Cirque du Soleil
Geçtiğimiz cumartesi günü, bir kaç gün önce doğum gününü kutlayan kızımla birlikte ailece biletini bir buçuk ay öncesinden aldığımız bir gösterideydik. Bu gösteri, bir hafta arayla doğduğumuz için her ikimizin de doğum günü hediyesiydi. Evet, başlıkta da görebileceğiniz gibi, 19 Şubat'ta Abdi İpekçi Arena'da Cirque du Soleil (CDS) Saltimbanco gösterisini izledik. Belki hatırlarsınız; CDS'nin günümüzün pazarlama anlayışı açısından önemine daha önce bir kaç yazıda değinmiştim. Ama esas konuya geçmeden önce bir kaç kelimeyle gösteriden söz edeyim... Gerçekten mükemmel bir gösteriydi. Çok renkli, heyecanlı, canlı, eğenceli, komik, şaşırtıcı... Net iki saat boyunca insanı bu dünyadan kopartıp bir masal dünyasına götürüyor. Canlı bir gösteri sahnesinin sinemasal bir görsellik ve görsel derinliğe bu kadar yaklaşabildiğine ilk kez şahit oldum...
Sözü fazla uzatmayayım; Cirque du Soleil, bu köşeyi izleyenlerin yakından tanıdığı "Mavi okyanus" yaratma kavramının en tipik örneklerinden biri. O kadar tipik bir örnek ki "Mavi Okyanus Stratejisi"nin yaratıcıları Chan Kim ve Renee Mauborgne, Mavi Okyanus kitabının ilk bölümünün ilk satırlarına "Bir zamanlar akordeon çalan, sırık üstünde yürüyen ve ateş yutan Guy Laliberte, şimdi Kanada'nın en büyük kültürel ihracatçılarından biri olan Cirque du Soleil'in CEO'sudur." diye başlıyorlar.
1984'te bir grup sokak oyuncusu tarafından kurulan Cirque du Soleil, yani "Güneş Sirki" neredeyse ölmeye yüz tutan sirk eğlencesi kavramını yeniden tanımlayarak kendine rekabet edilemez bir alan yaratmayı başarmış bir şirket... 4 bin kişiyi istihdam ediyor, yıllık cirosu 800 milyon dolara ulaşıyor ve gösterilerini şimdiye kadar 50 milyonun üzerinde kişi seyretti. Gazete haberlerine bakılırsa şirketin piyasa değeri de 3 milyar dolara ulaşıyor. CDS'nin yaptığı şeyin ne olduğunu Kim ve Mauborgne'den dinleyelim isterseniz:
""Cirque du Soleil, sirk endüstrisinin en iyi uygulama kuralını yıktı ve endüstirinin mevcut sınırları boyunca öğeleri yeniden yapılandırarak farklılaştırma ve düşük maliyeti elde etmeyi başardı. O halde Cirque du Soleil tüm ortadan kaldırılanlarla, azaltılanlarla, yükseltilenlerle ve yaratılanlarla gerçekten bir sirk midir? Yoksa bir tiyatro mudur? Eğer tiyatroysa, ne tarz bir tiyatrodur. Broadway şovu mu, opera mı, yoksa bale midir? Bu belli değildir. Cirque du Soleil, bu alternatifler çerçevesinde öğeleri yeniden yapılandırdı ve sonuç olarak aynı anda bir parça hepsi ve bütününe bakılınca hiçbirisi oldu. Yeni çekişmesiz pazar alanının oluşturduğu ve henüz endüstri adı konusunda karar verilmemiş bir mavi okyanus yarattı.."
Kim ve Mauborgne bir mavi okyanus yaratmak için gereken temel kavramın "değer yenileme" olduğunu söylüyor. Değer yenileme kısaca br şirketin hem maliyet yapısını, hem de alıcılara sunduğu değeri olumlu yönde ve anlamlı biçimde değiştirmesi anlamına geliyor. Bunu yapmak için de endüstrinin yoğun rekabetine konu olan faktörleri ortadan kaldırarak ve azaltarak maliyet düşürülüyor. Endüstri tarafından hiç sunulmayan öğeler ise artırılarak ve yaratılarak alıcı değerinin yükseltilmesi hedefleniyor. Mavi Okyanus Stratejisi'nde bu, "Dört eylem çerçevesi" olarak adlandırılıyor; azalt, yok et, yarat, yükselt. İşte bu çerçevede CDS'nin başarısının ardında -tabii ki mavi okyanus stratejisi kavramının ortaya atılmasından yıllar önce- bu formülü başarıyla uygulayabilmesi yatıyor.
CDS, geleneksek sirk konseptinin içinden yıldız oyuncuları ve hayvan gösterilerini yok ediyor, heyecan ve tehlike ile eğlence ve komikliğin dozunu da biraz azaltıyor. Buna karşılık eşsiz bir gösteri sahnesi özelliğini yükseltirken, bir konu çevresinde dönen gösteri kavramını, zevkli çevreyi, çok yönlü prodüksiyonları ve artistik müzikle dansı yaratıyor. Bunun sonucunda da geçen cumartesi günü seyrettiğimiz olağanüstü gösteriler ortaya çıkıyor.
Ne demek istediğimi anlatmak için örnek vereyim. Benim çocukluğumdan beri İstanbul'a gelen ve hayvanlarla çeşitli gösteriler sunan -adını vermeyeyim- tam anlamıyla geleneksel bir sirkin biletlerinin 25-35 liradan satılmasına karşılık, Cirque du Soleil biletleri Akbank'nı sponsorluğuyla bir miktar sübvanse edilmesine rağmen 50-150 lira arasında bir fiyatla satıldı ve ek gösteriler konmasına rağmen kapalı gişe oynuyor. Yunuslar dahil olmak üzere içinde bir hayvanın bulunduğu her türlü gösteriye karşı olduğumu ve böyla gösterilere asla gitmediğimi de belirterek aradaki fiyat ve talep farkının CDS'nin yarattığı "mavi okyanus"tan kaynaklandığını söyleyeyim.
Eğer Cirque du Soleil gösterisine gidecek olanlar varsa bir uyarı; aman içeride paranızı kaptırmayın. Patlamış mısır 10 lira, plastik gözlükler 20 lira. Yani 10 kuruşluk mısır patlağıyla değeri bir kaç lirayı geçmeyen plastik gözlüklerin fiyatı, 50'si sahnede olmak üzere toplam 100 kişilik ekibin sunduğu iki saatlik gösterinin fiyatının yüzde 10'u, yüzde 20'si düzeyinde.
Kim ve Mauborgne, öldüresiye rekabetin olduğu ve karların minimum düzeylere düştüğü pazarları "kanlı rekabet" benzetmesiyle "kızıl okyanus" olarak nitelendiriyorlar. CDS gibi şirketlerin yarattığı ve yeni bir rakibin kolay kolay adım atamadığı pazarlara ise "mavi okyanus" diyorlar. Bu iki tanıma da girmeyen ve Abdi İpekçi Arena'da 10 liraya mısır patlağı, 20 liraya plastik gözlük satan pazarlama anlayışına da herhalde "Karanlık okyanus stratejisi" demek gerekiyor. Hani "karanlık okyanusun ortasında, tek başına yakaladım seni" gibi...