Çocuklar ve gençler için…
İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV), kültür politikaları çalışmaları kapsamında 2011’den bu yana yayımladığı raporlara bir yenisini ekleyerek bu kez sanatın kişisel gelişim üzerinde oynayabileceği güçlü rolü mercek altına aldığı çalışmayı, geçtiğimiz günlerde yayınlandı. Türk Eğitim Vakfı (TEV) ise, Türkiye Barolar Birliği ile kısa bir süre önce “Hukukçunun Eğitimi, Toplumun Geleceği” projesini hayat geçirdi. Bu önemli çalışmalardan kısaca söz etmek istiyorum…
İKSV’nin raporunda, çocukların ve gençlerin en erken yaşlardan itibaren sanatla büyümesinin yaratacağı olumlu etkileri gündeme taşımak hedefleniyor. Boğaziçi Üniversitesi Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Feyza Çorapçı tarafından hazırlanan rapor, aile ve okul hayatı dışında kalan serbest zamanlarda sanat etkinliklerine katılmanın çocuklar ve gençler (0-17 yaş) üzerindeki etkilerini gelişimsel bir bakış açısıyla ele alıyor. Raporda özetle şunlara yer veriliyor:
Türkiye’de sanat derslerinin okul müfredatında sınırlı yer tutması nedeniyle, özellikle dezavantajlı ailelerin çocukları nitelikli sanat deneyimlerinden mahrum kalıyor. Diğer taraftan, çocukların ve gençlerin okul sonrasındaki zamanlarını nasıl değerlendirdiğine ilişkin araştırmalar, sanatsal faaliyetlere katılım oranlarının oldukça düşük olduğuna işaret ediyor. Çocuklar ve gençler zaten kısıtlı olan boş zamanlarını, çoğunlukla ev ödevi yapmak, TV izlemek gibi etkinliklerle geçiriyor. Oysaki son 20 yıldır yapılan araştırmalar, özellikle dezavantajlı ailelerdeki çocukların sanat temelli programlara katıldığında okulu terk etme oranının beş kat azaldığını, üniversiteden mezun olma şanslarının iki kat arttığını gösteriyor. Bu olumlu sonuçların ardında, sanat atölyelerinin/programlarının çocukların öğrenme motivasyonunu yükseltmesi, onları olumlu rol modelleri ile buluşturması gibi mekanizmalar yatıyor.
Rapor, sanatla uğraşmanın sorgulama, araştırma, hayal gücünü kullanma, yaratıcı ve eleştirel düşünebilme, kendini ifade etme, empati kurma gibi becerileri kazandırma potansiyeline işaret ediyor.
Çalışmanın ilk bölümü, sanatın çocuk gelişimi üzerindeki rolüne odaklanıyor. Akademik araştırmalar derlenerek kültür-sanata ilgi tohumlarının atıldığı erken çocukluk döneminde müzik, dans, drama, resim gibi farklı sanat disiplinlerinin çocukların dil ve dikkat becerilerine, akranlarıyla olan sosyal ilişkilerine olan katkısı ele alınıyor. Sonrasında orta çocukluk ve ergenlik döneminde okul sonrası sanat atölyelerine katılımın hangi gelişim alanlarını olumlu yönde desteklediği inceleniyor.
Rapor, yerel, ulusal ve uluslararası düzeyde uzun soluklu işbirliklerinin geliştirilmesine, her çocuğun boş zamanlarında sanat programlarına erişim ve katılım imkânlarının artırılmasına, çocuklara yönelik programların nicelik ve niteliğinin iyileştirilmesine ve mekân tasarımlarında farklı ihtiyaçların göz önünde bulundurulmasına yönelik öneriler sunuyor. Buna göre:
Yerel yönetimlerde belediyelerin çocuk ve gençlere yönelik kültürel ve sanatsal programlarının niteliğini artırmasını sağlamak, farklı yaş gruplarının gelişimsel ihtiyaçlarına yönelik atölyeler tasarlamaya teşvik etmek, bu atölyelere erişim ve katılımın artırılması için yöntemler ve stratejiler geliştirmek hedefleniyor.
Kültür kurumlarında ise çocukları ve gençleri dahil edebilecekleri programları tasarlarken raporda bahsedilen ilkeleri göz önünde bulundurmaları, farklı yaş gruplarından çocuk ve gençlere yönelik etkinlikler geliştirmeleri ve mekânlarını çocuk dostu hale getirmeleri hedefleniyor.
Aileler/bakımverenler için hedef, çocukların gelişimsel süreçlerinde sanatın rolü hakkında bilgi edinmelerini sağlamak, okul başarısı/devamlılık, stres-kaygı ile sanat arasındaki ilişkiyi vurgulamak ve sanat atölyelerine katılımı teşvik etmek…
“Hukukçunun Eğitimi Toplumun Geleceği”
Türk Eğitim Vakfı (TEV) ise Türkiye Barolar Birliği ile birlikte kısa bir süre önce “Hukukçunun Eğitimi, Toplumun Geleceği” projesini hayat geçirdi. Cumhuriyet hukukunu koruyacak, öğretecek ve geliştirecek geleceğin hukukçuları olan Türkiye’nin geleceği bu öğrencilere yönelik çalışma ile ilgili TEV Yönetim Kurulu Başkanı Rona Yırcalı bir mektup gönderdi. Yırcalı, özetle şöyle diyor:
“Bu projemiz ile lisans düzeyinde hukuk eğitimi gören, başarılı öğrencilere katkı sunmayı hedeflemekteyiz. İlk etapta Türkiye’nin her ilinden maddi desteğe ihtiyaç duyan en az bir hukuk öğrencisine burs vermeyi amaçlıyoruz. Bununla birlikte, her bağışın hangi ilden yapıldığına dair veriler bağışçılar tarafından hukukcununegitimi.com internet sitesi üzerinden sisteme tanıtılmaktadır. Böylece hangi ilimizin kaç hukuk öğrencisine destek olacağını, şehirlerimizin iyilikte nasıl yarışacaklarını yakinen takip edebileceğiz.
Gelecek vaat eden hukuk fakültesi öğrencilerinin toplumumuza, adalet sistemimize kazandırılması için bir seferberlik ruhuyla hayata geçirdiğimiz projemizin birey veya kurum fark etmeksizin, toplumumuzun her kesiminden aynı ilham ve heyecanla destek görmesi, bu yolda büyük önem arz etmektedir. Az veya çok demeden yapılan tüm bağışlar sadece geleceğin hukukçuları için değil, aynı zamanda hukuk temelleri üzerinde yükselen daha aydınlık bir ülkenin parlak geleceği için yakılmış bir kıvılcım niteliğinde olacaktır.”
Yarının büyükleri için yapmamız gereken çok şey var… Bu yöndeki çalışmaları araştırıp inceleyelim, destekleyelim diye düşünüyorum…