Çinli işçi kadınlar konuşuyor

DİDEM ERYAR ÜNLÜ
DİDEM ERYAR ÜNLÜ YAKIN PLAN didem.eryar@dunya.com

 

 

Çinli işçilerin hedefi ürettikleri iPhone'dan satın alabilmek değil; ev almak, evlenmek, çocuğunu okula göndermek için para biriktirmek. "Çin'deki işçiler son derece motivasyon sahibi ve iç zenginlikleri olan insanlar. En fazla istedikleri şey eğitime ulaşmak.  Gece bile okula gitmeye hazırlar" diyen Leslie Chang,  büyük şiirketlere şu çağrıyı yapıyor: "Eğer bu işçilere yardım etmek istiyorsanız, küçük sınıflar oluşturun. Onlar, sıcak su veya daha kısa çalışma saatleri talep etmiyorlar. Eğitim almak istiyorlar."

Her gün kullandığınız şeyleri düşünün ve bunları üreten insanları.
Çin'in güneydoğusunda bulunan fabrikalar şehri Chengdu'da, batılı şirketlerin ürünlerine istedikleri kadar kısa sürede ulaşmalarını sağlayan Çinli işçiler yaşıyor. Haftanın yedi günü çalışan bu işçiler, üstüste kaldıkları yatakhanelerde uyuyorlar. Sağlıkları, hatta yaşamlarını tehdit eden şartlar altında çalışıyorlar. Amazon, Dell, Apple, Nokia, Samsung, Nintendo gibi dev markaların üretimlerinin gerçekleştiği Chengdu'da yaşayanların sayısı 12 milyona ulaşıyor. 

Leslie T. Chang, iki sene boyunca Çin'in Dongguan şehrinde yaşayıp, Çinli işçilerin çalışma şartlarını, yaşam şartlarını, hayattan beklentilerini araştıran bir gazeteci.

Chang, geçtiğimiz hafta Edinburgh'da gerçekleşen TEDGlobal 2012'nin konuşmacılarından biriydi. Bu konuşmayı, konferansın global destekçisi olan Vodafone'un Maslak'taki merkezinde canlı izleme fırsatı bulduk.

Chang, "Çinli işçileri dinlemek" başlıklı konuşmasında, küreselleşmenin Çin'i nasıl değiştirdiğini anlattı.  Herkes Çin'in hızlı büyümesini izlerken, o Çinli insaların küçük hayallerine dokundu.
Chang'ın TEDGlobal konuşmasından notlarım şöyle:

"Bu konuşma suçluluk duygusu uyandıran bir konuşma" diyor Chang ve konuşmasının çok büyük bir bölümü şu soru üzerinde odaklanıyor: "Görevi iPhone parçaları birleştirmek olan bir kişinin, kendisine bir iPhone satın alamadığı bir dünyada sorun nerededir?"

Çin fabrikaları aslında dünya genelindeki tüketim çılgınlığının yarattığı suçluluk duygusu ile eşleştiriliyor. Fakat Chang'a göre bu doğru bir bakış açısı değil.

Şunları söylüyor Chang: "Aslında, bu insanların bizim istediklerimizi üretmek için fabrikalarda çalıştıklarını düşünmek son derece ben-merkezli bir yaklaşım. İşçilerin fabrikaya gitmelerinin nedeni, dünyanın ihtiyaçlarını karşılamak değil; onlar para kazanmak, yeni beceriler kazanmak ve dünyayı görmek için fabrikaya gidiyorlar. Bizim tüm tartışmalarımızda eksik olan şey, işçilerin sesleri."

18-19 yaşında işçiler

Chang da zaten işçilerin seslerini duymak, onları dinlemek için iki sene onlarla birlikte yaşamaya karar vermiş. Peki Çinli işçiler neler söylüyor? İşte 18-19 yaşlarındaki Çinli kadın işçilerin cümleleri:

- "Annem eve gitmemi ve evlenmemi söylüyor, fakat şimdi evlenirsem, ancak sıradan bir işçi ile evlenebilirim. Bu yüzden acele etmiyorum." 

- "Yeni Yıl için eve gittiğimde, herkes değiştimi söyledi. Bu kadar değişmek için ne yaptığımı sordular. Çok çalıştığımı söyledim. Daha fazlasını söylesem anlamazlardı.

- "İşten çıktıktan sonra İngilizce çalışıyorum. Çünkü gelecekte müşterilerimiz sadece Çinliler olmayacak; dolayısıyla daha fazla yabancı dil öğrenmemiz gerekiyor."

Yaptıkları ürünü tanımıyorlar bile

Dongguan şehrinde Çinli işçilerle konuşan Chang'ın dile getirdiği ilginç bir konu, işçilerin hiçbir zaman yaşam şartlarından veya yaptıkları ürünlerden bahsetmemeleri. Daha da ilginç olanı, bu ürünleri tarif edememeleri. "Marx bunu işçilerin trajedisi olarak tanımlamıştı; geçmişin zanaatkarlarından farklı olarak, yaptıkları ürüne tamamen yabancılar" diyen Leslie Chang, "Bir işçi, herhangi bir ürünün bir parçasını yapıyor diye, birşeyin parçası olmak zorunda değil" yorumunu yapıyor.

Chang'a göre, işçiler yaptıkları ürünle ilgilenmiyorlar. Onların ilgi alanları çok daha farklı: Ne kadar para biriktirebilecekler? Ne kadar çalışmaları gerekecek? Evlenmek için ne kadar paraya ihtiyaçları var? Ev, araba almak için ne kadar paraya ihtiyaçları var?

150 milyon işçi, üçte biri kadın

Çin'de geleceğini hayal ederek yaşayan 150 milyon işçi var. Bu işçilerin üçte birini kadınları oluşturuyor. Bu işçiler sürekli olarak şehir değiştiriyorlar. Amaçları biraz daha fazla para kazanmak ve hayallerini biraz daha hızlı gerçekleştirebilmek. Asla geriye bakmak istemiyorlar; çünkü tek hedefleri yarının dünden daha iyi olması.

Peki Çin'de üretim yapan dünya devlerine ne demek isterdi Chang? İşte cevabı:
"Çin'deki işçiler son derece motivasyon sahibi ve iç zenginlikleri olan insanlar. En fazla istedikleri şey eğitime ulaşmak.  Gece bile okula gitmeye hazırlar. Eğer bu işçilere gerçekten yardım etmek istiyorsanız, küçük sınıflar oluşturun. İşçilere sorduğunuzda, sıcak su veya daha kısa çalışma saatleri talep etmiyorlar. Eğitim almak istiyorlar."

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar