Çipin merkezi Tayvan 2024’te otomotive cevap verebilecek mi?
Dijitalleşme ve sürdürülebilir mobilite talepleri, yarı iletkenlerin üretimi, 2024 yılında da global güç dengelerinde en çok tartışılan konular arasında yer alacak.
Çiplerin kullanım alanı, akıllı telefonlar dahil, çeşitli iletişim cihazlarında, telefonlarda, bilgisayarlarda, akıllı otomobillerde, oyun konsolları, güneş enerji sistemleri ve akıllı ev cihazlarının yanı sıra savunma sanayi, uzay ve havacılık için üretilen birçok üründe de artarak devam edecek.
Yarı iletken üretimi ileri teknoloji gerektiriyor, aynı zamanda maliyetli
Silikon çiplerin yapımı maliyetli ve zahmetlidir. Tek kristalden büyütülmüş ultra saf silikon külçesi, bir elmas kesici, levhayı ince levhalar halinde dilimledikten sonra, bir makine her levhanın üzerine küçük devreler kazımak için ışıkla, yüzlerce mikroişlemci ve milyarlarca devre içerecek şekilde yapılıyor.
Verimlilik açısından 1970’lerde ABD’de %10, maksimum %50, 1980’lerde Japonya’da %60,Tayvan’da ise %80’e ulaştığını görüyoruz. Tayvan’da zaman içinde gelişen teknoloji ile tek bir mikroişlemciye 100 milyar devre veya milimetre kare başına 100 milyondan fazla devre kazıyabilir hale geldi.
Tayvan’ın yarı iletken sektöründe yükselişi
1970’lerin sonunda ihracatını zorlayan petrol krizinin ardından yeni bir ulusal endüstri arayışında olan Tayvan için silikon önemli bir adımdı. Tayvan’ın en iyi elektrik mühendislerine sahip Endüstriyel Teknoloji Araştırma Enstitüsü, adanın ekonomisinin yeniden şekillendirilmesinde çok büyük bir rol oynadı ve Tayvan hükümeti 1987’de dünyanın en büyük çip fabrikası olacak firmaya başlangıç sermayesi koydu.
Küçük bir şehir olan Hsinchu’da başlayan ve en büyük çip üreticisi olan firmanın fabrikasının olduğu küresel bir elektronik merkezde, o dönem dünyanın önde gelen yarı iletken firmalarının kendi ülkelerindeki tesislerinde de üretim yapılıyordu. Gelişen teknoloji ve karmaşık yapılara bürünen çip üretimi, maliyetleri de yukarıya getirince 1987’de farklı iş birliği ve çalışma modelleri, dünyadaki birçok üreticiyi bu bölgede iş yapmaya yönlendirdi.
AR-GE faaliyetlerine yönelen büyük şirketler, fason üretimlerini de lisanslı olarak bu alanlarda yaptırdı. Bu eğilim, 1990’da küresel pazar payının kabaca yüzde 40’ına ve 2020’de yüzde 12’sine sahip olan Amerika’nın yarı iletken üretim kapasitesinin düşmesine yol açtı.
Günümüzde hayatımıza güç veren çiplerin yarısından fazlası Tayvan’da üretiliyor. Bu ülkedeki en büyük üretici olan firma dünyanın en değerli dokuzuncu şirketi konumunda yer alıyor. Tayvan’daki yaklaşık 20 milyar dolarlık fabrika farklı farklı işler için nanometrelik çipler üretiyor.
Global eksendeki tehditler ve güç dengeleri yarı iletken üretimini etkiliyor
2024’de artmasını beklediğimiz jeopolitik baskının yarı iletken tedarik zincirleri üzerinde etkisi, Tayvanlı yarı iletken şirketlerinin üretim kapasitesinin ve yatırımlarının coğrafi olarak çeşitlenmesine yol açmaya devam edecek.
Gelişen teknoloji ile artan yarı iletken ihtiyacı ve bunların yerinin doldurulamaz olması, bölgede zaman zaman Çin ve Tayvan arasındaki ilişkileri zorlarken, global eksendeki değişim Çin’in bu alana milyarlarca dolar harcamasına ve imalat dengesinde ABD-Çin rekabetinin artık bozmaya çalıştığı bir ekonomik bağlar ağına dayanıyor.
Ülkeler, ABD ve AB artan teknoloji ihtiyacıyla savunma ve havacılık endüstrisi için yüksek teknoloji bileşenlerinin üretimini de kendi ülkelerine geri çekmek için yıllardır yoğun bir çaba harcıyor. Aynı zamanda Asya’da da Güney Kore kendi endüstrisine 450 milyar dolar destek hedeflerken, Japon hükümeti de iki özel şirketin yeni bir fabrika açmak için yatırımına destek planını açıkladı.
2024’te küresel yarı iletken pazarında beklenen canlanma
2024 yılı görünümü, dünya yarı iletken pazarında güçlü bir yükselişe işaret ediyor; tahminler yüzde 13,1’lik bir artışla 588 milyar dolarlık bir değere ulaşacağını gösteriyor. Bu büyümenin yaklaşık 130 milyar dolara yükselme yolunda olan ve bir önceki yıla göre yüzde 40’ın üzerinde artış eğilimi gösteren bellek sektöründen kaynaklanması bekleniyor. Özellikle Amerika ve Asya Pasifik’in geçen yıla göre önemli ölçüde çift haneli büyüme sergileyeceği tahmin ediliyor.