Çocuklarımızı geleceğe hazırlamak
Bu hafta size Urfa'nın kenar mahallesinde çocuklar için açılan bir eğitim parkından bahsedeceğim. Libya'da kan gövdeyi götürürken, ülkemizde seçime gidilirken çocuk parklarının sırası mı demeyin! Bazen mütevazi görünen gelişmelerin uzun vadede toplumsal gelişmeyi belirleme gücü, güncel önemi yüksek olaylardan daha fazla olabiliyor.
Son yıllarda Anadolu kentlerine seyahat edenlerin hepsinin gözlediği gerçekler var. Örneğin bir gerçek , hemen her kentte geçmişin perişanlığının, bakımsızlığının artık gitmiş olması. İktisadi refah artışı yeni, modern mahallelerin kurulması; geniş caddelerin açılması; buraları büyük mağazaların süslemesiyle her yerde hissediliyor. İkinci bir gerçekse, bu kentlere dönük ciddi nüfus hareketliliğin olması. Hemen her kentin kenarında kırdan gelip zor koşullar altında buralarda yaşama tutunmaya çalışan insanlar var. Daha önceki dönemlerde göç İstanbul, Ankara, İzmir'e, Adana'ya yönelirdi. Şimdi sanayi ve hizmet üretimi ülke sathına yayıldıkça, her kent göç alır hale geldi.
Kırdan gelen insanlar kentli olmak, çocuklarını kentli olarak yetiştirmek istiyorlar. Ancak buna ne donanımları, ne de gelirleri elveriyor. Zor geçim koşullarına yenik düşüyor; başka şartlar altında parlak gelecekleri olabilecek birçok çocuk okumaya devam edemiyor, kendini geliştiremiyor, yarı kentli-yarı köylü bir yaşama mahkum oluyor. Bu sorunun giderilmesi için toplumsal seferberlik gerekiyor. Herkesin kendi imkanları dahilinde katkı yapması lazım.
Rahmetli Sevgi-Erdoğan Gönül çifti Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı'na kendi adlarına bir eğitim parkı yapılmasını vasiyet etmişler. İlk düşündükleri İstanbul'da bir yermiş, fakat Vakıf bu projenin gerçekleşmesi için yerel yönetimlerle gereken işbirliği zeminini oluşturmakta güçlüklerle karşılaşınca, projeyi Urfa'ya kaydırmaya karar vermiş. Vali Nuri Okutan ve Belediye Başkanı Eşref Fakıbaba'nın sıcak ilgisi ile proje kısa sürede tamamlanmış.
Eğitim Parkı ilköğretim çağındaki çocukların okul dışı zamanda kendilerini geliştirmeleri için muhtelif olanaklar sunuyor. Kimi resim yapıyor, kimi legolarla bir şeyler yaratmaya çalışıyor, kimi bilgisayarla ufkunu genişletiyor, kimi icat peşine düşüyor. Kitap okuyanlar var, spor yapanlar var. Tesis az sayıda profesyonel yönetici, çok sayıda üniversite öğrencisi ağabey ve ablanın gönüllü katkılarıyla yürüyor. Sonucu, kızını basketbol oynarken seyrederken bir babanın,Vakfın yönetim kurulu üyesi kadın profesöre yaptığı değerlendirme pek güzel anlatıyor: Kızım buraya gelmeye başladıktan sonra okuldaki derslerinde de başarısı arttı, daha sağlıklı ve sağlam oldu, Türkçesi de çok düzeldi. Eğitim parkında görevli arkadaşların hemen hepsi çocukların özgüvenlerinin arttığından söz etti. Resim yapan bir öğrenci Vali Bey'e, "Bana adresini ver de, sana da bir resim yapıp getireyim," diyerek sempatik bir özgüven örneği vermiş.
Bu tür faaliyetin uzun vadeli sonuçlarının güncel olaylardan daha önemli olabileceği konusunda bilmem sizi ikna edebildim mi? Belki mesleki bir zaafım ama, bana çocuklarımızı geleceğe hazırlamaktan önemli bir şey yok gibi geliyor.