemiyorlar. Zehirli menkul kıymetler konusunda yaşananlar bu açıdan ilginç bir örnek oluşturuyor: Obama ve Hazine sekreteri zoru görünce mücadele etmek yerine güçlülere teslim olmayı ve kendilerini destekleyenlere masal anlatmayı tercih ediyor. Yine sormak gerekiyor zora girince pusulayı şaşırıp daha önceki söylemleri unutanlar, küresel çözümü sağlama konusunda herhangi bir mesafe katedebilir mi?..
Sorunlu kredi ve menkul kıymetlerin ABD bankalarının mali yapısını düzeltecek şekilde kurulacak fon tarafından satın alınması yoklaşımı finansal piyasaları iyice şuursuzlaştırdı; geçen hafta Federal Reserve'nin 1 trilyon dolarlık tahvil alım kararı ile birlikte hisse senetlerinde ki ortalama yükseliş yüzde 20'yi buldu. Bu yaklaşımlar tüm sorunları çözecek nitelikte olduğu için değil, kısa vadede varlık değerlerini yükselterek bilançoları rahatlatsın diye alındı. Ekonomideki büyük dengesizlik ve yapısal sorunlar görmezden gelindi. Fakat küresel ticaret hacminin daraldığı, işsizliğin arttığı, sorunlu krediler hızla artarken genel finansman açığının büyüdüğü bir ortamda yaratılan rahatlama kalıcı olamaz. Finansal piyasalar toparlanınca ekonomideki olumsuzluklar düzelmez; aksi doğru olsa idi mevcut sorunları hiç yaşamamış olmamız gerekiyordu.