Çok tehlikeli inatlaşmalar!
Geride bıraktığımız hafta genelinde küresel piyasalar olabildiğince sakin kalmaya çalıştı, ulusal pazarlar da bu durumdan yararlanmaya çalıştı. Bu sonuçta korku ile izlenen ve olması gerektiği gibi fiyatlanmayan ABD merkezli gelişmeler etkili oldu.
Ocak ayı itibarı ile ABD Tüketici Fiyatlarındaki yıllık artış son beş yılın en yüksek düzeyine ulaşarak yüzde 2,5 oranına sıçradı; çekirdek enflasyon olarak bilinen, enerji ve gıda dışındaki tüketici fiyat artışları ise yıllık yüzde 2,3 düzeyine tırmandı. Federal Reserve yetkilileri ise bu durumu ve ilgili diğer eğilimleri dikkate alarak şahince açıklamalar yaptı; bu sene genelinde üç veya daha fazla çeyrek puanlık faiz artırımı olasılığı güçlendi. Bazı piyasa yapıcıları, gelişmelerin kontrolden çıkmasını önlemek adına 10 yıl vadeli Devlet Tahvili getirilerinin yüzde 2,5 düzeyinin altında kalması için olağandışı çaba harcamak zorunda kaldı; kalıcı olması mümkün olmayan bu son hamle piyasaların nispeten sakin kalabilmesinde belirleyici oldu.
Yukarıda özetlemeye çalıştığımız gelişmeler, Trump Yönetimi- Merkez bankası ve finansal piyasalar arasındaki ilişkilerin gerginleştiğine ve ileride ciddi sıkıntılar yaratabilecek inatlaşmaların belirginleştiğine işaret ediyor. Bu tablo küresel ölçekte riskten kaçınma eğilimini güçlendirecek ve yıkıcı kırılganlıklar yaratabilecek tehlikeleri bünyesinde barındırıyor!
Yeni ABD Yönetimi korumacı söylem ve tasarımlarından vazgeçmiyor. Bunları hayata geçirebilmek adına finansal kesimi zorluyor; küresel kriz sonrasında devreye giren ve risk alımını sınırlayan düzenlemeleri kaldırmaya, ülke dışındaki 2 trilyon dolarlık sermayeyi geri dönmeye ikna etmenin yollarını arıyor. Bu niyetlerin değişmemesi durumunda, enflasyon artmaya devam edecek ve fiyat istikrarından sorumlu olan Merkez Bankası da faizleri varsayılandan çok seri bir şekilde yükseltmek durumunda kalacak. Bu gidişe ayak uydurması mümkün olmayan finansal yapı direnemeyecek ve güçlenmesi önlenemeyen riskten kaçınma eğilimi nedeniyle çok yıpranacak!
Hem para politikasının gevşek ve faiz verim eğrisinin pozitif olduğu, hem de özel sektör riskinden panik kaçışların bulunmadığı dönemlerde, 10 yıl vadeli Devlet Tahvili getiri oranlarının fiili yıllık enflasyonun altında kalması çok ender rastlanabilecek bir durumdur ve hayra alamet değildir! Bir önceki gerçekleşme küresel kriz öncesinde 2006 yılında yaşanmıştı ve sonrası herkesi fazlası ile üzmüştü!
Söz konusu dönemde ABD Merkez Bankası ile finansal piyasalar arasında giderek ciddileşen bir inatlaşma yaşanmıştı. ABD para otoritesi hem yükselen enflasyon konusunda tepkisel nitelikte de olsa bir şeyler yapmak ve hem de özellikle risk alma konusundaki hesapsızlıkları sınırlamak için harekete geçmişti; öncelikle uzun vadeli faizlerin kısmen de olsa yükselmeye başlamasının hedefine ulaşmasına yardım edeceğini düşünüyordu. Fakat finansal piyasalar uyarılara cevap vermemiş, aşırılıkları zorlayarak risk almaya devam etti ve uzun vadeli faizleri geriletmeyi sürdürerek para otoritesi ile inatlaşmaktan geri adım atmamıştı. 2006 yılı Mayıs ayındaki son çeyrek adımlık hamle ile faizlerin yüzde 5,25 yükselmesi ile beraber öncü sarsıntılar başlayınca para otoritesi geri adım atmak zorunda kalmıştı.
Bu kez durum daha farklı ve yaşanmış deneyimler nedeniyle süreç çok daha seri akışlar sergileyebilir; ayrıca para otoritesinin nispeten etkisiz ve Yeni ABD Yönetimi ve finansal piyasalar arasında aracı konumunda olduğunu hesaba katmak gerekiyor. Eğer siyasiler geri adım atmaz ise, mevcut durumu korumak kısa vadeden ötesi için olanaksız olabilir! Önceki küresel krizi bile mumla aratacak gelişmeler yaşanabilir ve süratle tüm ekonomileri yıkıcı olabilecek şekilde sarsabilir!
Bu yazıda kısmen özetlemeye çalıştığımız tehlike nedeniyle, tedbirli olmaya çalışmak daha isabetli olabilir. Geride bıraktığımız hafta genelinde endişe verici fiyat hareketleri yaşanmadı ise, bu 10 yıl vadeli ABD Devlet Tahvili faizlerindeki yapay gerileme sayesinde mümkün olabildi; çaresizliğin itirafı anlamındaki kırmızı alarm sinyalinin, olumlu bir şeymiş gibi pazarlanması sayesinde gerçekleşebildi!