Çin'de susuzluk, büyümeyi tehdit ediyor

DİDEM ERYAR ÜNLÜ
DİDEM ERYAR ÜNLÜ YAKIN PLAN [email protected]

 

Çin hükümdarlarına göre, ülkeyi kontrol altında tutmanın temel yolu, suyu kontrol altında tutmaktan geçer.

Eski zamanların en uzun kanalı olan Büyük Çin Kanalı, bunun en somut kanıtı. 1794 kilometre uzunluğundaki kanal İmparator Yang Guang'ı Beijing ve Hangzou arasında taşımak için yapıldı. Projenin ilk temelleri milattan önce 486 yılında atıldı. Su kontrolü tutkusu, Çin'in komünist liderlerine de yansıdı, ve Çin yıllar boyunca dünyanın en büyük barajlarını inşaa etti.

Bir önceki Yakın Plan'da, Türkiye'nin 60'lardan bu yana inşaa ettiği barajların, Irak nehirlerinin su seviyesini düşürdüğüne yönelik yorumlara yer vermiştik. Su konusunda zor durumda olan tek ülke Irak değil. Aynı sorun Çin için de söz konusu.

Çin, ciddi bir susuzluk sorunu ile karşı karşıya. Çin'in güney bölgesinde çok sayıda nehir ve zengin bir bitki örtüsü bulunurken; kuzey bölgesinin yarısı çöllerden oluşuyor. Çin'de kullanılabilir suyun beşte ikisi güneyde. Öte yandan nüfusun yarısı ve tarım alanlarının üçte ikisi kuzeyde.

Yılda kişi başına düşen kullanılabilir su miktarı bin metreküpten daha az olan ülkeler "su fakiri" olarak sınıflandırılıyor. Çin'in kuzeyinde, kişi başına düşen yıllık ortalama su miktarı 200 metreküpten daha az. Dünya nüfusunun yüzde 20'sini temsil eden Çin, dünyadaki temiz suyun sadece yüzde 7'sine sahip. Ve bu durum, bazı Çinli siyasetçilerin de dediği gibi, Çin'in yaşamını tehdit ediyor.

Susuzluğun artmasının önemli bir nedeni, ülkedeki suyun yokolması. The Economist araştırmasına göre, 1950'lerde ülkedeki 100 metrekareden büyük nehirlerin sayısı 50 bin iken, bugün bu sayı 23 binlerde. Çin'in nehirlerini kaybetmesinin nedeni ise tarım ve fabrikaların aşırı su tüketimi. Yani suyun sürdürülemez bir şekilde kullanımı.

Su kıtlığı, ülkedeki kaya gazı gelişimini de olumsuz etkiliyor. ABD gibi, Çin de, kaya gazı devrimi hayal ediyor, ama gaz rezervlerinin ülkenini en kuru bölgelerinde olması, bu devrimi zora sokuyor.

GSYIH'nın yüzde 2.3'ü

Dünya Bankası'nın ortaya koyduğu tablo da oldukça kötü: Bankaya göre, su kıtlığının Çin'e maliyeti yıllık GSYIH'nın yüzde 2.3'üne denk gelecek. Bunun büyük bir bölümünü sağlık harcamaları oluşturacak.

Çin hükümeti, su sorununu çözmek amacıyla güneydeki nehirlerin güzergahını değiştirecek dev projelere odaklanıyor; fakat uzmanlara  göre bu projeler su sorununa çözüm sağlamaktan uzak.

Asıl apılması gereken, su talebini ve tüketimini sınırlamak; su kaynaklarının daha verimli bir şekilde kullanılmasını sağlamak.

Çin'deki gelişmeler ise, bunun tam tersine ilerliyor:

. Çin'in bir çok şehrinde su fiyatları çok ucuz. Hatta Avrupa'daki su fiyatlarının neredeyse onda biri. Bu da aşırı su kullanımını beraberinde getiriyor. 

. Sanayide atık su yönetimi sınırlı. Sanayide kullanılan suların sadece yüzde 40'ı geri dönüşüme tabi tutuluyor. Bu oran Avrupa'daki oranların yarısı. Atık suların geri kalanı ise nehirlere dökülüyor. Uzmanlara göre, şehirlerdeki su altyapısı son derece kötü durumda.

. Tarımda kullanılan su miktarı çok fazla.

. Gobi çölünde 400 adet yeni şehir kuruluyor. Bu şehirler, bir milyon insana ev sahipliği yapacak. Bu gelişme, su kısıntısını çok daha zora sokacak.

. Çin, çevre konusunda oldukça sabıkalı. Hava kirliliğinde dünyanın ilk sıralarında gelen ülkede, yer altı sularının yarısından fazlasının temiz olmadığı; içmek bir yana dursun, yıkanmanın bile mümkün olmadığı ifade ediliyor. Dolayısıyla, kirliliğin azaltılması, hem Çin halkının sağlığı hem de kullanılabilir su miktarının artması için büyük önem taşıyor.

Su verimliliği düşük

Sonuç olarak, Çin'in su verimliliği çok düşük. Kullanılan her bir metreküp suyun getirisi 8 dolar değerinde. Ortalama Avrupa ülkelerinde bu oran 58 dolara ulaşıyor. Çin'de farklı hükümetler tarafından inşa edilen kanallar, tüneller ve barajlar bu durumu iyileştirebilmiş değil.

Çin'in en tanınan aktivisti ve "Çin'in Su Krizi" kitabının yazarı Ma Jun, "Çocukluğumda, mavi gökyüzünü daha fazla görürdük" diyor. Geçen sene, çevrenin Oscar'ı olarak değerlendirilen Goldman Prize'a layık görülen Jun, hükümetin dev projelerinin işleri daha da kötüye götürdüğüne dikkat çekerken, "Çin'in mevcut sistemi, çok hızlı bir ekonomik büyüme sağlamak üzerine kurulu. Fakat insanlar seslerini duyurur ve bu hızlı yayılmayı engelleyebilirlerse, Çin'de gerçek bir dönüşüm yaşanır" yorumunu yapıyor.

Görünen o ki, Çin'in su problemini çözmek için mühendislerden çok, ekonomistlere ve çevrecilere ihtiyacı var.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar