Çıplak tarifede elektrik kaçağı!
Elektrik enerjisinde tarife işi karışık. Teknik deyimiyle "giydirilmişi" vardı; abone eline aldığı faturada sadece tüketim üzerinden alınan vergileri bir de "ödenecek tutarı" görürdü.1 Ocak 2011 tarihinden beri dağıtım şirketleri abonelerine artık "çıplak" fatura gönderiyor ki içinde yok yok!
Şirketler faturalarda içerik değişikliğini kendiliklerinden tercih etmiş değiller; Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (EPDK'nın kararlarını yerine getiriyorlar. "Şeffaflık" amacıyla yapıldığı söylenen bu düzenlemenin bir faydası var; aboneler kullandıkları elektrik enerjisiyle nasıl "çarpıldıklarını" anlayabiliyorlar!
Faturalarını inceleyenler "birim fiyat" bölümünde sıralanan kalemleri bilirler. İlk sırada "K.K. Bedeli" kısaltmasıyla kayıp-kaçak elektrik için ödenen para yazılıdır. Konumuz da bu.
"K.K Bedeli"nin altında, KDV ile birlikte sekiz "yükleme" kalemi daha sıralanır. Bu "yüklemeler" arasında özellikle dikkati çeken üç kalem bazı dağıtım hizmetlerinde "mükerrer fiyatlandırma" şüphesi uyandırıyor, hem de kuvvetle…
Kod PSH
Yani, "Perakende Satış Hizmeti"nin kısaltması.Bu kod altında iki farklı bedel tahakkuk ettiriliyor. İlki "Perakende Satış Hizmet Bedeli." Tarifi şöyle: "Dağıtım şirketinin sayaç okuma, fatura dağıtımı, sözleşme yapımı v.s. hizmetlerine karşılık toplam kWh tüketiminin PSH bedeli birim fiyatı ile çarpılması sonucu bulunan bedel."
İkincisi "PSH Sayaç Okuma Bedeli." Bunun tarifi de şöyle: Dağıtım şirketinin sayaç okuma hizmetine karşılık toplam kWh tüketiminin PSH bedeli birim fiyatı ile çarpılması sonucu bulunan bedel."
Elektrik dağıtım şirketlerinin sorumluluk bölgelerinde abonelerine verdikleri hizmetler için, elbet makul düzeyde olmak kayıt ve şartıyla, bir "bedel" istemeleri ve almaları, özelleştirmenin şanındandır! Bunu biliyoruz. Ama bu tariflere bakıldığında PSH kodlu iki farklı "bedelde" bir gariplik var.
Kamuoyunda tıpkı kayıp-kaçak bedeli gibi eleştiri ve tepki çeken "sayaç okuma bedeli" faturalara iki kez yükleniyor; biri "Perakende Satış Hizmet Bedeli" adı altında, ikincisi "PSH Sayaç Okuma Bedeli" adı altında. Faturalar incelenirse görülecek.
KKB hukuksuz!
Her kesimden aboneler dağıtım şirketlerinin elektrik faturalarına EPDK'nın kararına dayanarak yükledikleri kayıp kaçak bedelini "çıplak tarife" sayesinde öğrendiler. Bu iyi haber.
Kötü haber şu: İletim-dağıtım kaynaklı "teknik kayıpları" bir ölçüde anlamak mümkün. Ama konutunda, ticarethanesinde, sanayi tesisinde elektrik enerjisini "kaçak" kullanarak beş para ödemeyen abone türünün "ahlâksızlığını" borcunu aksatmadan ödeyen tüm abonelerin sırtına vurmayı anlamak asla mümkün değil!
Nitekim, bu sorun "açığa" çıktığı andan itibaren sanayiciler dahil tüm abone kesimlerinde başlayan sorgulama ve tepkilerin sebebi, uygulamanın maddi ve ahlâki mantığındaki ağır sakatlıktır. Böyle bir düzenlemenin kamu enerji otoritesi tarafından gerekli ve uygun bulunması da sakatlığın ağırlığını artıran bir etken sayılmalıdır.
Türkiye'de "zıvanası gevşek" özelleştirmeler enerji sektörünü dağınık ve zor yönetilir; hattâ yer yer yönetilemez bir yapıya dönüştürdü. Bu zaman itibarı ve yetkili makamların ifadesiyle her 100 birim kullanılabilir elektrik enerjisinin "en az" 17 birimi "kaçak" kullanılıyor ve bu oran OECD veya AB değerlerinin en az 7 puan üstündeyse, kamu otoritesi ve dağıtım sektörü sorunu, dürüst abonelerin "cebine" yükleyerek geçiştiremez.
Kamu otoritesi, sorunun "çözümünü" de dürüst abonelere bırakamaz. Aboneler tek tek yargıya başvurmak zorunda bırakılmamalı. Sorun, hükümet ve enerji kamu otoritesi düzeylerinde temel ve genel bir çözüme kavuşturulmalı. "KK Bedeli" faturalardan çıkarılmalı. Tabii, çifte "sayaç okuma" da unutulmamalı!