Çin'den ABD'ye tüm çalışanlar aynı tehdit altında
"İstihdam piyasası genellikle altı ay sonra tepki veren, gecikmeli bir ekonomik göstergedir. İstihdam piyasasına yönelik en kötü sonuçları henüz görmedik."
Bu sözler "İşgünün Kayıp Güvenliği" kitabının yazarlarından Sorbonne Üniversitesi Profesörü Bernard Gazier'ye ait.
Dünya genelinde şirketlerin içine bulunduğu durum da Gazier'nin söylediklerini onaylar nitelikte.
Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) Genel Sekreteri Juan Somavia dünya genelindeki işsizlerin oranının 2009 yılı sonuna kadar 210 milyonu aşabileceği sinyalini veriyor. Bu tahminin IMF ve BM'nin büyüme öngörüleri üzerinden yapıldığını kaydeden Somavia, sayının çok daha yüksek seviyelere ulaşabileceğini hatırlatıyor.
Gelişmiş ülkelerde tüketimin daralması, düşük ücretli üretim yapan Asyalı firmaların birbiri ardına kepenk indirmesine neden oluyor. Dört aydır bin işçisinin maaşını ödeyemeyen Chunyu Textile Company bunlardan birisi. Sonuncusu olmadığı ise kesin.
Zor durumda olan sadece Asyalı şirketler değil. Avrupa ve ABD genelinde çok sayıda şirket, daralan tüketim karşısında zor durumlar yaşıyor.
30 Ekim'de dünyanın bir numaralı demir-çelik devi Arcelor-Mittal, otomobil üreticilerinden gelen talebin önemli ölçüde düşmesi karşısında, yaklaşık altı ay boyunca Avrupa genelindeki 10'a yakın ocağını kapatacağını açıkladı.
Fiat, General Motors, Peugeot-Citroen, Honda gibi dünyanın önde gelen otomobil üreticileri binlerce çalışanını zamansız izne çıkardı.
İş çıkarmaların gündeme geldiği şirketler de var. Bunlardan birisi 2009 sonuna kadar 5 bin kişiyi işten çıkarmayı öngören ADB'li beyaz eşya üreticisi Whirlpool.
Şirketin CEO'su Jett Fetting, 2008'in üçüncü çeyreğinde Kuzey Amerika ve Avrupa geneli talepte büyük bir gerileme yaşadıklarını ve bunu kısa vadede düzelmesini beklemediklerini ifade ediyor.
İşçi çıkarmak zorunda kalan bir diğer şirket de Nissan Motor. Şirketten yapılan açıklamada, İspanya, Japonya ve ABD'deki fabrikalarda toplam 3 bin 500 kişinin işine son verileceği belirtildi.
Geçici işçiler de etkilenecek
Avrupa Sendikalar Konfederasyonu Sekreteri Joel Decaillon'a göre gelişmeler, bir kriz sonrası yaşanan klasik gelişmelerden ibaret. Ekonomik araştırma servislerinin farklı ülkelerin sendikalarından veri toplamaya başladıklarını kaydeden Decaillon, bu verilere göre çok sayıda ülkenin şimdiden ekonomik durgunluk dönemine girdiğini ve yeniden yapılanmaların yeni yeni başladığını kaydediyor.
Decaillon, yaşanan tablonun klasik bir tablo olduğunu söylemesine rağmen, bu sefer içeriğin farklı olduğuna dikkat çekiyor ve bu farklılığı şöyle anlatıyor: "Başka krizler de yaşadık, fakat bu defa yaşadığımız kriz ilk kez olarak geçici istihdam piyasalarını da etkileyecek. Bugün Avrupa'da 108 milyon kişi geçici işlerde çalışıyor, 80 milyon kişi kalifiye değil."
OECD İstihdam Bölümü sorumlusu Stefano Scarpetta ise işsizliğin özellikle kalifiye olmayan gençleri ve yaşlıları etkileyeceğini ifade ediyor. "55 yaş üstünedekiler emekliliklerini almaya zorlanacaklar. 25 yaş altındaki gençlere ise şirketlerin kapıları kapalı kalacak" diyor Scarpetta.
İşsizlik Almanya'da neden artmıyor?
Avrupa Komisyonu tarafından 31 Ekim'de açıklanan rakamlara göre eylül sonu itibariyle Euro bölgesinde işsiz oranı 11.69 milyon kişiye ulaşıyor. AB-27 dikkate alındığında ise bu rakam 16.71 milyon kişiye ulaşıyor. İşsizlikten fazla etkilenen ülkeler yüzde sırasıyla yüzde 11 ve yüzde 10 işsizlik oranları ile İspanya ve Slovakya. Buna karşılık yüzde 2.5 ile Hollanda ve yüzde 2.9 ile Danimarka işsizlik oranlarının en düşük olduğu ülkeler.
AB genelinde dikkat çekici olan bir gelişme de Almanya istihdam piyasasının krizden etkilenmemesi. Ekim ayında işsiz sayısında 26 bin gerileme yaşanan Almanya'da işsizlik oranı yüzde 7.5 seviyesinde. Bu oran, Almanya genelinde son 16 yıldır izlenen en düşük işsizlik oranı. Almanya'da işsizliğin artmamasında en önemli etken olarak Alman ekonomisinin rekabet gücü gösteriliyor.
İngiltere de ise, Ulusal İstatistik Enstitüsü tarafından verilen rakamlara göre, haziran ve ağustos ayları arasında işsiz sayısında 164 bin artış yaşandı. Bu 1991 yılından bu yana yaşanan en büyük artış olurken, İngiltere'nin yüzde 5.7 olan işsizlik oranı yine de yüzde 7 olan AB ortalamasının altında kalıyor.
İngiltere'de özellikle finans sektöründe 2009 yılı sonuna kadar 62 bin kişinin işsiz kalması bekleniyor.
Küresel kriz bankalardan sonra, işlerimizi de etkileyecek kaçınılmaz olarak. Geçici işlerin bile etkilenecek olması, yaşadığımız krizin ne kadar ciddi olduğunun yeni bir kanıtı. ILO'nun 2009 sonuna kadar dünya genelindeki işsiz sayısının 210 milyona ulaşacağı açıklamasını da dikkate almakta fayda var.